Kritikler

Vulture Lord – Desecration Rite Album İncelemesi

Thrash Metal´ı bol tutulmuş Black Metal sevenler şimdi buraya dikkat kesilsin ve kendilerini sadece bu kritiği okumaya versinler. Vulture Lord´un hikayesi biraz enteresan ...

Odium Records – 2021 – Norveç

Thrash Metal´ı bol tutulmuş Black Metal sevenler şimdi buraya dikkat kesilsin ve kendilerini sadece bu kritiği okumaya versinler. Vulture Lord´un hikayesi biraz enteresan … Grubun geçmişi taa 1990´a kadar dayanıyor. Ergenlik döneminde girişilen grup kurma deneyimleri , isim değiştirme girişimi derken Vulture Lord , 1995 yılında Norveç extreme metal sahnesine adım atıyor. 97 yılında çıkan demo “Exorcism of the Holy Ghost” ve bir sene sonra piyasaya çıkan “Desire for the Dead” demoları ile işler grup için iyi gidiyor gibi görünse de 2003 yılına kadar yeni bir ürün piyasaya çıkmıyor.

2003 yılında ilk tam zamanlı albüm “Profane Prayer“ piyasaya çıktığında özellikle Norveç içinde underground piyasada oldukça ses getirmiş, dünya çapında da bir çok kişiye ulaştığını söylemek yanlış olmaz. Grup elemanlarının Vulture Lord dışında Urgehal, Carpathian Forest, Beastcraft ve Endezzma gibi gruplarla kariyerlerine devam ettiklerini düşünürsek , bu durumun grubun ürünlerinin tanıtımı açısından faydalı bir ayrıntı olduğu düşünülebilir ama diğer yandan grup elemanlarının Black Metal sahnesinin birinci lig ekiplerinin kadrosunda yer almaları Vulture Lord´un üretkenliğini sekteye uğratmış olduğuda söylenebilir.

Öyle ki ilk tam zamanlı albümlerinin ardından ilk sessizlik dönemini ikiye katlayan yeni bir durgunluk dönemi ve günümüze kadar gelen süreçte sadece 2006 yılında piyasaya çıkmış Blasphemy EP´sini görüyoruz. Verilen ikinci uzun aranın bir diğer sebebi de yazının başında belirttiğim gibi grubun aynı zamanda Urgehal elemanı olan Trondr Nefas´ın 2012 yılında hayata veda etmiş olması. Öyle ki Nefas´ın ölümünün ardından Urgehal´de çalışmalarını sonlandırdı.

2016 yılında piyasaya çıkan Aeons in Sodom albümü Nefas´a adanmıştı (zaten o albümden sonra grup başka bir çalışma yapma çabasını göstermedi ve dağıldı). Albümde Nefas´a ait olan sololar 2010-2012 yıllar arasında kaydedilen prova kayıtlarından, albümün giriş parçası Dødsrite´de yer alan konuşma parti 2011 yılında Belçika’da yapılan Metal Mean Festivaline ait bir kayıttan alınmıştı.

Urgehal´in son çalışmasında olduğu gibi Vulture Lord´un yıllar sonra 20 Haziran´da piyasaya çıkacak olan “Desecration Rite” isimli ikinci tam zamanlı albümünde yine Nefas´a ait riffler kullanılmış. Albüm tanıtımının yapıldığı VULTURE LORD – “Bloodbound Militia” başlıklı YouTube videosunda bu durumun açıkça belirtildiğini görmek mümkün. Albümde toplamda dokuz parça bulunuyor ve 40 dakika civarında. Albüm Polonya menşeeli Odium Records etiketiyle piyasaya çıkacak. CD versiyonun yanında LP ve dijital versiyonları da fanlar edinebilecek.

Onlarca ayrıntıdan ve ön bilgiden sonra nihayet albüme gelecek olursak, Thrash/Black Metal, War Metal fanlarını dibine kadar tatmin edecek bir albüm olduğuna garanti verebilirim. Grup çok uzun süre beklemiş; ama bu bekleyişin hakkını da veriyorlar (klişe bir tanımlama oldua; ama gerçekten böyle)

Nefas´ın ardından oluşan boşluğu yine Urgehal grubundan Enzifer dolduruyor. Grubun kuruluşundan bu yana var olan elemanlarının, Vulture Lord dışında bir çok grubun kadrosunda yer alma geleneği devam ediyor. Hatta bu albüm ile kadronun yapısı enternasyonal bir yapıya kavuşmuş demek yanlış olmaz. Grubun tek orjinal elemanı vokallerde hala inanılmaz işler çıkaran Kat Ghil Northgrove. Northgrove dışında son albüm kadrosunda yukarıda bahsettiğim gibi Urgehal´den tanıdığımız Enzifer, Carpathian Forest´tan tanıdığımız Diabolus ( ama VL kadrosunda Melphas Nickini kullanıyor.), davulda Blackthorn ve Bass gitarda Hella yer alıyor. Blackthorn ve Hella daha çok Meksika underground piyasasına aşina kişiler tarfından bilinen isimler. Grubun kadrosunun enternasyonal bir kimliğe bürünmüş olmasından kastım aslında buydu. Bu isimler Desecration Rite albümü için nasıl bir araya geldi bilmiyorum; ama sonuç muhteşem. Enzifer ve Melphas, Nefas´tan da devraldıkları mirasın üzerine çok iyi çalışmışlar. Black Metal´ın çiğ agresif yapısını, Thrash Metal´ın patlayıcı gücünü, negatif duyguların vurucu ifade etme yapısıyla birleştirip, birbirinden gaz yaylım ateşi tadında gitar riffleri yaratmışlar.

Konserlerin bir yılı aşkın süredir yapılamadığı bu dönemde albümü dinlerken sonuna kadar ara vermeden devam ediyorsunuz ve akılda sürekli “Şu şarkının konserdki canlı performansı ortalığı yıkar geçer” gibi düşünceler geçiyor. Özellikle İntronun ardından açılış parçası görevini üstlenen Bloodbound Militia, The Vulture Lord ve Beneficial Martyrdom parçalarının gitar işçiliğine dikkat etmenizi öneririm. Davul performansı üzerine düşeni yeterince yerine getiriyor, gitar rifflerinin yazım kalitesinin ortaya çıkması için üzerine düşeni fazlsaıyla yapıyor. Şu parçada şöyle süper bir ayrıntı yapmış gibi bir ekstra iş çıkarmasa da, dediğim gibi üzerine düşeni yerine getirerek gitar rifflerinin kalitesini ve gücünü yukarıya taşıyan bir pozisyonda diyebilirim, bunun yanında çalım kalitesi ve Thrash Black gibi bir tarzda üretilmiş parçalara kattığı çeşitlilik farklı tekniklerle yaptığı geçişlerle övgüyü hak eden bir ortaya koymuş Blackthorn. Son olarak vokallere değinmek isterim ki Northgrove boş duran bir müzisyen değil, Vulture Lord dışında çalıştığı başka gruplar da var; ama bu albümde en iyi performanslarından birini sergilemiş kesinlikle. Harika Scream vokal tekniğiyle albümün saldırgan yapısını ve Black Metal öğelerini taçlandırıyor adeta.

Kayıt kalitesinden söz edecek olursak bence 2003 yılında çıkan albüme göre oldukça iyi, zaten bunca zaman geçtikten sonra aynı çizgide bir şeyler beklemek saçma olur; fakat en azından gruba katılan yeni elemanların da, soundun daha saldırgan ve tarzın gereğine uygun yola yönelmesine katkısının olduğu söylenebilir. Sounda ki bu olumlu gelişimin yanında grubun logosundan Cover-Art tarzına baştan aşağı bir değişimin söz konusu olduğu görülüyor ki bu seçim bence harika olmuş. Logonun yeni versiyonuna tek kelime ile bayıldım ve ardından hemen merch ürünleri label´in bandcamp sayfasından aramaya başladım, bu albüm için yapılmış tişört tasarımı inanılmaz güzel kendimi almaktan alıkoyamadım. Promo ürünleri incelemekte beni masrafa doğru iten başka bir etkene dönüştü:) Underground gruplara destek vermeyi çok severim, hele ki üretilen iş böyle kaliteliyse; faka tsiz benim gibi yapmayın bütçeye dikkat:)

Albüm Haziran ayının sonunda piyasaya düşeceği için şu an full versiyon dinlemek mümkün değil; ama hatırlatmaları açın ve albümü dinlemeyi sakın unutmayın. Kritiğin başında da dediğim gibi Thrash/Black seviyorsanız bu albümü mutlaka arşive katmak isteyeceksiniz.

8,5/10

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu