Röportajlar

REQUIEM

Selamlar, öncelikle Extreminal Webzine’e hoşgeldiniz.Grubu tanımayanlar için birkaç cümleyle grubunuzdan bahsedermisiniz?
Selam kardeşim,ben Ralf W.Garcia(Bas/Vokal) ve biz de 1997 yılında kurulan ,Orta Avrupa’dan REQUIEM . Şimdilik 3 kişilik bir death metal projesiyiz. Geçmişte bazı kadro değişiklikleri oldu , dünya çapında 5 albüm bastık, tanınmış ve tanınmamış gruplarla birlikte 500den fazla sahne ve turnemiz oldu.Bunlardan örnek vermek gerekirse: Dismember, Lividity, Vader, Belphegor, Vital Remains, DevilDriver, Hypocrisy. Daha fazla bilgi edinmek içinwww.myspace.com/requiemdeathmetal adresi ziyaret edilebilir. Şerefe!

Son albümünüz "Infiltrate…Obliterate…Dominate" 2009'da basıldı.Fanlardan tepkiler ve eleştiriler nasıldı?
Basından gelen yorumlar çok yoğundu. O albüm Rock Hard Almanya, Legacy Magazine Almanya, Aardschok (HOL) gibi dergiler ve powermetal.de, bloodchamber.de, stormbringer.at gibi webzinelerde ilk 10'a girmeyi başardı. Dolayısıyla tahmin ediyorum ki bir şeyleri başarabildik. Bizim için önemli olan bu kaydı insanların beğenmesiydi. Underground death metal grubu olmak bir türlü anlaşılamıyor. Piyasada bir sürü bizden daha yetenekli ve tecrübeli grup var. Dolayısıyla bu albüme karşı olan ilgi ve alakadan çok memnunuz.

Hazırda olan parçalarınız var mı? Sizden ne zaman albüm bekleyebiliriz?
Bu röportajı cevaplarken 2011 başlarında çıkacak olan „Within Darkened Disorder“ adlı albümümüz için hali hazırda 7 parçamız mevcut. Albümün ismini taşıyan parça için daha dün birkaç söz yazdım. Kayıtları yapımcı Andy Classen (Belphegor, Krisiun, Legion Of The Damned and more) ile birlikte 2010 Aralık ayında Almanya’daki Stage One Stüdyolarında yapmayı planlıyoruz. Dolayısıyla gerçekten bu kayıtları bekliyoruz. Yeni 3 kişilik kadro ile yeni parçalar.

REQUIEM’de müziği kim yazıyor? Besteleme işi bir kişinin üzerinde mi yoksa hep birlikte mi yapıyorsunuz ?
Basitçe söylemek gerekirse Phil(Gitar) ve Reto(Davul) bu işi üstleniyor.Ben ise geçmişten bugüne kendi bas partisyonlarımı hazırladım ve parçaların değişik aranjmanlarında katkıda bulundum. Şu andan itibaren ise tamamen sözlere ve vokal partisyonlarına odaklandım.

Parçalarınızın sözleri ne ile alakalı? Söz yazarken etkileyen şeyler nelerdir?
Ana temalar yıllar geçtikçe değişime uğradı.Daha önceleri daha çok gerçekliğe önem verirken şu sıralar tarih,felsefe ve mistisizme yoğunlaştım. Napalm Death gibi sosyal eleştiriler içeren birçok söz yazdım.Bugünlerde ise sanıyorum ki tamamen geçmiş 10 yıl içindeki hayat tecrübelerimden esinleniyorum. Gençken tamamen haberlerden ve diğer gruplardan etkileniyordum.

Şu ana kadar çıkan 4 albümünüzden sizin için en önemlisi hangisi ?
Bugüne kadar 4 LP ve 1 EP çıkardık ve sorunuza gelince itiraf etmeliyim ki gerçekten şu an bu soruya verecek bir cevabım yok. „Government Denies Knowledge“ tanınmış şirket Massacre Records dan çıkan ilk albümümüzdü ve gerçekten büyük bir yankı uyandırdı.Tesadüf eseridir ki o albüm bizim yeniden kaydetmek istediğimiz bir albüm çünkü şu an birçok şeyi farklı yapmayı yeğliyoruz. „Premier Killing League“ çok hızlı bir albümdü ve biz bu albümü 2 Avrupa turnesi arasında yazdık ve „Government Denies Knowledge“ albümünden 11 ay sonra piyasaya sürdük. Bunun yanında , bu albüm yapımcı Andy Classen ile ilk çalışmamızdı ve gerçekten muhteşem bir tecrübeydi . Müzikal olarak ve parçayı oluşturma işlemi nazarında „Infiltrate…Obliterate…Dominate“ en olgun diyebileceğimiz albümümüz. Ve tabii ki yeni albümümüzü iple çekiyoruz. Bu albümdeki parçalar -biraz klişe olacak ama- şu ana kadar yapabildiğimiz en iyi parçalar.

Twilight Vertrieb ile çalışmaktan memnun musunuz? Şu anki firma ile daha önce çalıştığınız Massacre arasındaki farklar nelerdir ?
Bildiğiniz gibi bu konu gerçekten çok önemli ama önce size cevabı vermeliyim. Evet Twilight ile çalışmaktan çok memnunuz. Genel olarak grup ile şirketin arasındaki iletişim mükemmel. Gerçekten bizim ve müziğimizin arkasında duruyorlar.
Bu günlerde tüm müzik endüstrisinin büyük problemleri var. Dolayısıyla bu gerçekten bizim gibi underground grupları için büyük bir handikap. Massacre bize müziğimizi -her ne kadar daha fazla potansiyel olsaydı bile- gerçekten büyük kitlelere ulaştırma fırsatı verdi. Bunun için minnettarız. İki şirket arasındaki en büyük fark ise iletişimdeki tavır farklılıkları.Dolayısıyla biz de , gelecek planlarımızla bir hayli ilgilenen Twilight ile görüştük.

Bize kariyeriniz boyunca başınıza gelen ilginç , komik hikayelerinizden bahseder misiniz? Hayatınız boyunca unutamayacağınız sahneniz hangisiydi ?
Müzik yapmaya çabalayan bir underground grubunda olmak konusunda gerçekleri bilmek istediğinizi düşünmüyorum. Ama gerçekten anlatmamı istiyorsan, hadi başlayalım o zaman. Turne esnasında , farklı ülkeler arasında seyahat ederken, türlü türlü problemler çıkabiliyor.Bunlardan bazıları beklenmedik şekilde gelişebiliyor.Mesela gecenin bir yarısı otoyol üzerindeki bir benzin istasyonunda grubu ve tayfayı kaybetmek gibi ve şüphesiz aniden leş gibi kokmaya başlayan , ağzına kadar taşmış umumi tuvaletler.Sahnelerle de ilgili birçok sorun meydana geldiği oldu fakat bir tanesini seçebileceğimi düşünemiyorum. Hollanda’da çalmaktan her zaman keyif almışımdır. Obituary ve Morbid Angel gibi death metal babalarını destekleme şansı bulduğumuz bazı festivaller hala aklımda.Vader ve Belphegor ile birlikte İngiltere ve Hollanda turlarımızda hiçbir zaman unutamayacağımız bir turne. 2007 turnemizin gerçekten profesyonelce organize edilmiş bir koluydu. Ve şüphesiz Vital Remains ile 2005 yılındaki ve eski dostlarımız olan Dismember ile 2006 yılındaki turlarımızdan da bahsetmeliyim.Onlar da harikaydılar.

Sizleri müzik yapmaya özendiren ve hala dhaa sizi etkileyen grup ya da müzisyenler kimlerdir?
Evet, çok çeşitli müzik tarzları var. Bir bas gitarist olarak ; Cliff Burton’ın tekniği çocukken beni çok etkilemişti. Bunun yanında John Entwhistle (The Who) ve tabii ki Steve DiGiorgio’nun muhteşem işleri de beni etkilemek için yeterliydi. Tahmin ediyorum ki bu insanlar benim gibi 70’ler sonu , 80’ler başı kuşağında birçok müzisyeni etkileyip , heveslendirmişlerdir. Bir çocuk olarak Almanya’da yaşarken Iron Maiden ve Judas Priest gibi klasik metal grupları ile başladım. Daha sonra Slayer, Exodus, Anthrax, Testament, Kreator and Destruction gibi gruplarla Thrash’in büyük akını patlak verdi. Ve tabii ki 80 sonu 90 başı gibi Possessed, Bolt Thrower gruplarla ilk Death Metal albümleriyle karşılaştım. Şuna inanıyorum ki , müzikal olarak ve çalış teknikleriyle bu tarzın ben de ayrı bir önemi var.

İsviçre’de durum nasıl ? Ülkenizden yeni ve gelecek vaat eden gruplar önerebilir misiniz?
İsviçre’de kendi gibi küçük bir ülkeye oranla gerçekten fazla sayıda grup var fakat birçoğunun gerçekten sıkı çalışmaya *ötü yok. Ve şüphesiz genç gruplar daha çok ABD gruplarından ve Metalcore ve Deathcore gibi yeni nesil soundlardan etkileniyorlar. Dolayısıyla bugünlerde kaydadeğer bir şey göremiyorum. Gerçekten iyi iş yapan gruplar var fakat bunlar da benim birine önerebilmem için yeteri kadar iyi değiller. Punish, Gurd, Cataract ve Disparaged gibi İsviçreli gruplarda arkadaşlarımız var fakat bunlar da bizimle birlikte başladıkları için metal müzik dinleyicisine çok da yeni değiller.

En son dinlediğiniz albüm hangisi? Bu yılki albümlerden sizi etkileyenler hangileri?
Hmm gerçekten zor bir soru,çünkü son zamanda bir çok albüme kulak verdim. En son klasiklerimden Suicidal Tendencies, D.R.I. , Cryptic Slaughter ve Carcass albümlerini dinledim. Çok değişik sound'lardan hoşlanırım örnek vermek gerekirse :’ Belphegor, Grand Magus, Black Label Society, Annotations Of An Autopsy, Obituary, DevilDriver. Beni etkileyecek olan albüm ise Bolt Thrower’ın olası yeni bir albümü olabilir. Yeniden parça yazmalarını dört gözle bekliyorum. Ayrıca yeni Malevolent Creation albümünü de beklemekteyim. Umuyorum ki „The Will To Kill“ albümü gibi katil bir albüm ortaya çıkarmışlardır.

REQUIEM ile uğraşmadığınız boş vakitlerinizde neler ile meşgul olursunuz? Başka bir işle uğraşıyor musunuz yoksa tek odağınız grup mu?
Bilebileceğiniz gibi Death Metal projesinde çalıyorsanız , tüm odağımızı ve potansiyelimizi bu gruba harcasanız da , yaşamınızı sağlamanız mümkün değil. Dolayısıyla hepimiz normal birer işe sahibiz. Ben , bazen yerel bir reklam şirketi için çalışıyorum, bazı dergilerde yazıyorum, bazı projelerde bas gitar çalıyorum veya yerli gece kulüplerinde barmenlik yapıyorum. Gerçek yaşamda , gerçekte görebileceğiniz her kötü şey dolayısıyla lanet olası iş yaşamında acınası sosyal bir işçiyim fakat bunun yanında bu durum müziğimizde kendimizi tam olarak aktarmamızda fayda sağlıyor.

Extreminal Webzine okuyucuları için son sözleriniz nelerdir?
Desteğiniz ve bu röportaj için çok teşekkür ederim. Önümüzdeki yıllarda bir festival veya bir turnede görüşmek dileğiyle. Myspace sayfamızıwww.myspace.com/requiemdeathmetal ve Şubat/Mart 2011de çıkacak yeni kaydımız „Within Darkened Disorder“ ı takip edin. Tüm okuyucularınızı gelecekteki bir sahnemize ve sahne sonrası takılmaya davet ediyorum .

Ralf & REQUIEM

Çeviri : Selçuk ÖZCAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu