Sizinle son konuşmamızdan bu yana, yaklaşık 3,5 yıl geçti. Ve bu 3,5 yıllık süreçte bir uzun çalar albüm, bir adet dvd ve son olarak Die Miserable albümünü geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkardınız. Öncelikle yeni albümünüz için tebrik ederim ve sizinle sohbet yeniden sohbet edebilmek güzel.
Teşekkürer dostum, biz bu aralar çok sıkı çalışıyoruz. Sanırım geçen röportajda Topon ile konuşmuştunuz,yine de sizinle tanışmak (yazı ile de olsa) çok iyi.
FTF cephesinde neler var bu aralar? Albüm yeni çıktı ve bununla ilgili diğer çalışmalar nasıl gidiyor?
Şu ara yeni şarkılar üzerinde çalışıyoruz sanırım son derece heyecanlıyız gibi bir şey dememe gerek yok değil mi? Tabii ki heyecandan ölüyoruz. Die Miserable albümünden sonra uzun bir sessizlik dönemine girmiştik fakat bir kere provaya başlayınca gerisi gelmeye başladı ve bir anda biti verdi. Bittiği için mutluyuz ve şimdi bunu herkesle paylaşma zamanıdır!!!
2012 nin başlarında Quebec ve Ontario Kanada daki şovlarla, yollara vuracağız kendimiz ve Mart ayı civarında Avrupa’da olacağız…
Die Miserable a fanlarınızın yaklaşımı nasıl oldu? ilk etap ta nasıl tepkiler aldınız?
Oldukça beğendiler, bu albümümüze kadar herhangi bir turnemiz olmamıştı. Ne desem ki çok iyi kritikler okudum ve bazı arkadaşlarımızda bu albüme bayıldıklarını belirttiler. Keyfimize diyecek yok!
Çıkış ve kayıt süreci nasıl gelişti? Süreç dahilinde neler yaşadınız?
Kaydımızı Topon’un annesinin evinde yaptık, birçok velet etrafta koşturuyordu. Tüm kayıtları 4 haftada günde 12 saat çalışarak tamamladık. Küçücük bir oda, küçücük bir ev ,bol miktarda müzik ve sürekli kayıt ettiğiniz şeyleri tekrar tekrar dinlemek. Aklını kaçırabilirdin. Davulları ilk etapta bitirmeye gayret ettik. Doğru parçaları seçmek önemliydi. Ardından gitarlar ve bassları bitirdik. Bu tip kayıt eforlarının en sevdiğim yanı ise parçaları kayıt ederken aklına gelen bir şeyi hemen ekleyip o parçayı daha da güzelleştirebilme imkanı buna biz yaratıcı süreklilik diyoruz. En tatlı şey ise bir arada çalışıyor olmak ve hoşça vakit geçirmekti.
Peki önümüzdeki dönemde turlarınız konserleriniz olacaktır elbet. Nerelere gideceksiniz hangi şovlara katılacaksınız biraz bilgi verebilir misiniz?
Mart ayında Avrupa turnemize başlayacağız. 4 hafta sürecek. İtalya’dan başlayıp İskandinav’ya topraklarında sürdürmeyi düşünüyoruz. Gelişmeleri resmi sitemizden takip edebilirsiniz !
Peki birazda geçtiğimiz 3,5 yıldan bahsedelim. Disgorge Mexico albümü sanırım iyi iş yaptı ki bu süre içinde onunla çok uğraştınız ve bu albüme ait konser dvd’si bile çıkardınız. Neler oldu bu süre zarfında başınızdan neler geçti kısaca bahsedebilir misiniz?
Şu an olduğumuzdan çok daha yoğun bir dönemdi denebilir. 3 kişiydik albümü kayıt ettik ve kıçımızı kaldırıp bir turneye çıktık. Ortalığı kasıp kavurduk birçok ülkeye gittik, birçok insanla tanıştık. Yepyeni insanlara bu müziği yaymak çok dehşet bir şeydi…
Dvd fikri kimden geldi? ve süreci nasıl gelişti? Zira gayet başarılı bir dvd olmuş ve resmen konseri canlı izlemişçesine zevk aldım görüntüden. Yönetmenine sonsuz teşekkürlerimi ve saygılarımı iletiyorum.
Topon’un aklında olan bir şeydi bu. Bizde konserlerden görüntüler toplamaya başladık. Ben normalde barda çalışıyorum ve burada bir sürü konser oluyor. Kararımızda bu barda çekim yapmak yönünde oldu. Eşi dostu toplayıp böyle bir çekim için kolları sıvadık.
Nictophia Films tarafından konser görüntüleri alındı ve yönetmenlik koltuğunda ise David Hall bulunuyordu. Onlar işlerini halletti bizde Hamilton’a dönüp bekledik Sonunda çok iyi bir işe imza attığımız konusunda hemfikir olduk. Kankamız Martin ise ses ile ilgili işlemleri halletti ona buradan çok teşekkür ederiz.
Yeni albüme dönecek olursak… Şarkıların süresinin uzadığını ve sertliğin arttığını görüyoruz. Açıkçası, Death Metalin tamamiyle hakim olduğu bir albüm dinledim resmen. Fuck the Facts e ne oldu cidden bu değişim sebebi nedir?
Uh!!! Uçurduk diyebiliriz. Çünkü Death Metal budur! Değil mi ?
Aslına bakarsan herkes bunu soruyor nedenini bilmiyorum, günde 5 kere Morbid Angel albümü dinliyor olmamızdan mıdır bilinmez … Onların bu denli değişmesine üzülüyorum aslında fakat tarzları günümüzü temsil etmiyor da denilebilir. Misery Ep’sine bakacak olursak, Six Feet Under gibi başlamıyoruz değil mi ?:)
Peki sertlik ve Death Metalin ağırlıklı olduğu bu müziği gelecekte de devam ettirmek istiyor musunuz? Yoksa hayranların tepkilerine göre mi bu şekilde devam edeceksiniz?
Üzgünüm sayın fanlarımız siz gelecekteki yaratıcı aktivitelerimize davetli değilsiniz.
Şaka bir yana bugüne kadar söylediklerimin tamamiyle arkasındayım. Grubun düşünce yapısı ve tarzında hiçbir sınırlama yoktur. İnsanlar bizi sever ya da nefret eder, çok önemli bir şey değil . Bu bizim onlara verdiğimiz seçenektir ve hiçbir sakıncası da yoktur. Sürekli aynı şeyleri çalmak/dinlemek zaten insanı bir süre sonra çıldırtabilir…
Piyasada 10 yıl geçirdiniz. Geri ye dönüp baktığınızda aklınıza gelen en etkileyici olay ve en saçma olay nedir acaba? Bunlardan bahsedebilir misiniz acaba?
Has*ktir!!!
Bazı şeyleri hatırlayabilmek her zaman benim için büyük bir problem olmuştur.
İlk kez Avrupa’ya geldiğimizde Amsterdam’da koca bir botta çalmıştık. Sahne tamamen çelik ile kaplıydı. Ses düzeni bok gibiydi fakat konserden sonra yapılan parti manyaktı. Barmeni dışarı çıkarmak zorunda kaldılar biz o kadar çok içmiştik ki hehe çocukları uyarın!
Scion’un (Toyota’nın sahibi) bizim konserlerimizi izlemek için niye L.A’ye geldiğini hala anlayamıyorum. Böyle bir şey olamaz. Boktan bir basamakta çalmak gibi ama yinede güzeldi. Sanırım en iyi fikir tek bir uçuş ile oraya gitmek. Bir çok metal grubu ile birlikte aynı otelde kaldığını düşünsene. Sanırım kafayı bulup lobi de ayyaş bir şekilde Slayer dinlemek isterdin.
Sorularım bu kadar son olarak söylemek istediğiniz eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Çok teşekkür ederim acayip hoşumuza gitti!
Peki yeni albümünüzün başarı sağlamasını dilerim ve sizi bu taraflarda konserlerde görmek isteriz. O zamana kadar kendinize dikkat edin.
Bu gerçekten harika olurdu!!! Umarım bir gün gerçekleşir dostum, bir gün!!!
