Röportajlar

NAPALM DEATH

Shane Embury ile yapılmış, aslında deer-trip olan ama bizim work-trip diyebileceğimiz bir röportaj, aha oku !

Yeni albüm için 5 aydır stüdyodaydınız, durumlar nasıl?

Yeah ! gerçekten her şey iyi. Son turne için birkaç haftadır provalarla uğraşıyorduk, bu gayet yorucuydu ve şu an her şey için hazır durumdayız. Önümüzdeki hafta sonu buralarda birkaç konser verdikten sonra Avrupa turnesine başlıyoruz.

Geçen albümünüzün adı “Enemy Of The Music Business” dı, son albümün adi ise “Order Of The Leech” neden böyle bir isim seçtiniz ? Son yaşadığınız bazı boktan olaylarla ilgili galiba.
Son 4-5 yıldır bazı inişler ve çıkışlar yaşadık. Bununla birlikte her şeyi biz idare ediyorduk, çünkü menajerimizi kaybetmiştik. Yada daha doğrusu o bizden ayrılmıştı ve bizi gerçekten boktan birçok gerçekle baş başa bırakarak ayrılmıştı. Çevremizde olup bitenlerin farkında olmaya başlamıştık, her konuda karar vermeliydik ve o zamanlarda çevremizde yanlış giden tüm şeyleri fark ettik. Muazzam bir şekilde düşünmeliydik ve etrafımızdaki birçok insandan kurtulduk ve onların yerini bizim seviyemize uygun insanlarla çalışmaya başladık.

Sizin için gerçekten sıkıcı şeyler olmalı.
Evet sıkıcıydı. Ama son birkaç aydır yaşananların içerisine girip baktığımda gerçek arkadaşlarımızın kimler olduğunu görüyorum. Bana göre bu boktan olaylar, arkamızda bıraktıklarımız bizim için yeni bir başlangıçtı.

Peki, yeni bir başlangıç olduğunu söylüyorsun, yeni firmanız ve yeni çalışmaya başladığınız insanlar nasıl? Memnun musun ?
Firmamız, menajerimiz ve şimdi bizime olan tüm crewimiz ne yapmak istediğimize, neyin içinde bulunduğumuzu biliyorlar. Tahminimce şu an hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için.

Napalm Death, tarihi boyunca diğer değişik tarzları, türleri hep bir yana atmıştır. Kendine has soundunu yıllardır bazı değişikliklerle sürdürdü, hiç başka şeyler de düşündünüz mü ?
Biz her zaman daha iyisini yapmaya çalışıyoruz. Soundumuzun bazı insanlara biraz basma kalıp geldiğini biliyorum. Benim ve diğer çocukların yapmak istediği şey bu, eğer diğer tarzları göz önüne alırsak Napalm olmaz.

Aslında “Diatribess” ve “Inside The Torn Apart” ’da bayağı değişik şeyler denemiştiniz. Alternative metal , hardcore falan…
Bize birkaç yeni şey deneme şansı verilmişti. Biz de bunu yaptık. O albümlerde biraz daha deneyim kazanmak ve biraz farklı şeyler yapmak istediğimizi düşünüyorum. Bazı insanlar onları beğendiler, doğal olarak bazıları da beğenmedi. O albümler düşük puanlar almasına rağmen başarısız olduğumuzu düşünmüyorum. Canlı Showlar her zaman doluydu, dinleyici oradaydı. Ama albümlerde biraz sakin olduğumuzu düşünüyorum ve içinde bulunduğumuz scenemizden biraz ayrılmaya ihtiyacımız vardı. Aynı zamanda gruptan birkaç kişi de kendini bir miktar claustrophobic hissediyordu.

Peki son albüm için çalışmalara başlamadan önce aklınızda neler vardı?
Napalm’ın bilinen hızlı ve sert soundunu daha ileriye taşımak istiyorduk ve şu an iki misli daha sertiz bence. Albümü kaydetmeden önce Barney ve diğer çocuklarla konuştuğumu hatırlıyorum. Herkes bu kaydın, insanların suratlarına vuran, siktiri çeken bir kayıt olmasını istemişti.

Grup olarak çuvalladığınızı düşündüğünüz, kötü olan bir konser veya turne oldu mu?
1998’in sonlarında Cradle ile olan o tur bizim için kıç üstü yere oturmak gibi bir şeydi. Hiç kimseden destek görmedik. O turda bulunmamızın nedeni arkadaşımız eski Cradle Of Filt davulcusu Nick Barker’dı.

Coverlardan oluşan bir albüm yayınlamıştınız, nereden çıktı bu fikir ?
Albümün çıkış noktası geçmişie bağlılık. Benim hoşlandığım şeylerden oluşmuş olduğu için, çok hızlı hazırlanıp yayınlanmıştı.

Uzun yıllardır birçok albüm yayınladınız, bu süre içerisinde hep ortalıklardaydınız, fanlarınızın size olan tutumu şu an nasıl?
Konserlerde ve turnelerde insanların bizi desteklediklerini ve bizi seyretmeye geldiklerini görüyorum ve dürüst olmak gerekirse bu bizim moralimizi yükselten tek şey.

Anarşizm ve Punk-Rock kökenlerinizde bir değişiklik olacak mı?
Kısaca hayır.

Biliyorsun “Enemy of…” albümü ile eski sounda geri döndünüz. Peki yeni albümünüzün soundu nasıl bir şey oldu?
Materyallerimiz gayet heavydi. Örnek vermek gerekirse Harmony Corruption ve Mass Appeal Madness arası bir şey. O albümlerin farklı ve daha modern bir versiyonuna ulaştık ama daha iyi bir prodüksiyona sahip.

İngiltere’de Kidrock, Limp Bizkit, P.O.D., Papa Roach gibi gruplar metal fanları arasında büyük popülariteye sahip, bunu hakkında ne düşünüyorsun ?
İngilterede neyin popüler olduğunu söylemek iyi bir betimleme değildir, popüler olan her neyse her yerde popülerdir. Ama biz Almanya, İspanya gibi yerlere gidiyoruz ve oradakiler sert ve hızlı müzikleri daha çok seviyorlar.

Senin yeraldığın Napalm Death dışında 3 tane daha grup var, Lock Up, Little Giant Drug ve Meethook Seed. Bunlara zaman ayırman zor olmuyor mu? Mesela Lock Up nasıl oluştu?
Elimde gerçekten yeterli zaman var ve yeterince talihliyim. Lock Up benim asıl proje grubum. Proje ilk olarak benim aklımdaydı, sonra Jesse Pintado (Napalm’ın gitaristi) ve Nick Barker (Dimmu Borgir’in davulcusu, C.O.F.’un eskisi) ile birlikte eski albümleri dinleyip içki içerken oluştu.

Geçen albümünüz “Enemy Of The Music Business” daki 13. şarkı (The Public Gets) What the public doesn’t want. Peki toplum ne istiyor, ultra hızlı grind mı?
Ha, ha, ha kesinlikle bunu istiyor.

Ok, Sorular bitti. Son sözlerini alayım.Röportaj için teşekkürler.
Önemli değil ben teşekkür ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu