Kritikler

Sabhankra – Death to Traitors Albüm İncelemesi

İstanbul´un en üretken gruplarından biri Sabhankra 21 Mayıs´ta Saturnal Records etiketiyle beşinci stüdyo albümleri Death to Traitors´i piyasaya çıkarıyor.

Saturnal Records – 2021 – Türkiye 

Yerli piyasaya hakim herkesin tanıdığı, İstanbul´un en üretken gruplarından biri Sabhankra 21 Mayıs´ta Saturnal Records etiketiyle beşinci stüdyo albümleri Death to Traitors´i piyasaya çıkarıyor. İlk defa bir Sabhankra albümü kritiği yazıyorum, bu nedenle grubun kariyerine en başından günümüze doğru göz gezdirdiğimde, Sabhankra öncesi Constantinopolis günlerine kadar gittim. 2003 yılında Constantinopolis´in piyasaya sürdüğü ilk ve son albümleri “For The Empire” i ilk dinlediğimde çok şaşırmıştım. Kayıt kalitesini falan bir kenara bırakın, enstrümantal parçalar hariç on beş adet parçanın olduğu (Göreceli olarak overdose olarak kabul edilebilir), içinde Kanun enstrümanı ile solo atılmış Ergenekon gibi parçanın olduğu, denenmemiş bir çok oryantal unsurun bulunduğu, klasik metal enstrümanlarının haricinde farklı enstrümanların kullanıldığı çok iyi bir harmoninin yakalandığı, çok orijinal bir albümdü; ama o dönemin harala gürelesi içinde bırakın hak ettiği değeri görmesini falan bence dikkatlice dinlenmedi bile. Grubun müziği ile tanışıklığım o günlere dayanıyor. Sonraki süreçte grup adını Sabhankra olarak değiştirdiği ve bu gün geldiğimiz noktadayız.

Sabhankra´nın müziğini ilk albümlerinden beri tek bir tarz başlığı altına yerleştirmek her zaman zor olmuştur.Genel intiba “ Folk Metal değil mi abi?” gibi olsada bence Folk unsurların Death, Black ve Thrash Metal ile kaliteli uyumunu, kariyerlerinde ki dört albüm boyunca memleket standartının üzerinde bir vizyon ile dinleyiciye sunuldu.

Memleketimizin grupları yakaladıkları soundun dışına çıkmayı yeni bir şeyler denemeyi pek sevmezler, açıkçası Death to Traitors albümünde bu ön yargı ile Sabhankra’dan bir süpriz beklemiyordum; fakat önce 31 Mart´ta piyasaya düşen Call to Arms şarkı sözü videosu bize sağlam bir tokat indirdi. Sonrasında albümün tamamını dinlediğimde Sabhankra´nın bu güne kadar gelen çizgisine kıyasla daha sert, daha agresif, daha Death-Black Metal bir albümün üretildiğini görüyoruz.

Albümde altı parça bulunuyor. Toplamda 35,42 dakika uzunluğunda süren albümdeki parçalarının ortalama uzunlukları altışar dakika civarlarında sürüyor. İlk single ın şaşkınlığını attıktan sonra kayıt elime geçtiğinden beri ard arda dinledim. Dinleyenin yüzünde bomba gibi patlayan ilk unsur kimlik değiştirmiş gitar riffleri, Death ve Black Metal´ın muazzam agresif, yırtıcı yapısını albümün genelinde bulmanız mümkün. Gitar işçiliği için “Daha sert ve Agresif” tanımlamam sizde -Sabhankra melodik yapısını tamamen terk etmiş- düşüncesini uyandırmasın, dinleyenin enerjisini sonuna kadar kökleyen gitar işçiliğinin ayrıntılarında gizlenmiş ve parçanın genel örgüsü içinde sırıtmayan kaliteli melodik partlar mevcut, albümün dördüncü şarkısı “Heavens Are Fake” bunun en iyi örneklerinden biri. Gitar işçiliğinden devam ederken bass gitardan da bahsetmek isterim, bass gitarın duyumunu çok sevdim, “I Came This Far for Nothing” isimli parçada Keyboard´ın kendini öne attığı bölümlerdeki duyumuda çok güzel. Enstrümanların duyumu genel olarak gayet iyi zaten, yakalanan balans gayet kaliteli bu sebeple Sabhankra ekibini tebrik ederim.

Albümde öne çıkan pozitif ayrıntılardan bahsetmişken kulağıma takılan bana göre “şöyle olsaydı daha iyi olabilirdi” dediğim birkaç noktadan bahsetmek gerekirse, Death-Black elementlerinin yoğun hissedildiği, enerjinin tavan yaptığı bu albümde bazı partlarda kulağım çift vokal aradı. Savaş bu albümde vokal kayıtlarının hakkını sonuna kadar vermiş, kayıtlarda ve işin mühendislik boyutunda da belli ki üzerinde zaman harcanmış; fakat bu iyi işçilik bazı partlarda brutal vokallerle çeşitlendirilseydi bence daha iyi sonuç alınırdı. Call to Arms´ta mesela böyle bir deneme çok iyi sonuç verirdi, diğer bir nokta ise Davullar bence biraz geride kalmış, belki de benim dinlediğim ses sisteminde böyle duyuluyordur, bir kaç farklı deneme daha yapmam lazım mutlaka; ama ilk deneme turlarında edindiğim deneyim bu yönde.

Genel olarak albümü değerlendirmek gerekirse, Sabhankra çok iyi bir iş ortaya çıkarmış, melodik unsurlarını tamamen bir kenarı bırakmayak biraz geriye çekmiş ve Death Black Metal yönünü oldukça saldırgan bir tavırla öne çıkarmış ve bence bu güne kadar piyasaya sürdüğü en başarılı işe imza atmış. Sound çizgisini bozmamak ile yerinde saymak arasında ince bir çizgi var, Sabhankra aslında melodik yapısını tamamen terk etmeyip onu daha sert ve saldırgan bir yorumla bu albümde bize sunmuş. Sabhankra, kapak çalışmasından kayıt tekniği seçimlerine kadar, bu döneme kadar olan tercihlerinden farklı bir noktada ve bence seçimlerinde çok iyi sonuçlar almışlar.

Albüm hangi formatlarda piyasaya çıkacak, merch ürünlerinin durumu ne olacak, Türkiye´ye ne zaman ulaşacak bu ayrıntılar şu an belirsiz; fakat ben sizler için Almanya’dan olayın ilk alıcısı olarak test sürüşü yapacağıma söz veriyorum:) Umuyorum bu pandemi felaket ve devamında beceriksiz yönetimlerin elinde hayatı mahveden süreç en kısa zamanda biter ve Sabhankra´yı sahnede görürüz son albümden I Came This Far for Nothing´in canlı performansı için şimdiden sizi uyarıyorum oldukça yıkıcı olacaktır. Söz konusu yerli piyasa olunca ezbere destek lafları her zaman havada uçuşur. Siz bu lafları iş olsun diye eden tayfadan olmayın, bu albümü mutlaka dinleyin, bu tarza aşina bir arkadaşınızla paylaşın ve imkanınız varsa bir kopyasını alın, bu bir yerli gruba verilecek en önemli destektir.

7,5/10

2 Yorum

  1. Noktası noktasına katılıyorum. Hiç beklemiyordum açıkçası bende. Savaşın genel müzik zevki çok açık ve uç olabiliyor. Sabhankra’nın her albümünün farklı olmasını biraz da buna bağlıyorum açıkcası. Diğer albümlerine ısınmamıştım yalan yok, bu ise çok farklı tınlıyor. Desteğe devam \m/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu