SICK OF IT ALL
Öncelikle merhabalar… Devam eden turne ve yeni albümünüz ”Based On A True Story” hakkında bize neler söyleyebilirsiniz?
Armand Majidi (davul):Bu gecenin sadece ikinci gece olmasına rağmen tepkiler inanılmaz. Geçen gece Polonya’da sahne aldık ve mükemmel bir kalabalıkla karşı karşıyaydık. Şov dev bir parti havasında geçti ve negatif hiçbir şey söz konusu olmadı ve herkes evine mutlu döndü. Ve bu gece; biletlerin şimdiden tükenmiş olması Madball ve Sick Of It All işbirliği sonucu düzenlenen ‘New York Unite Tour’un başarısının göstergesidir sanırım. Hep en iyisini istedik ama en iyiyi kimle yakalayacağımız konusunda bir tahminimiz yokt ; birkaç yıl önce anlaştığımız Century Media şirketini seçmemizdeki temel neden Varupa bazlı bir şirket oluşuydu ve bu sayede Avrupa’daki hızımız katlanarak arttı. Bizce harcdore müziğin kalbi Avrupa’da atıyor ayrıca hardcore’un bu kadar sevildiği ve desteklendiği başka bir yer olmadığı düşüncesindeyiz. Amerika’da bile hardcore, özellikle old school hardcore gençler tarafından yeterli talebi görmüyor. Dinleyiciler sadece müziğe gerçekten derin ilgi duyanlar, ve bu kitle sadece ufak bir topluluktan oluşuyor. Gençlerin agresif müziklere yönelmesi ve ana akımlardan sapması şu an hardcore’un Amerika’da can çekişmesine sebep oluyor. Avrupa’da ise durum çok farklı… Hardcore piyasasının burada bu kadar canlı olması bizi Avrupalı bir şirketle çalışmanın bizim için getirilerinin olacağını düşündürmeye yetti de arttı bile.Ve ”Death To Tyrants” ve ”Based On A True story”nin satışları yaptığımız şeyin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor; eski şirketimiz ‘Fat Wreck Chords’ zamanında böyle bir başarı yakalayamamıştık…
Gerçekçi bir tarzı olan hardcore piyasasında gerçekçi şarkı sözlerinizle bir çok parça yaptınız ve bence ”Based On a True Story”(gerçek bir hikayeden alıntıdır)de bugüne kadar yaptığınız albümlerin toptan bir başlığı gibi… Bize bugüne kadar yaşadıklarınızı genel olarak anlatabilir misiniz?
🙂 Bu albüm adı gerçekten severek seçtiğimi bir tercih oldu; ve dediğiniz gibi yaşadığımız süreçle ilgili ufak ve anlamlı bir ipucu içeriyordu. Sahip olmaya devam ettiğimiz hayranlarımız, yeni ve eski kadrolarımız bizim realistlik görüşümüzü bilirler fakat bu müziği sadece dinleyen gerisiyle hiç ilgilenmeyen bir kitlede yok değil… Biz müziğin gerçekten anlaşılması gerektiğini; sahnedeki kadroyla kalabalığın içindeki her bir bireyin aralarında bir bağlantı olması gerektiğini düşünüyoruz. Biz sahne için özel giyinmeyiz ve şaşırtıcı ya da ilginç sahne şovlarımız da yoktur. Gerçekçi olmak gerekirse biz sahneye çıktığımızda orada sadece müzik vardır. Teknik açıdan sahnede iyi müzisyenler yoksa bu açıklarını agresif hareketlerini dışa vurarak ya da sahnede saçmalayarak kapatmaya çalışırlar. Biz bu tip hareketlerin gerçek dinleyiciyle müzik arasındaki bağı zayıflattığını düşünüyoruz.
”Based On A True Story” için konsept bir albüm diyebilirmiyiz?
Hayır , tam olarak değil.Bu albüm yaşanmış bir takım şeylerin dışa vurumu olarak oluşmuştur ve her şarkının kendine has bir hikayesi vardır ve süregelmiş tek bir tema yoktur bu nedenle cevap hayır; ”Based On A True Story” konsept bir albüm değildir.
‘Sick Of It All’ 25. yaşını kutlamaya hazırlanıyor. Herhangi bir şekilde bunu kutlamayı ya da bir dvd ya da özel bir albüm piyasaya sürmek gibi bir planınız var mı?
Üzerinde düşündüğümüz bir takım fikirler var ama sonuca halen ulaşmış değiliz. Genel olarak turnede olmamız ve Pete’in Florida’da bizimse New York’ta yaşıyor olmamız bir araya gelerek kayıt yapma işini zorlaştıran etmenler. Bir kayıt kararı alındığında Pete’in sürekli uçması gerekmesi ve göz önünde bulundurduğumuz bir takım faktörler var Century Media’nın onayı ve piyasada albümün alacağı tepkilerin tartılması ve değerlendirilmesi gibi…
25 yıldır sahnedesiniz ve kadronuzda tek bir değişiklik bile yok. Sırrınız nedir?
Bilmiyorum:)Arkadaşlığımızın grup kurulmadan çok önce başlamış olması buna neden olmuş olabilir.Kurduğumuz bağların temelini arkadaşlığımız oluşturur ve bu bağ grubun arasındaki sıcaklığı korumakta hep çok ısrarcı olmuştur.Yaşamımızı müzik yaparak kazanıyor olmaktan keyif alıyoruz, başarımızdan ve konserlerimizde eğlenirken gördüğümüz kalabalıktan da… Küçük kalabalıklara çaldığımız zamanlarda bile kitlemiz hep neden orada olduğunu bilen ve bir gruba nasıl davranması gerektiğinin farkında olan insanlardan oluşuyor. Bu yüzden bence çok şanslıyız ve insan neden geldiği böyle bir noktayı sabote etmek istesin ki? Başka bir gruba geçmek ya da başka bir tarza kaymak gibi…Bu zaman zaman insana cazip gelebilir belki ama Sick Of It All olarak bizim bunu düşünmeye pek vaktimiz olmuyor.
2007’de piyasaya Madball, Bane, Walls Of Jericho, Ignite, Hatebreed gruplarının ortak çalışması olarak çıkan tribute Sick Of It All albümü “Our Impact Will Be Felt”i duymuş muydunuz?
Evet , kesinlikle…
Ve Hatebreed’in coverladığı bir Sick Of It All parçası mevcut sanırım ;“For The Lions”…Peki sizin herhangi bir cover ya da tribute çalışmanız oldu mu?
’96-’97 yıllarında yaptığımız Misfits tribute çalışmasından beridir bu tarz herhangi bir çalışmamız olmadı. Bad Brains’in tribute çalışmasını yapmamız için gelen teklife ise hayır yanıtını verdik. Bad Brains gibi ulaşması güç bir gruba dair böyle bir çalışma yapmak bizim için henüz oldukça zor. Bad Brains inanılmaz bir grup, özellikle vokal açısından. H.R.’ın sesini yakalamak hiç kolay bir şey değil ses rengi tamamıyla kendine özel. Her ne kadar bu çalışmayı yapmayı çok istemişsek de bu henüz altından kalkabileceğimiz bir şey değil….
Hardcore piyasasını ne kadar yakından izliyorsunuz?
Piyasanın ilk elden içinde olmamız gerekse dünya çapında bir çok deneyimlerimiz olmasından yeni ve eski neredeyse bütün grupları tanıyoruz. Fakat tüm albümler hakkında bilgin var mı diye sorarsanız tabii ki bu imkansızdır. Hardcore benim yaşamımın bir parçasıdır ve bu sebeple ben yeni grupları (iyi kötü ayrımı olmaksızın) takip etmeye çalışırım bu sebeple evde Myspace.com’da çok zaman harcarım. Ayrıca Myspace.com’un müzik piyasasına güç kattığı düşüncesindeyim. Myspace olmasaydı bu kadar mükemmel çalışmaları ne dinleme ne de arkadaşlarımızla paylaşma şansımız olurdu. İnternet’te çok zaman geçirmeyi sevmesem de iş için bu gerekli…
Sizce insanlar bilgisayar başında gereğinden fazlamı zaman harcıyorlar?
Kesinlikle evet!Sanırım çocuklarıma izin versem sanırım tüm haftasonunu bilgisayar başından hiç kalkmadan geçirebilirler… Fakat ben bunu çok sağlıksız buluyorum gerek sağlık gerekse sosyal açıdan. Bu sebeplerden beni bilgisayar düşmanı birisi olarak bile nitelendirebilirsiniz tabii ki gereğinden fazla kullanımı konusunda… Ben şahsen gereğinden fazla bilgisayar kullanmamayı, ailemle zaman geçirmeyi , daha sosyal ve daha üretken olmayı savunuyorum. Mesela benim günde 4 saat gitar çalmamı sadece gitar çalmak olarak nitelendirebilirsiniz ama bu 4 saatin yeni bir parçaya, yeni bir albüme ve belki yeni bir turneye öncülük ettiğini göz ardı etmiş olursunuz.
Çocukların evden devamlı uzak olmanı nasıl karşılıyorlar?
Hmm, sanırım alıştılar ama her turdan önce evden ayrılırken darmadağın oluyorlar…”Gitmesen olmaz mı” diyen bakışları gerçekten çok üzücü ama aynı zamanda insanın kendine çizdiği yaşam çizgisini de terk etmemesi gerekli bence…Yani onlar bana ”Gitmesen olmaz mı” dediğinde gitmediğimi bu hayatı bırakıp sürekli onlarla kaldığımı düşünelim; onları ne kadar çok sevsem de şu ankinden daha mutlu olacağımın hiç bir garantisi yoktur….
Günümüzde New York Hardcore piyasasında daha çok tehlikeli ya da belalı tiplerin daha çok yer sahibi olması hakkında ne düşünüyorsun?
Benim düşüncem bu tip geçmişe sahip kişilerin kesinlikle bunu müziklerine katarak başarıyı yakaladıkları yönündedir. Mesela Madball grubunu sevmem de bu nedendendir; Freddy’nin sorunlar ve belalı insanlarla iç içe geçmiş çocukluğunun yazdığı sözlere etkisi inanılmazdır. Bu gerçekliğin sunumudur ve bunda negatif bir şey aramak aptallıktır.Benim sevmediğim şey banliyo ortamından çıkmış ama kendilerine bir çete imajı takınmış yapmacık tiplerdir ve bence amaçları Hardcore’un saf bir şiddet ürünü olarak yansıtılmasını sağlamaktır… Amerikan Hardcore piyasasına darbe vuran temel etkenlerden biri bu bence.
Bu durum sizin içinde problem teşkil ediyormu?
Tabii kesinlikle….Biz ne kadar çete kökenli bir grup olmasak ta bu yolumuza çıkan temel pürüzlerden biri.Biz şiddete meyilli bir jenerasyonu değil çocukluğunu çocuk gibi yaşayabilen bir nesil olsun istiyoruz. Eğer içinde dışarı vurmak istediğin tonla nefret ve şiddet varsa bizce orduya katılmalısın; en azından bu böyle bir durumda belki işe yarar.Zaten küçük olan Hardcore piyasası kendini bilmezler tarafından hızla yok ediliyor… Gösteri için anlaştığımız mekanlarda bizden önceki haftalarda çıkan kavgalar nedeniyle gösterilerimiz iptal ediliyor… Bu çetecilik özentiliğinin daha çok yere sıçramamasını diliyorum çünkü durum gerçekten utanç verici…
Politik ya da sosyal açıdan bağlı ya da yakın olduğunuz bir görüş varmı?
Hayır, biz politik kişiler değiliz.Müziğimizde dokunduğumuz başlıklar sadece içimizdeki eylemcinin hislerini dışa vurumudur. Bir şeyleri iyileştirmek adına eylemlere katılmak gerçekten güzel olabilirdi ama müzik hayatımın tamamını ele almış durumda.Bunun yanında PETA ile eylem gibi şeyler olmasa da bir takım ilişkiler içinde olduğumu söylemeden geçemem.Vejetaryen bir müzisyen olmam dışında hayvanlara yönelik her türlü yanlış harekete karşıyım; hayvanlar üzerinde yapılan testler, anti-et endüstrisi gibi konularla yakından ilgileniyorum ve elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Mesela vejetaryen olmam tamamıyla doğallıktan giderek uzaklaşan; aşırı nüfus artışının doğurduğu talepleri karşılamak adına ne gerekirse yapan et endüstrisine bir tepkidir…İnsanlar vejeteryanlığın ne kadar sağlıklı bir gelecek vaad ettiğini görmezden geliyorlar; tabii ki bunun temel nedeni geleneksel beslenme alışkanlıkları.Fakat ne kadar bu durum reddedilse de ben elimden geldiği kadar bu fikirlerin arkasında yer alacağım…
Son olarak Hardcore’u nasıl tanımlarsınız?Sizin için gerçek anlamı nedir?
Biz hep Hardcore’un özgürlüğü temsil ettiğini düşünürüz. Kalıplara uyma ihtiyacı duymayan , içindekini rahatça dışa vurabilen bir tarz… Değişik ortamlarda değişik insanları belki değişik tarzdaki grupları coşturan bir araya getiren bir tarz; işte bu müzik böyle olmalıdır. Özgürlük olmadan Hardcore bir hiçtir, orijinallik ve özgürlük bu müziğin geleceğidir…
www.myspace.com/sickofitallny
Çeviri : Emre GÖKDEMİR