Röportajlar

SAKATAT

Türkiye’de grindcore adına aklıma gelen ilk grup olan, yurt dışında bir çok konser veren bir çok split’e, compilation’a imzasını atan Sakatat grubunun vokali arkadaşım Semih ile yaptığım grubun geçmişi ve geleceği üzerine bir röportaj…

Sakatat ile ilk röportajımızı 2006 yılında yapmıştık, o zaman “Saldırmak Üzereyiz” isimli demo yeni çıkmıştı, hatta hala bizim distroda birkaç tane var, şimdi diskografinize göz attım fakat onu göremiyorum…

Aynen Fatih aga, lakin o aslında AGATHOCLES ile ortak plaktan birkaç şarkı koyduğumuz tanıtım CD’si gibi bir şeydi. Şimdi düşününce, çok da gerek yokmuş, sadece kafa karışıklığına yol açtı.

Eski röportajda AGATHOCLES cover’ı yapacağınızı söylemiştin, AGATHOCLES sevdiğiniz bir grup, onlarla split yapma imkanı ne şekilde oluştu?
AGATHOCLES ile ortak plak yapma fikri plağı basan Marc’ın (Bringer Of Gore Productions) fikriydi. AGATHOCLES elemanları, onun arkadaşlarıydı (ki sonradan da bi’ ton AGATHOCLES plağı bastı aynı eleman), Marc da benim arkadaşımdı. AGATHOCLES’in “Hippie Cult” şarkısını ARCHAGATHUS ile ortak 7″ plak için kaydettik, ilk turda da birkaç kez çaldık. Hatta tesadüfen son çaldığımız gün AGATHOCLES elemanları da oradaydı.

Semih seni yıllardır tanıyorum, underground piyasa için doğmuş insanlardan birisin, albümlerin kapak çalışmalarından tut logonuza kadar her şeyi ile Sakatat, tam anlamı ile o ilgimi çeken underground gruplardan biri, yola çıktığından beri hiç bir şey kaybetmeden seyrediyor, yıllardır bazı konserler birkaç demo, split haberi dışında Sakatat’tan sürekli haber alamadık gelişmeler nasıl?
Sağ ol Fatih aga. Bence piyasadaki çoğunluk, yeraltını, ticari piyasaya çıkan bi’ basamak olarak görüyor. Gruplar daha ticari firmalarla anlaşmaya ve sponsor bulmaya, konser ayarlayanlar her seferinde daha ticari gruplar getirmeye, fanzinler bir an önce dergi olmaya çalışıyor vs. Oysa bence yeraltının tüm olayı ticari değil, içten olması.
Gruba gelirsek, son birkaç yıldır yılda en fazla iki plak çıkartabildik, yazın ise genelde turdaydık. Bu yaz daha çok yeni kayıtlara yoğunlaşacağız: Şubat’ta kaydettiğimiz yeni şarkılar yazın Kanadalı MESRINE ile ortak 7″ plak olarak çıkacak, yazın başında da DISPEPSIAA ile ortak 7″ plak için kayıt yapacağız. Eğer plaklar zamanında çıkarsa, Eylül/Ekim 2010’da belki bi’ haftalık falan kısa bir tur yapabiliriz.

Bir çok split ve compilation’da Sakatat’a rastlamak söz konusu, biraz Sakatat’ın başarılarından bahseder misin?
Bence bahsettiğin manadaki “başarı”mız sadece Türkçe sözle çalınamayacağına dair klişelerin çok da doğru olmadığını göstermek oldu sanırım. Bunun dışında yaptıklarımızı başarı olarak düşünmek istemem açıkçası, sonuçta hepsi keyif için yaptığımız şeyler. O manada sormadığını biliyorum ama yine de söyleyeyim: günümüzde bu tür şeylerin bile “rekabet”, “başarı”, “başarısızlık” vs. meselesi olarak görülmesi işin keyfini kaçırıyor bence.

Türkiye’de birkaç grup daha denk gelmişti fakat isimlerini dahi hatırlamıyorum, açıkçası yıllardır da grindcore piyasasını takip edemedim, tarzı hakkını vererek yapan tek grup olarak Sakatat’ı biliyorum, sen bir grindcore grubu elemanı ve distro sahibi olarak daha fazla bu işin içerisindesin, piyasamızdaki son durum nedir?
Bence bi’ ton çok iyi grup var! Bazılarını unutma riskine rağmen sevdiklerimden birkaçını söylemek gerekirse DECAYING PURITY, BURIAL INVOCATION, GODSLAYING HELLBLAST, ULTIMATE BLOWUP, EHRİMEN, BAYONET, DECIMATION, MALAZLAR diyebilirim. Bunlar haricinde benim pek de anlamadığım tarzda çalıp işin hakkını veren gruplar da var tabi. Lakin fanzin ve distro işleri bitti sanırım, ki bence yerli piyasadaki en boktan durum bu. Artık konserlerde stand açma olayı da artık neredeyse yok, metal müzik satan dükkanlar da ya kapandı ya da sadece t-shirt gibi daha çok göze hitap eden şeyler satmak zorundalar. Ayrıca sanırım piyasa bi’ bakıma küçülüyor, konserlerde daha az insan var, gruplar çok az demo satabiliyor. Eskiden herkes daha heyecanlı gibiydi, şimdi ise gördüğüm kadarıyla insanlar evden bile çıkmak istemiyor. En azından Ankara’da gördüğüm durum böyle.

Sakatat geçtiğimiz sene Avrupa’da bir sürü konserde yer aldı. Oturduğum yerden benim koltuklarım kabardı arkadaşlarımın grubu oralarda diye, turne nasıldı?
Son turne öncekine göre daha uzunda, sanırım 20 civarı konser verdik ve birkaç tane de festivalde çaldık. Daha önce çalmadığımız yerlere gitmek güzeldi. Ayrıca önceki tura çıkarken henüz yeni plaklarımız çıkmamıştı fakat bu sefer konserlere gelen insanlar artık grubu biliyor gibiydi, sanırım bu yüzden bu son tur çok daha keyifliydi.

En iyi durak hangisiydi? İnsanların tepkileri nasıldı?
Sanırım her konserin kendine has bi’ klaslığı vardı: İsviçre’deki festival dağların arasındaydı ve doğa çok güzeldi. Ayrıca daha çok death metal grupları çalmasına rağmen bizi dinlemeye gelen çok fazla insan da vardı. Hollanda’da ve Belçika’daki konserler bayağı kalabalıktı, ayrıca oraya daha önce gitmemiştik, eski arkadaşlarla görüşme şansımız oldu. Almanya’da Paranoya diye “kendin-yap” kafasında bi’ festivalde çaldık, yemekler, içkiler, seyirci falan bayağı iyiydi. Ayrıca son konser de Almanya’daydı, en iyi yemekleri sanırım o gün yedik, ayrıca çok da kalabalıktı. En vahşi partiler sanırım İtalya’da oldu. Çek Cumhuriyeti’nde yine “kendin-yap”çı kafada Paay Fast or Dont’ta çaldık, orada da bir sürü arkadaşla görüştük ve haddinden fazla alkol ve falafel tükettik. Bunların dışında Yunanistan’ın da hakkını vermek lazım; partilerin vahşiliğinde İtalya ile kafa-kafayalar. Sanırım hepimiz için birçok açıdan Yunanistan oldukça kendine özgü diyebilirim.

Kıyaslama büyük ihtimalle söz konusu olamaz, Türkiye’de sahne aldığınızda durum nasıl peki? İnsanların ilgisi nasıl, kalabalık oluyor mu konserler?
Bence burada da iyi konserler oluyor. Geçen yaz İstanbul’da Noizine tayfasının yaptığı konserde çalmıştık mesela; çok az kişi vardı ama bence keyifliydi. Ayrıca 2007’de Ankara’daki konser de çok iyiydi, feci kalabalıktı. Benim için konserlerde önemli olan parti havası olması ve çıkan diğer grupları da seviyor olmam. Sevmediklerim ise ufak konserlerde bile afişte 50 tane sponsor falan olması ve insanların kendi sevdikleri gruplardan ziyade seyirci çekeceğine inandıkları gruplara konser düzenlemesi vs.

Sanıyorum ki davulu bıraktın, Decimation ve Despised’tan bildiğim Kaya şu an kadroda görünüyor, Despised’tayken canlı dinlemiştim, oldukça yeterli bir davulcu, Kaya’nın gruba dahil olması ve Sakatat’taki canlı performansını merak ediyorum…
Kayar’la önceden tanışıyorduk zaten, o sıralar DECIMATION ve NETTLETHRONE’da çalıyordu. Tesadüfen NETTLETHRONE’un dağılmasıyla beraber çalmaya başlamamız aşağı yukarı aynı zamana denk geldi. Fakat o zamandan beri çok fazla konser verdik ve üç ayrı kayıt yaptık, sanırım o yüzden gruba sonradan katıldığını sen sorana kadar hatırlamıyordum bile.

Splitleriniz hep plak formatında, Türkiye’de plak dinleyecek imkanı olan fazla insan olduğunu zannetmiyorum, bunları yurt içinde cd yada kaset formatında dağıttınız mı yada düşündünüz mü?
Sanırım plakçaları olmayan bir sürü kişi de aldı plaklarımızı, hatta plak biriktirmeye bizim plakları aldıktan sonra başladığını söyleyenler oldu, o yüzden sanırım farkında olmadan iyi bir şey yaptık. SOTI ile ortak 7″ plağı bonus şarkılar ile CD olarak basmayı düşünüyoruz, eğer albüm yaparsak o da muhtemelen CD biçimde de basılır. Ayrıca kaset formatında bir şeyler çıkarıyoruz, mesela Obscene Extreme’deki konserin kaydını geçen ay kaset olarak çıkardık, birkaç ay içinde de dört grubun yer aldığı bi’ kaset çıkacak.

Kapaklarınızın hastasıyım, fikirlerin ardında kim var, kim çiziyor?
Kapak fikirleri genelde plaktaki şarkıların sözlerinden çıksa da sanırım genel olarak klişe grindcore kapaklarından çok da uzağa gitmiyor. Son iki kapağı Ironworx Gravefix’ten Irwan çizdi. Yeni plağın kapağını da şuan o çiziyor. Sanırım benim en sevdiğim “Sesimizden Başka…”nın kapağı, kapaktaki saldırgan hava tam olmasını istediğimiz gibi. Ayrıca daha sonraki işlere sakladığımız birkaç taşaklı çizim daha var.

Yakın zamanda yeni splitler söz konusu olduğunu söylemiştin bana, onlardan bahseder misin?
Bir aksilik olmazsa birkaç ay içinde MESRINE ile, yazın da DISPEPSIAA ile ortak 7″ plaklar ve bi’ tane de toplama 7″ plak çıkacak. DISPEPSIAA maalesef biz kayıtlarımızı bitirmeden dağıldı fakat plak için kaydettikleri şarkılar çok efsane, umarım biz de yakında kaydederiz ve plak bi’ an önce çıkar.

Şöyle 30-40 şarkılık bir albüm düşünüyor musunuz?
Sadece “yapmak için yapmak” istemiyoruz, o yüzden doğru zamanı bekleyeceğiz.

Mayıs ayında Human Error ile birlikte Türkiye içinde bir kaç konser vereceksiniz, durakların hepsi belli oldu mu? Bunun dışında belli konser tarihi söz konusu mu?
HUMAN ERROR 14-15-16 Mayıs tarihlerinde sırayla İstanbul, Ankara ve Eskişehir’de çalacak. İstanbul’daki konserde ULTIMATE BLOWUP, Ankara’dakinde ise MALAZLAR ve EHRİMEN çalacak. Biz sadece Eskişehir’dekinde çalacağız ki o da kesinleşmemiş olan tek konser. Ben grubu Ankara’da izleyeceğim; EHRİMEN ve MALAZLAR da en az Macarlar kadar taşaklı, daha önce dinlemeyenler varsa kesinlikle bi’ baksınlar bence.

Soracaklarım bu kadar, son olarak eklemek istediğin bir şey var mı?
İlgin için sağ ol Fatih aga, yakında görüşürüz! (S. & SAKATAT, Mayıs 2010)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu