Röportajlar

CYTOTOXIN

Extreminal Webzine’den selamlar. Başlangıç olarak birkaç kelime ile okuyucularımıza grubundan bahseder misin?
Grimo:
Selamlar! Bize Extreminal’de röportaj fırsatı verdiğiniz için teşekkürler. Biz; CYTOTOXIN, Almanya’dan bir brutal death metal grubuyuz. Grup 2010 sonbaharında kuruldu ve ilk albümümüzü 2011 Mayıs’ında yayınladık.

CYTOTOXIN ne anlama geliyor, neden bu ismi seçtiniz?
Hmm, ilk albümümüzün konusu Çernobil felaketi olarak belirledik. İnsanların aklında kalıcı iyi bir isim arıyorduk, bunu seçtik bence çok sıkı oldu! Grubun ismi kesin bir konu üzerine olsun istemedik. Bence iyi bir karar, bu isim tam uyuyor.

2010 yılında kurulup hemen 2011 yılında bir albüm yayınladınız, bu yeni gruplarda pek alışılagelmiş bir şey değil. Bu albüm hakkında biraz konuşalım, nerede kaydedildi ve sonuçtan tatminkar mısınız? Dinleyicilerin ve basının görüşleri nasıl?
Brutal death metal yapmaya karar verdikten sonra bir çok yoğun bir şekilde çalıştık, provalar yaptık. Şarkıları hayata geçirmek ve yeterli derecede brutal yapmak için çok çalıştık. Demek istediğim bu albüm bizim için ilk adımdı ve oldukça memnunuz. Her zaman daha iyisini yapmak için çalışıyoruz, bir sonraki albümümüzde daha iyi bir stüdyoda daha iyi prodüksiyon ile çalışacağız. Prova yaptığımız yerdeki koşulları en uygun ve işimizi görecek şekilde hazırlıyoruz. Bizim için insanların müziğimizden zevk alması gerçekten çok önemli. Ve tepkiler oldukça olumlu. Bununla gurur duyuyoruz çünkü müzik piyasası bir sürü çok iyi albüm dolu. Bu yüzden fark edilmek ciddi anlamda zor bir şey.

Parçalarınızı dinledim ve tekniğinize hayran kaldım. Ne kadar süredir enstrümanlarınızı kullanıyorsunuz ve CYTOTOXIN öncesindeki gruplarınız neler?
Fonzo 2004 yılında gitara başladı, Ollie ise 2007 yılından beri davul çalıyor. Teknik becerilerini geliştirme konusunda çok hırslılar ve çok çalışıyorlar. Cytotoxin’den önce de bazı grupları oldu ama pek ciddi projeler değil.

"Plutonium Heaven" adlı albümünüzü kendiniz bastınız. Gelecekte çalışmak için bir şirket arıyor musunuz yada DIY (Kendi-İşini-Gör) şirketler ilginizi çekiyor mu?
Bir şirket ile çalışmak için gönülsüz değiliz, ve zaten ilk albümümüz için de anlaşma yapmaya çalıştık. Ama hiç bir yanıt alamadık. Şirketler para kazanmak için popüler gruplarla ilgileniyorlar. Bunu anlayışla karşıladığımı söyleyebilirim, çünkü download edilen beleş boklar yüzünden şirketler finansal kriz içerisinde. Belki grup biraz daha büyüdüğünde daha fazla dinleyici kazandığında daha iyi fırsatlar yakalarız.

Biraz sözlerinizden bahsedelim. Ana konu genel olarak nükleer felaketler üzerine kurulu. Neden böyle bir konu seçtiniz? Fukushima’da olanlar konusunda ne düşünüyorsunuz?
Kanlı ve gore sözler brutal death metalde çok moda. Özel olma kasışımız yok ama bir vokal ve grubun ön  adamı olarak bir hikaye anlatmak, belki gizli bir mesaj vermek isterim. "Plutonium Heaven" albümünün sözleri ile o faciada olanları yeniden kurdum. Nükleer enerji yada reaktörlerin kullanım tehlikesi konusunda bir açıklama yapmadım. Suçsuz mağdurları hatırlamak sadece, salak medya, hükümetin kayıtsızlığı, doğaya karşı duyarsızlıkları…
Fukushima olduğu dönem biz albümün mastering kısmı ile uğraşıyorduk. Bir yandan bir çok şey söylenebilir ama diğer yandan şimdiden unutuldu ve göz ardı edildi bile. Her zaman aynı : Bir şey olur ve dünya ona odaklanır. Sonra başka bir bok olur odak noktası değişir.
Bu, ayrıca insanoğlunun bu gezegenin tarihinde hiç bir rol oynamamasının nedenidir (her zaman insanın hayali içinde olduğu şeyin tam tersi). Yaptıklarımızın derin etkilerini anlayamıyoruz. Ne zaman ki çok geç oluyor, kendi acılarımıza gömülüyoruz ve kötü kader kıçımızı tekmeliyor.
Ben kişisel olarak, insanların kendilerini yaratılışın baş tacı olduğunu sanmasından nefret ediyorum.

Albümde "RBMK – 1000" adında bir şarkı var. Ne anlama geliyor, neden bu parça tek enstrümantal olan?
Bu Çernobil reaktörünün çeşidinin adı. Bu parçayı ilk olarak canlı olarak çaldığımızda "Slam" adını koymuştuk. Sözler için araştırma ve altyapı ile uğraşırken bu ismi bulduk. Mideye atılmış bir tekme gibi :-). Şarkı isimlerini şarkıları hazırladıktan sonra koyuyoruz, önce değil. Bu şarkı canlı çalarken enstrümantal değil, Fonzo ve ben üzerine guttural vokal yapıyoruz. Albümde ise ambient kısmı ve geri kalanı için bir ara gibi atmosfer katıyor.  Sadece albümdeki son şarkıya kadar kafa sallayacak güç kalması için!!! 🙂

Metal-archieves ve grubun sayfalarında hep gaz maskeli fotoğraflarınız var. Konserlerde de bunları takıyor musunuz? Evetse onlarla çalmak çok zor değil mi?
Tabii ki, bunun konumuzu destekleyeceğini düşündük. Hatta sahnede takmayı da amaçlıyorduk. Ama bazı ciddi sıkıntılar var; sıcak ve nefes darlığı. Şarkıyı söylerken mikrofona yetişmek için filtresini kesmem gerekti. Plastik ağzımın çevresindeki kasları felç etti, ayrıca çok iğrenç görünüyordu. Bu plandan vazgeçtik, ciddiyetle bu işi çözmemiz gerekiyordu. Hokkabaz gösterisi gibi olamazdı. Bazı insanlar bizi yanlış anlayabilirdi. Zaten bu yeni bir fikir değil. Sonuç olarak sahneye kendi görünümümüzle çıkıp konsere yoğunlaşıyoruz. Bizim için problem değil, müziğimiz ile etkileyebiliriz, çünkü ana mesaj yanlış anlaşılmamalı.

CYTOTOXIN sahnede nasıl? Sık sık konsere çıkar mısınız? En iyi konseriniz hangisiydi?
Bunu anlatması zor. Sadece şu videodaki kalabalığın coşkusuna göz atabilirsin !!!!

Bu güne kadar sadece 4 konsere çıktık, ama daha fazlasını planlıyoruz… Elimizden geldiğince çok konsere çıkmaya çalışacağız! Her sahne yıkılmalı! Bizim ana felsefemiz bu! Kalabalığın içinde yıkım topu sallamak. Weimar konseri dışındakilerin hepsi çok güzeldi. Weimar’da kalabalık çok zayıftı ve brutal death metal enjeksiyonuna pek hazır değildi :-p

Seni müziğe iten etkilendiğin gruplar/müzisyenler kimler?
Benim favori şarkıcılarım: Angel Ochoa, Frank Mullen ve Jan Chris de Koeyer.
Favori gruplarım ise : Suffocation, Beneath the Massacre, Judas Priest, ZZ Top, Dredg ve Gojira.

2011 yılının ortasındayız, sence Ocak ayından bu yana çıkmış olan en iyi ve en kötü metal albümü hangisi?
En iyi albüm: PUTRIDITY "Degenerating Anthropophagical Euphoria"
En kötü albüm: Illdisposed "There Is Light (But It’s Not For Me)" (Bu grup "brutal" olmaktan çıkıp "bok" oldu)

Memleketinizde underground metal piyasası nasıl? Tavsiye edebileceğin başarılı genç gruplar (sizinle birlikte tabi) var mı ?
Benim şehrimde pek fazla piyasa yok. Bunu onaylamak utanç verici ama gerçek. Burada konser yaptığımızda 100 tane adam getirebilmek için uğraşıyoruz (Bursa gibi bir yerde yaşıyormuş adam resmen/Goremented). Biz de komşu şehirlerde ve büyük şehirlerdeki konserlere çıkıyoruz. Onların piyasaları var ve biz onlar için "egzotik grup" oluyoruz 🙂
Başarılı gruplar var mı bilmiyorum… Belki çalışma odalarında saklıyorlardır. "P.R.A.N.K." adlı grubu tavsiye edebilirim, başarılı bir thrash metal grubu, metalin altın çağındaki ruha sahip ve onu muhafaza eden adamlar. Şuradan göz atabilirsiniz : www.myspace.com/prankmukke

Sanırım şimdilik bu kadar. Müziğinizde başarılar dilerim! Röportajı sonlandırırken son sözler…
Çok teşekkürler dostum! Sizin gibi insanlar için bu müzik için çok çalışmaya değer! Asla brutal death metal ve underground metal piyasasını desteklemekten vazgeçmeyin! Brutal death metal asla ölmez (çoktan öldü!)!!! Bir gün konserde görüşmek ve sahneyi beraber yıkmak dileği ile!!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu