Röportajlar

E-FORCE

E-Force’un son albümü 2008’de çıktı ama yeni albüm hakkında hiçbir bilgimiz yok…
Eric Forrest (bass/vokal): Geçtiğimiz yaz bir kayıt yapmak istedik. ”The Curse Of The Cunt” adında, kadınlar ve erkeklerin birbirleriyle neler yaptıklar ve yapacakları ile ilgili bir konsept albümüydü. Şu an şirket ile yaşadığımız problemlerden dolayı turnedeyiz. Ve menajer Las Vegas’ta ya da bilmediğim bir yerde kaçırıldı, öldürüldü ya da intihar etti. Şu an yazın ortalarına kadar beklemek zorundayız. Bir yıl kadar bir gecikme oldu ve ”ne yapacağız, hadi çalalım” dedik. Şarkı yazmaya devam edeceğiz 8 civarında tamamlanmış şarkımız var. Yazın ve Eylül’de daha çok konserler vereceğiz. Bugünlerde para ve download olayı yüzünde çoğu grup zorluk yaşıyor, artık kimse cd için para vermiyor. Kayıtları ve dağıtımı şirket sağladığı ve E-force ile bunu yaptığım için kendimi şanslı hissediyorum. para kazanmayı beklemiyorum. Bu daha çok başkasının finanse ettiği ve benim yaptığım profesyonel bir hobi gibi.

Sana Voivod yılları ile ilgili birkaç sorum olacak. Voivod’a nasıl geri döndün ve daha önce hangi projelerde bulundun?
Thunder Circus adlı bir grupta vokal yapıyordum ve sonra bir cover grubuna katıldım. ’92’de Saints and Sinners adlı bir grupta  bas çalmayı denedim. Fazla çalmadım, ama davulcu benim arkadaşımdı ve eski menajerle kontağı korudum. ’94 yazında bana ”Montreal’e gel. İlgini çekecek bir şey var” dedi ve ben ”Ok. Yarın otobüse biniyorum” dedim. Stüdyoya girip bir 10 dk. kadar takıldık ve aniden durdular. ”işte bu. Tamam, gruptasınız. Hadi gidip bira içelim” dedim. Gerçekten her şey için doğru yer ve doğru zamandı.

Elemanlar kişisel olarak tanıyor muydun?
Toronto’da, Angel Rat turnesinde onlarla görüşmüştüm. İyi çocuklardı. Onlarla çalışma fırsatı bulmam biraz ironik oldu.

Voivod ile Negatron (1995) ve Phobos (1997) adlı 2 albüm yaptın. Şarkı yazma ve stüdyo süreçleri nasıl değerlendiriyorsun? Söz ve müziğin ne kadarını yazıyorsun?
Daha çok sözler. Biraz da riffler. Fakat müzik çoğunlukla Piggy’ye ait. Ona Riffmaster P. diyorum. Çünkü güzel rifflere ve fikirlere sahip. Ana materyallere ve kontrole sahip. Sözleri onun yardımıyla yazıyorum. Tüm yazdığım sözleri bazı şarkılara uyarladık, birkaç riff de yazdım ve çaldım. Hoşlarına gitti. Gerçekten eğlenceli olanı Kronik albümündeki Vortex adlı şarkıydı. Daha önce yaptığımız ve yayınlanmamış bir şarkıydı. Bass partisyonlarını küçük bir çocukken yazmıştım. Racenous Medicine adlı video ile riffler benzerlik gösteriyor. Bu gerçekten komikti. Onlardan arakladım ve onların grubunda çaldım.

Voivod’da geçirdiğin yılları nasıl değerlendiriyorsun? İnsan ilişkileri, müzisyenlik, müzik işi vs. hakkında öğrendiğin en önemli şeyler nelerdi?
Şarkı yazma hakkında birçok şey öğrendim. Profesyonel bir grupta yer almıştım. Orada öğrendiklerimi şuan uyguluyorum. Bunun ilginç olması dışında ne söyleyeceğimi bilmiyorum, müthiş bir şans ve deneyimdi. Bu şansı elde etmekten dolayı çok minnettarım.

Sonunda Voivod’dan ayrılma sebebin neydi? Arkadaşlıkla ilişkileri ile ilgili miydi? Grup üyeleri ile hala görüşüyor musun?
Evet, tabii ki. Dürüst olmak gerekirse Voivod’dan hiç ayrılmadım. Kibarca kovulduğumu söyleyebilirim. Mart 2001’de bir görüşme yaptık ve artık grup olarak devam etmek istemediklerini söylediler. Buna gerçekten inanmadım, Snake geri gelecek diye düşündüm. Daha sonra Snake ve Jason (ex-Metallica) ‘ın geri döndüğünü öğrendim. Ne yapabilirsin? Çok kötü hissetmedim. Sonuçta onların grubuydu ve ben her zaman onların istediğini yaptım. O aralar hala yayınlanmamış 12 şarkıyı içeren bir demo kayıt yapmayı düşündük. Ama parasal sıkıntılarımız vardı ve onlar eski vokalistleri ve Metallica’daki elemanları ile çalışma şansına sahipti. Bu yüzden böyle yaptılar. Geriye dönüp baktığımda, Piggy ölmeden önce onu biraz onure ettiklerini düşünüyorum. O kesinlikle benden daha çok bu grupla çalışmıştı. Ozzfest’te Ozzy Osbourbe ile çıktılar ve bunun gibi şeyler yaptılar. Biz hala arkadaşız. Geçen yaz Hellfest’te onlarla sahneye çıkıp bir şarkı söyledim. Onlara birkaç beleş bilet bulmalarını söyledim ve ”Tamam, elbette, ama bizimle bir şarkı söyleyeceksin” dediler. ”Elbette söylerim” dedim.

Voivod’un hiçbir zaman hak ettiği ilgiye ve saygıya sahip olamadığı, birçok grubun ondan etkilendiği ve başarılı olduğu fikrine katılıyor musun?
Sanırım bunu söylemek adil olur. Onlar bence gerçek sanatçılar, yaptıklarından eğleniyorlar ve birçok sanatçı gibi bunu yapmaya devam ediyorlar. Bu, kaydın ne olacağı ile alakalı değil. Daha çok ”Hey, kaydı bitirdik ve yeni bir eserimiz var. Şimdi ne olacaksa olsun” şeklinde. Sanırım şu an benim E-Force’ta yaptığım gibi, onlar da bu işe bu şekilde bakıyorlar.

Peki grup kalıcı bir grup mu, yoksa geçici bir proje olarak mı görüyorsun?
Elbette kalıcı bir grup. Grubu Mart 2001’de toparladım, Voivod ile ilgili haberleri duyduktan sonraki akşam başladım. Gerçekten ciddi bir proje, ama biraz yavaş ilerliyor. Müthiş bir iş çıkarmadık, ama yapabileceğimizin en iyisini yaptık. Gruba E-Force adını verdim, çünkü bu benim Voivod’daki takma adımdı. Ivan adında biri – Men Without Hats grubunda çalıyordu ve Phobus albümünde bulunan The Tower adlı şarkının sözlerini yazmıştı- bir gün geldi ve ”E-Force! Bu senin adın.” dedi. O sırada ot içenlerin hepsi ”güzel, evet!” dediler. İşte bu ismi kullanmam için birkaç sebep vardı. Bir bakıma bu Voivod ile bir bağ ya da ilişiğimin devam etmesi anlamına da geliyor. Bu kontrol ile de ilgili ve bir nevi yapmak istediğimi yapıyorum. Kötü bir şekilde değil. Sadece gemiyi sürebiliyorum, ne tarz metal yapmak istediğimi biliyorum.

Kanada gruplarının bir takım avantajları ya da dezavantajları var mı? Yani A.B.D. grupları ile kıyaslayacak olursak; kayıt ve yayınlama olanakları, dağıtım ya da turneler.
Yedi buçuk yıldır Fransa’da yaşıyorum. Avrupa’da durum Kanada’dan tabii ki daha iyi. Ama ne yapabilirim? Ben oralıyım ve yaptığım şey bu. A.B.D.’de olanaklar daha mı iyi?  Evet, belki, ama her grup için değil. Çünkü çok fazla rekabet de var.

Fransa’da yaşamak ve Kanada’da yaşamak arasında ne gibi farklılıklar var? Yani kültür, mantalite vs. anlamında.
Ana fark Fransız ruhu, yemekleri, halkı… bu güzel. Tolouse Montreal ya da Toronta gibi büyük bir şehir değil. Burası daha yavaş. Ama her yerde olduğu gibi burada da bazı geri zekalılar var, bu yüzden pek fark etmiyor. Ama buranın kültürünü seviyorum. Gerçekten seviyorum. yemekler, buluşmalar, huzur, hayattan zevk alma… Elimde olsa yeraltında yaşardım, ha ha! Orada da birçok iyi grup var. Morbid Angel tarzı bir Death Metal grubu Fleshdoll bizim arkadaşlarımız, aynı şirkete bağlıyız. Thundering records.

E-Force ile birkaç kadro değişikliği yaptın. Fransa’ya taşınmanın yanı sıra bunun özel sebepleri var mıydı?
Fransa’ya kişisel ve iş ile ilgili sebepler yüzünden taşındım. Montreal’de yaşarken evlendim. Kız Fransız dı. Ülkesine geri dönmek istedi ve bana da gelmek isteyip istemediğimi sordu. Tamam dedim ve bu şekilde gelişti. Bir bakıma diğer elemanları şutladım ve yenilerini buldum. Şimdiki elemanlarla 2005’te Carpathian Forest ile beraber 23 günlük bir Avrupa turnesine çıktık. Fakat turneden sonra herkes yoluna gitti. Bu verdiğimiz bir karar değildi. Bir takım sebepler yüzünden böyle oldu ve bazı koşullar hiç kolay değildi. Fakat şimdi 2005’teki elemanlarla yeniden bir aradayız ve bir kayıt ve turne yapıyoruz.

İlk E-Force albümü Season Of Mist ile çıktı. Peki ya şu anki şirketiniz hangisi?
Thunderin / Pervade adlı bir Fransız şirket. Albümümüzü Fransa’da, Almanya’da, Japonya’da ve birkaç ülkede dağıtabilecekler. Şu an herşey güzel. Albümü yaz ortasında kaydetmeyi istiyoruz ve yılsonundan önce çıkarmayı umuyoruz.

Çeviri : Anıl Tüzün

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu