Röportajlar

IMMOLATION

(Aralık 2009)

İlk olarak bu röportaj için çok teşekkürler. Unholy Death Metal’s Dynamo’ya selamlar! Immolation cephesinde işler nasıl gidiyor? Bu aralar neler yapıyorsunuz?
Ross Dolan:
Son birkaç aydır yeni albümün kayıt aşamasıyla epey meşgulüz. Albüm şu anda mix aşamasında ve yarın öbür gün tam anlamıyla bitmiş olur. Son iki haftadır farklı mix denemeleri ve düzenlemeleri ile ilgileniyoruz. Bunun yanı sıra albüm kapağı, CD’nin düzenlenmesi ve çalışma programımızın ayarlanması üzerinde durmaksızın çalışıyoruz.

Listenable Records’la olan bağınızı kopardınız ve Suffocation, Nile gibi grupları bünyesinde bulunduran Nuclear Blast’a transfer oldunuz. Bu değişiklikle ilgili bize neler söyleyebilirsin? Bu değişikliğin size sağladığı avantajlar var mı?
Listenable’la 3 albümlük bir anlaşma imzalamıştık ve bu kontratın gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirdik. Sonra bizimle çalışmakla ilgilenen diğer şirketler için piyasayı yoklamaya karar verdik. İlgilenen birkaç şirket oldu fakat Nuclear Blast’la iletişime geçtiğimizde bunun bizim için doğru adım olduğunu biliyorduk. Listenable ve kadrosuyla ilişkimiz sorunsuzdu ve şüphesiz ki bizim için Avrupa’da çok şey yaptılar. Bu sure içerisinde asıl isteğimiz dünya çapında bir anlaşmaydı. Son 3 kayıtta yaptığımız gibi (Avrupa’da Listenable, ABD’de Century Media bu işi ele almıştı) dağıtmak yerine dünya çapında tek bir anlaşma yapmak istedik. Bunun bizim için bir sonraki aşama olduğunu hissediyoruz . Nuclear Blast biz bu grubu kurduğumuzda underground piyasasında desteklenen bir şirketti ve kendilerini geliştirip underground metal akımında en güçlü şirketler arasında yerlerini aldılar. Bu bizim için doğru zamanda doğru hareketti ve albüm henüz bitmemesine rağmen bizim için yaptıklarına söyleyecek lafımız yok. Sağlam insanlardan oluşan profesyonel bir ekibe sahipler. Bazılarını yıllardır tanıyoruz ve bizimle çalışma konusunda oldukça heyecanlılar.

Grup uzun zamanların yapımcısı ve dostunuz olan Zach Ohren ile Nuclear Blast tarafından çıkacak gelecek albüm icin Millbrooke Sound Studios’a girdi. Kayıt aşaması nasıl gidiyor? Albüm hakkında biraz bahseder misin ? Ne zaman çıkacak ve Immolation fanları bu albümden neler beklemeli?
Ekimin sonu veya Kasım ayının başlarına kadar Millbrook Sound Studio’larındaydık.Parçaları tamamladıktan sonra Zach Ohrene mastering ve miksaj işlemleri için gönderdik.Zack da Kasım’ın sonlarına doğru bitirip bize gönderdi. Ama  bu güne kadar ki en sağlam Immolation albümü oldu diyebilirim. Zack doğa üstü bir iş gerçekleştirdi. Dinleyen herkeste benle hemfikir diyebilirim. Doğrusunu söylemek gerekirse çok mutluyuz, çok kaliteli bir albüm kaydı gerçekleştirdik. Bu albüm en çeşitli ,en ekstrem ,en karanlık albümlerimizden biri bu bizim güçlü tarafımızı gösteriyor. 9 Mart 2010 da piyasadaki yerini alacak olan albümün adını ise “MAJESTY AND DECAY” olarak belirledik.

New Yorklu bir Death Metal grubusunuz, diğer tayfalardan New York tayfasının ne farkı var ?
Çok büyük bir farkı yok açıkçası,dünyanın her bir yanında çok iyi gruplar,seyirci kitlesi bulunuyor ve bunların hepsi extreme müziğe kendini adamış insanlardan oluşmaktadır. Açıkçası bizde bu tip geçmişi ve tutku ile extreme metal yapan insanlarız.

Metal müziğin heyecanlı ambiyans dolu yaşamına nasıl başladınız ? Başlangıçta herhangi zorluk yaşadınız mı ,sizin için kolay mı oldu ?
Hepimiz 15li yaşlardayken metalciydik diyebilirim. Herkesin dinlemeye başladığı gruplarla başladık,Iron Maiden,Judas Priest,Black Sabbath,Dio gibi.1980’lerin ortasına doğru yaşlarımız ilerlemeye başladıkça daha sert ve hızlı müziklere ilgi duymaya başladık.Extreme müziğin yavaşça içimize işlemeye başlamasından sonra kendi bestelerimizi niye yapmıyoruz diye düşünmeye başlar olduk ,derken bu tarz heavy metali ele aldık ve kendi grubumuzu kurduk. Basitçeydi ama seviyorduk, ne istediysek yaptık.Tüm zamanlarımızı birlikte takılıp stüdyoya girmek ,müzik hakkında sohbetler yapmak için harcıyorduk. Haftada 3-4 gün bunu yapardık. Gerçek zorluk geçmişe bakacak olursak internet vb. şeyler yoktu müzikleri ancak demolardan ve genel geçer bilgilerden öğreniyorduk.Aslında kötüydü diyemem çünkü bu bizleri müzik için daha çok araştırma yapmaya itiyordu,yeni müzik grupları buluyorduk ve kendi müziğimizi underground piyasaya yaymaya çalışıyorduk.

İsminizi Rigor Mortis’ten Immolation’a çevirdiniz. Peki neden isim değişikliğine ihtiyaç duydunuz?
Aslında Rigor Mortis, yakın arkadaşımız Andrew Sakowitz tarafından kurulan farklı bir gruptu. Şarkı sözlerini yazan ve müziği yapan aslında oydu. Daha sonra o gruptan ayrıldığında ve ben katıldığımda grubun ismini değiştirmeye ve tamamen yeni şarkı sözleriyle en baştan başlamaya karar verdik. İşte o zaman, Immolation doğdu. Hemen ilk demomuz için şarkı yazmaya başladık. İlk demomuzu 1988’de çıkardık, şarkılarımız “Immolation” ve “Dawn of the Possession” dı.

1986 yılında bir grup olarak yola koyuldunuz ama ilk albümünüz “Dawn of the Possession” 1991 yılında çıktı. Aradaki beş yıl içinde neler yaptınız?
Aslında 1986’da kurulan grup Rigor Mortis’ti. Immolation şubat 1988’e kadar başlamamıştı. Yani ilk albümümüzü çıkarmamızla grubumuzu oluşturmamız arasında geçen zaman aslında üç yıl. Bu zaman içerisinde, iki demo kaydı yaptık: Birincisi 1988’de, ikincisi 1989’da. Ve kısa süre sonra 1990’da Roadrunner ile anlaşma imzaladık.

Ve çıkış albümünüz “Dawn of the Possession” 1991 yılı içerisinde piyasaya sürüldü. Bu albüm hakkında ne söyleyebilirsiniz? Çünkü tam olarak da bu albümle metal müzik dinleyenlerine ve müzik piyasasında isminizi duyurdunuz. Bu albüme ve Immolation’ a yönelik tepkilerden ve geribildirimlerden memnun kaldınız mı?
Zaten çıkardığımız demoların satışıyla undergound dünyasında tanınıyorduk. Bu yüzden ilk albümümüzün satışları oldukça iyiydi, özellikle bir çıkış albümü için. Bir death metal grubunun çıkış albümü olarak çoğu yerde aynı anda piyasaya çıkması da bizim için önemli bir kazanım oldu. 1991 ve 1992 yıllarında turneye çıktığımızda bu albümle ilgili oldukça iyi tepkiler ve geribildirimler aldık. Ve bugün bile ilk albümümüzü soran araştıran birçok insan var, bu yüzden “Dawn of the Possession” hala bizim için çok önemli.

Sizin üzerinizde ve müziğinizde özellikle kariyerinize ilk başladığınızda ve ilk materyallerinizde hangi grup ve tarzlar etkili oldu? Çünkü henüz kariyeriniz başlarında bile orijinal ve farklı rifflere sahiptiniz. Ve benim düşünceme göre diğer unholy death metal gruplarından biraz daha farklıydınız ve hala da öyle…
80lerin ortalarındaki periyotta bir çok gruptan etkilendik, bunlardan başlıcalar; Possessed, Kreator, Destruction, Voi Vod, Sodom, Celtic Frost, Slayer, Metallica’nın ilk dönemleri, Mercyful Fate ve Venom. bunlar bizim esas ilham kaynaklarımızdı. Bunun yanı sıra müziğe geldiğinde bir çok farklı tarz konusunda da oldukça acık fikirliyiz. Yani metal müzik dışındaki tarzlardan da esinlenerek yazmış olduğumuz bir çok parça var, belki farklı bir tarza sahip olmamızın nedeni bu olabilir, fakat bizi farklı yapan da budur ve insanların bu tutumumuzu fark etmesinden dolayı mutluyuz.

İlk albümünüz için Roadrunner Records’un size sağladığı çıkarlar var mı?
Ellerindeki imkanlarla bizim için yapabileceklerinin en iyisini yaptılar. Bir grup olarak kayıt şirketlerinden her zaman daha fazlasını yapmalarını beklersiniz ama biz genç bir gruptuk ve piyasanın nasıl işlediği konusunda tecrübesizdik. Kısa zamanda fark ettik ki her bir albümde bir öncekinden daha da çok çabalamalıyız. çünkü her albümde şirketler ellerinden geleni yapar fakat isin gerisi size kalır. ilerlemek için zorlamalı ve her albümde daha da ileriye gitmeye çalışmalısınız.

Daha sonra Metal Blade’e transfer oldunuz ve onlardan 3 basarı getiren albüm çıkardınız. Ve onlardan biri olan "Here In After" 96da cıktı. Sound’unuzda ve riff’lerinizde biraz değişiklik gördük. Bu şirket değişikliğinden ve müzikal evriminizden biraz bahseder misiniz? Roadrunner Records’tan neden ayrıldınız?
İlk albüm çıktığında Roadrunner’la vaktimizin dolduğunu hissettik ve onlara sözleşmemizi feshedip edemeyeceğimizi sorduk onlar da kabul ettiler. Ve bu kadar kolay bir süreç olduğu için çok mutlu olduk. Bir kaç yıl sonra Metal Blade ile görüştük,1995 yılındaki “Here in After” albümü için anlaştık ve kontrat imzaladık.Bu albüm ilk albümümüzden daha farklıydı çünkü etkilendiğimiz gruplara benzemeyi bırakıp daha “true “ bir Immolation soundu gösteriyordu. Müzikte yeni şeyler yapmayı deniyor ve yeni bir kimlik oluşturmaya çalışıyorduk.Her albümde hedefimize daha da yaklaşıyorduk. Artı iki albümümüz arasında büyük zaman geçmesi de bu farkın oluşmasında en önemli faktördür.

“Failures for Gods” ve “Close to a World Below” albümlerinden sonra kayıt şirketinizi tekrar değiştirdiniz, ama yeni şirkete transfer olurken çok radikal bir seçim yaptınız. “Listenable Records” adındaki bu şirket, bir Fransız şirketiydi. Bu değişikliği neden yaptınız? Bu değişikliği yaparken aklınızda ne vardı?
Listenable Records’dan Laurent’le 1988’den beri iyi arkadaştık. Bu yüzden “Metal Blade”den ayrıldığımız zaman, bizimle Avrupa’da çalışmak isteyip istemeyeceğini sormak için hemen Laurent’i aradık. Laurent’in şirketi “Listenable Records” küçük bir şirketti, ama Laurent kendini müziğe ve grubumuza adamıştı, çok tutkuluydu. Ve, biz onun grubumuz için çok iyi çalışacağı düşüncesindeydik, ki düşündüğümüz gibi de oldu. Ve geçen yıl yollarımız ayrılana kadar da grubumuz için elinden gelenin en iyisini yapmaya devam etti. Listenable Records’la geçen yıllarımızın şu ana kadarki en iyi zamanlarımız olduğunu düşünüyoruz. Şirket, ciddi anlamda grubumuza inandı ve bizi Avrupa’da ön sıralara taşıdı. Şimdi Nuclear Blast’la çalışacağımız için çok heyecanlıyız ve önümüzdeki yılların bizim en güçlü yıllarımız olacağına inanıyoruz.

Bu şirket değişiminden sonra, 2005’te Immolation’ın en karanlık, melodik ve kesinlikle farklı bir albümü olan “Harnessing Ruin” piyasaya çıktı; bu albüm bize Immolation’ın farklı bir yüzünü gösterdi. Yaptığınız müziğin, derin crossing ve şarkı sözlerinin konuları gibi alanlarda çok daha farklı yanları olduğunu gözlemledik. Politika gibi konuları da ele aldığınızı gördük. Bu değişikliğin sebepleri nelerdi? Yeni şirketinizin bunda etkisi var mı? Yoksa 20. yıldönümünüzle mi ilgili?
Hayır, hiçbir zaman birlikte çalıştığımız şirketlerin tarzımızla ve müziğimizle ilgili bir baskısı olmadı. İlerlememiz doğal bir ilerlemeydi. Ve “ Harnessing Ruin” albümü ile, daha önce gelenlerden birazcık daha farklı bir şeyler yapmak istedik. Şarkıları biraz daha düz mantık ve anlaşılır yazmak istedik, yani daha konuya odaklı ve basit. Bunu yaparken, şu ana kadarki en ağır albümümüzü yarattığımızı düşünüyorum. Ayrıca, sizin de söylediğiniz gibi şarkı sözleri bakımından da büyüdük. Hala, din konusuna değinen şarkılarımız vardı, ama bizim için yeni olan savaş, politika, kişisel duygular ve şeytan gibi farklı konulara da değindik. Sonuçta da, bence şarkı sözleri bakımından çok daha ilgi çekici bir albüm ortaya çıkardık.

Ve 2007 yılında, “Hope and Horror” adında bir EP’niz çıktı, bir bonus DVD ile birlikte. Ve bu DVD, hayranlarınız için müthiş bir mutluluktı. Bu DVD’de, performansınızı izleme şansını elde ettik. Bu EP ve DVD ‘deki konser ile ilgili neler söyleyebilirsiniz? Bunlarla ilgili tepkiler nasıldı? Bu arada, bu konser BB King Concert Hall’daydı, bu bir death metal grubu için önemli bir ayrıntı. Öyle değil mi?
Aslında, “Shadows In The Light” albümünün kaydı sırasında, sonradan ayrı bir EP için kullanmak üzere fazladan birkaç şarkı yazmaya karar verdik.Ve DVD’yi de o EP ile birlikte piyasaya sunma fikri de planın bir parçasıydı.Bu Listenable’ın fikriydi, biz de harika bir fikir olduğunu düşündük ve o üç şarkıyı seçtik. İlk enstrümantalimizle birlikte çıkardık, çünkü böyle farklı bir şey için bunun çok daha uygun olduğunu düşündük. Biz özellikle BB Kings gösterisini seçtik çünkü orada bizim memleketimiz New York’un insanları olacaktı, ve onların coşkulu, heyecanlı, harika bir dinleyici kitlesi olacağını çok iyi biliyorduk. Bir grubu görmek çok daha yakın hissettirecek bir tecrübe, bir hayran olarak benim tercih ettiğim bu. Bu yüzden, bizi görmemiş insanlara Immolation canlı performansının nasıl bir şey olduğunu göstermenin çok iyi bir fikir olduğunu düşündük.

Ocak ve Şubat 2010 süresince Nile, Krisiun, Abigail Williams ve Dreaming Dead ile birlikte baş grup olarak, Kuzey Amerika turnesine katılacaksınız. Bu turne hakkında konuşalım. Bu turdan beklentileriniz nelerdir?
Yakında gerçekleşecek turne için on yıldan uzun süredir çok yakın arkadaş olduğumuz Nile’ı desteklemek konusunda oldukça heyecanlıyız. Ve bu turneye ilgi harika. Krisiun grubunun üyeleriyle de uzun zamandır arkadaşız, daha önce de birlikte iki kere turneye çıkmıştık. Bu yüzden, onları izlemek ve onlarla aynı sahneyi paylaşmak için heyecanla bekliyoruz. Bunlar, Abigail Williams ve Draming Dead için de geçerli tabii ki. Bu topluluğun çok güçlü ve farklı bir topluluk olduğunu düşünüyoruz ve Amerika’ya da getirmek için sabırsızlanıyoruz.

Grubun yapısı hakkında da bir şeyler sormak istiyorum. Örneğin; şarkı sözlerini kim yazıyor? Besteleri kim yapıyor?
Müziğin hepsini Bob yazıyor, ve ben de genellikle aranjmanlara geldiğinde yardım ediyorum, önerilerimi sunuyorum ve onun bana sunduklarını da tarafsız bir şekilde dinliyorum. Aranjmandan memnun olduğumuzda, müziği ve davulların kabasını dinlemesi, parça hakkında bir fikir edinebilmesi için aranjmanı Steve’e göndeririz. Ve, eğer önerileri varsa bize iletmesini isteriz. Daha sonra, hepimiz parçaları öğreniriz, prova yaparız, ve şarkıları stüdyoya hazır hale getiririz. Şarkı sözleri genelde biz stüdyoya gitmeden hemen önceye kadar yazılmaz, ama bu sefer, benim hakkında yazmak istediğim konularla ilgili fikirlerim vardı, ama stüdyoya girene kadar gerçek anlamda başlamadım.Bundan önceki birkaç kayıtta olduğu gibi, Bob ve ben şarkı sözleri üzerinde çalışmaya başladık, yine sonuçtan memnun kaldık. Bu sefer, Steve de bazı harika fikirleriyle şarkı sözleri kısmında bize yardımcı oldu.

Sizin müziğinizde davul kısımları sıklıkla gitar rifflerini izleyecek şekilde yazılıyor ve bu çoğu death metal grubu için alışılmadık. Bu diğer stilden daha mı kolay, yoksa sadece sizin seçiminiz olduğu için mi böyle yapıyorsunuz?
Ben buna kolay demezdim, ve eminim ki Steve de bana katılacaktır, ama grubumuzun davul performansının benzersiz olduğunu düşünüyorum. Aslında bu stil müziğimizle çok iyi bir uyum sergiliyor ve yaptığımız şey için çok önemli olan dinamiği oluşturuyor. Bence, insanlar yeni albümü dinlediklerinde Steve’in benzersiz stilini gerçekten takdir edecekler ve onun stilinin bizim müziğimizle ne kadar uyumlu olduğunu görecekler.

Müziğinizin temelleri nelerdir? Unholy Death Metal denilen türün kilometre taşısınız ,sizce bu tarzdaki yeriniz nedir ve bu tarzın size nasıl bir katkısı olmuştur?
Bence en önemli şey hissettiğimiz müziği yapıyor olmamız. Çünkü bu müzik eşsiz hislerden oluşuyor,diğer tarzlara benzemez. Bazı şeyler sadece bana klasik gelebilir çünkü klasik şey bir çok değişik ruh halini belli edebiliyor. Bu da başarılı bir death metal hissi veriyor. Hala gelişiyoruz ve büyük resimdeki küçük parça olduğumuzu unutmuyoruz. Bunun yanı sıra hala bu işi yapabildiğimiz için çok da mutluyuz çünkü bu müzik ile dünyanın her tarafındaki insanlara ulaşıyoruz.2 1 yıl geçmiş olmasına rağmen hala müzik yapabildiğimiz için kendimizi şanslı görüyoruz.

Robert Vigna en yetenekli death metal gitaristlerinden biri olarak görülüyor ve kompleks riffleriyle ve harika sololarıyla biliniyor. Onun yeteneği hakkında ne söyleyebilirsiniz ve Robert’in Immolation için anlamı nedir?
Katılıyorum, ve bence o gerçekten en iyilerden biri, hem yeteneğiyle hem de yaratıcılığıyla, ayrıca oldukça da mütevazi. Robert Vigna Immolation demektir, ve onun yeteneği ve stili olmadan Immolation’ın var olması söz konusu değildir. O bu stili yarattı, ve ve biz sadece ona üstün vizyonunu başarmasında yardım ettik. Ben, başından beri bu grubun bir parçası olduğum için çok şanslıyım. Çünkü Robert’in ilerlemesini ve her albümde daha iyi olmak konusundaki azmini gördüm. Onun azmi, bana, Bill’e ve Steve’e de esin kaynağı oldu.

Ve son sorular. 2011 yılı sizin 25. Yıldönümünüz ve 2012 yılı Marduk Gezegeni tarihi. Bu konuda ne söylemek istersiniz ve 25. yıldönümünüz için planlarınız var mı?
Aslında 2013 bizim 25. yıldönümümüz olacak, ve çeyrek yüzyıldan sonra hala extreme metal dünyasına bağlı olarak kutlamayı düşünüyoruz!!! Başarmazsak yinede güzel bir maceraydı ve bu gelişim içinde çok eğlendik diyeceğiz.

Yakın gelecekte Immolation’dan neler beklemeliyiz?
Albüm çıktıktan sonra dünyayı dolaşarak müziğimizi yavaş yavaş herkese yaymayı düşünüyoruz. Canlı gösterileri çok seviyoruz, ve yeni materyalimizi canlı performansımızla herkes için çalmak için sabırsızlanıyoruz.

Ve son soru! Bu röportajı okuyacak olan death metal hayranlarına ne söylemek istersiniz?
Sadece 21 yıldır bizi destekleyen herkese teşekkür etmek istiyorum. Siz hepiniz bizim için yapmayı çok sevdiğimiz müziğe devam etmemizi mümkün kıldınız. Bu yüzden, hepinize desteğiniz için teşekkürler ve “die hard loyalty”!!!

Pekala, bu harika röportaj çok çok teşekkürler! Gelecek albümünüz için tebrikler ve yeni turnenizde görüşmek dileğiyle.
Teşekkürler dostum!!!! Özür dilerim, çok vakit aldı, ama yeni kayıtlarla ve turne için her şeyi sıraya koymakla çok meşguldük…. Kötüler dinlenmez, hahaha. Umarım, cevaplarımdan memnun kalırsın. Desteğin ve sabrın için teşekkürler!!!

Not: Çeviri için Tuğsem’e teşekkürler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu