Kritikler

Myronath – Into the Qliphoth

Non Serviam Records – 2019 – İsveç 

Dikkatleri buraya verin ortamda Swedish Black Metal var! 🙂 İsveçli Myronath 2019 yılı içinde ilk full-length albümü “Into the Qliphoth” ile piyasaya kafalama girdi. ortaya çıktığı tarih itibari ile çaylak grup denebilir; ama grup elemanlarının Myronath ile paralel ilerleyen bir çok projeleri mevcut. Kadroda Lars Broddesson gibi Marduk´ tan tanıdığımız bir isim mevcut. Lars 2006-2013 yılları arasında Marduk´ta aktif yer aldı, Wormwood ve Serpent Sermon albümlerinde ki performansıyla Marduk fanları Lars´ı yakından tanıyor. The Ascendant ve Excessum gruplarıyla birlikte Myronath´ta da aktif devam ediyor.

Albüm Ekim´de Non Serviam Records etiketiyle piyasaya çıktı, albümde 8 parça bulunuyor ve toplamda 38.12 dakika uzunluğunda. Albüm “The Ancient Slumber” ile açılışı yapıyor. Parça soğuk bir gitar arpeji ile başlıyor, konuşma temposunda vokaller ve diğer enstrümanların da katılımıyla Intro tadında ki kısa girişin ardından parça akmaya başlıyor. Giriş çok iyi olmuş, İsveç Black Metal gruplarında sıklıkla gördüğümüz bu tarz denemeler Myronath´ta da karşımıza çıkıyor. parçada kullanılan değişken davul performansı çok kaliteli. Ama bu parçada olduğu gibi albümün tamamında neredeyse blast beat yok, çok az kullanılmış, oysa bu durum Black Metal´in bu alt türünde ön plana çıkmış örneklerinden alışık olduğumuz bir hamle değil. Gitarlar konusunda da İsveçli gruplardan duymaya alışık olduğumuz 90’lar tarzı gitar riff yapısı da bu albümde mevcut değil, Black Metal´in modern çağına ait yöntemler kullanılmış. Görülüyor ki grubun denenmemişi bize susmak yada avangard fikirler denemek gibi bir derdi yok. Gitar rifflerinin davul performansıyla uyumu göz önüne alondığında “Ravensphere” i dinlerken Aeternus ya da Kampfar’dan alışık olduğumuz seslerle karşılaşıyoruz.

Keşiş ilahisi ve korku filmi müziği klavyeleri gibi küçük ayrıntılar albüme renk katmış, aşırıya kaçmayan ve albümün ortaya koyduğu atmosferi bozmayan yeterli dozda ayrıntılar. Albümde eski bir Marduk elemanının olması, sizde Marduk tarzı saldırganlık Black Metal beklentisi yaratmasın, Lady of Golgotha ve The Awakening gibi parçalarda bunun için çeşitli girişimler var; fakat her halükarda Marduk çizgisinin altında kalıyor. Aslında iki grubu yan yana koyduğumuzda çok farklı stilleri olduğu aşikar; ama dediğim gibi kadroda eski bir Marduk elemanı varsa bu karşılaştırma kaçınılmazdır. Hymn to Lucifer´da kullanılan kilise sesleri, yaratılmak istenen ironi açısından güzel bir hamle, şarkı bu yapısıyla Rotting Christ’ı hatırlatan bir yapıya sahip. Albüm Annihilation of the Crescent Moon ile kapanışı yapıyor. Final için iyi seçim, albüm güçlü bir parçayla kapanışı yapıyor.

Albüm, süper bir İsveç Black Metal´i örnegi değil; ama grup kaliteli bir başlangıç yapmış, denemenizi tavsiye ederim.

Albümün Yazar Notu :
7,5/10

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu