Röportajlar

BRAINDAMAGE

Piyasada oldukça eski bir grup olan Braindamage’ın yeni albümü "The Impostor" sonrası İtalya ve thrash metal piyasası üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.

Thrash metalin altın yılları olan 80lerde piyasaya girmişsiniz, o günden bu güne 5 albüm yapmışsınız, o günlerde piyasaya çıkan bir çok grubun en az 10 küsur albümü var, özellikle son 3 albümünüzün aralarında uzun zaman var, bu gecikmelerin sebebi nedir?
Hmm, 88 yılında kaset formatında bir demo yayınlamıştık ve 1200 kopya satmıştı (bir İtalyan gruba göre şanslıydı), diğeri ise (biraz daha az şanslı olan) 89 yılında prodüksiyonu Geordie Walker (Killing Joke) tarafından yapılan bir albüm çıkarmıştık, 91 yılındaki Avrupa ve İngiltere turnesi için 90 yılında bir EP çıkardık. İlk albümümüz 92 yılında kaydedildi ama 93 yılında yayınlandı. 1999’da çıkardığımız Collapse albümü öncesinde 40 şarkı hazırlamıştık… Bu da "bizim olduğunu" düşündüğümüz şeyleri açıklıyor yani kendi imkanlarımızla yapabileceklerimiz bu kadardı, pek zengin değiliz…!

Braindamage’ı "The Impostor" albümü ile tanıdım ben, daha önceki albümleriniz nasıl bilmiyorum, bu albümde bolca progresif etki mevcut, tarzınız bir çok thrash metal grubuna göre daha modern, eskiden de böyle miydi? 88 yılından beri gruptaki müzikal değişim ne yönde?
Her albümümüz bir öncekinden daha farklıydı ve bir sonraki de her zaman yine farklı oldu. The Impostor da tüm albümlerimiz arasında bu gidişattan sapmayan bir albüm. Biz hiç kolay olmayan aynı zamanda ekstrem bir tarz olan thrash metalin yolundayız. Deception Ignored, Deathrow, Voivod, Mekong Delta ve Killing Joke gibi bir çok gruptan ilham aldığımızı söyleyebilirim. Ekstrem ve tuhaf olmak zorundayız, her zaman akıntıya karşı kürek çekeceğiz.

"The Impostor" albümü tarafımdan olumlu tepkiler aldı, genel olarak tepkiler nasıl? Basından gelen tepkilerin yanı sıra özellikle eski kafalı thrash metal dinleyicisinden gelen tepkilerini merak ediyorum…
Hmm, bunu söylemek için oldukça erken, albümümüz daha yeni çıktı, ama söyleyebileceğim şu ki, takipçilerimiz coşku ile karşıladı.

İtalya’dan bir çok promo alıyorum, geçtiğimiz günlerde bir gruba piyasanız ne durumda diye sordum, kötü diye yanıtladı ama bir çok şirket ve grup var, sonuç olarak kafam karıştı. Dracma Records da bu şirketlerden biri, şirketinizle anlaşmanız nasıl, İtalya piyasasındaki yeri nedir?
Tamam, şunu söyleyelim: İtalya’da piyasa yok. Bir çok grup var, bazıları iyi bazıları kötü, bir çoğu ise fiyasko, şirketler ve menajerler basitçe dünyadaki en kötü olanları. Dahası metal 90ların başlarına döndü. Büyüklerimizin bize anlattığından çok farklı olarak gençlik Madonna, Lady Gaga, Big Brother gibi şeylerin peşinde…

"The Impostor" albüm kapağındaki işaretlerin bir anlamı var mı? Genel olarak kapak tasarımından da biraz bahseder misiniz?
Kapaktaki işaretler : Şehrim Turin in kalesi Yorkshire’ın gülü ve ön plandaki yıldız da Hyades. The Impostor 21 yıldır anlatmaya çalıştığım hikayenin farklı bir bölümü, 1066 yılı yazının sonunda Yorkshire’ın küçük bir kasabasında başlıyor ve yüzyıllarca devam ediyor, benim şehrimde 1706’da geçiyor ve yine ilerleyen yıllarda Yorkshire’da son buluyor. Karakterler uzaylıların güçleriyle mücadelede ellerinde olan aletlerle yakın bir ilişki içerisindeler. The Impostor onlardan biri, ve kurtarıcı olduğuna inanıyor ama aslında o felaketin habercisi ve bunu anladığında pişman oluyor, sonra kendini düzenbaz (The Impostor) olarak kabul ediyor.

Websiteniz güncel değil, örneğin "The Impostor" hala diskografiye eklenmemiş, pek önemsemiyor musunuz?
Haklısın, aslında tüm sitelerimizi güncellemeye çalışıyoruz, ama emin olun ki Myspace yanında eski sitemizi kullanılmaz halde olacak.

Son zamanlarda kendi ülkemde ve dünyanın bir çok yerinde bir çok thrash metal grubu çıkmaya başladı, 80li yılların thrash metalini devam ettirmeye çalışan gruplar var, bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Belli gruplar dışında modern işleri daha çok seviyorum ve eski usul gazındaki grupların bir çoğundan hoşlanmıyorum, yapmacık gibi geliyor, sizin bu konudaki fikriniz nedir?
Kesinlikle sana katılıyorum, Thrash metali seviyorum ve hala yapmaya çalıştığım şey de o, ama müziğin kimliğini kaybetmeden yenilenmesi gerektiğini düşünüyorum, Bay Arealı klasik eski grupları taklit etmeyi anlamıyorum, kökenlerimizi ve geçmişimizi koruyarak müziğimizi geliştirmemiz gerekiyor.

Köklü bir grup olarak thrash metal adına yeni bir şeyler yapan gruplara laf etmek gerekirse, ne gibi tavsiyeleriniz olabilir?
Sanatçıların yazarların ve düşünürlerin yapmak, yaratmak istediği şey Rönesansın başlangıcına neden oldu; klasik akımı keşfetmek, çalışmalarını geliştirmek ve bunu hayata geçirmek ve ortaçağların kültürsüzlüğünden üstün gelmek…

İtalya ve Türkiye’nin toplumsal yaşantısında oldukça benzerlikler olduğunu gösteren bir video izlemiştim, ne kadar doğru bilemiyorum ama eğer doğru ise sanıyorum ki oraya gelsem yada buraya gelseniz yabancılık çekmeyeceğiz, siyasi olarak ve toplumsal olarak bir çok konuda karışıklıklar ve düzensizlikler söz konusu burada, orada durumlar nasıl?
Türkiye’nin bu günü hakkında pek bilgim yok ama, amatör bir tarihçi olduğumdan beri Türk İmparatorluğun (Osmanlı’yı kastediyor sanırım/Goremented) Konstantinopolis’i çökerttiği zamandan Atatürk’e kadar olan kısmını biliyorum, bunun dışında basının bize verdiğinin dışında bir bilgim yok. Türkiye hala Atatürk’ün bıraktığı gibi mi yoksa aşırı tutucu mu oldu, asker tarafından mı yönetiliyor, insan hakları yok mu sayılıyor, kadın hakları sayılıyor mu tam bilemiyorum. İtalya için konuşmak gerekirse zor zamanlar geçiriyoruz, Berlusconi kendini kral zannediyor ve ne yazık ki hala bir çokİtalyan onu destekliyor, bu da ne kadar akıllı olduklarını gösteriyor.

Şarkı sözlerinize toplumsal yaşantı ne kadar etkili?
Oldukça.. O Kilisenin salak, beyinsiz kölelerinden biri olmak istemiyoruz. Biz her zaman yoksul, istismar edilen ve ayrımcılığı yapılan taraftayız.

Daha önce bir çok efsanevi thrash metal grubu ile sahneyi paylaşmışsınız, unutamadığınız en özel olanı hangisi? Yeni konser planlar ne durumda?
Kalbimde özel yeri olan konserlerden biri Londra’da 91 yılındaki Killing Joke turnesinin sonu ve 97’deki Voivod ile sahne aldığımız konserler hayatımda en unutamadığım anlardır. Yeni bir menajerlik şirketi ile anlaşıyoruz (daha önce de söylediğim gibi çok az olan iyi şirketlerden biri) ve umuyorum ki her şey bizim için daha iyi olacak.

Soracaklarım bu kadar, son olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Evet: Gerçeğin tek taraflı olduğunu söyleyenleri takip etmeyin.
Eğer hala devam ediyor olursak – ve bunu asla para için yapmıyoruz – hala bundan mutlu olduğumuz ve daha hala söyleyebileceğimiz birşeyler olduğu içindir. Çok teşekkür ederim, umarım bir gün ülkenizde sahne alırız.

www.myspace.com/braindamageitaly

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu