Röportajlar

MASTER

Öncelikle, Death Metal’in efendisine selam olsun… Ve Master gibi efsane bir grupla röportaj yapma şansı verdiğiniz için teşekkür ederim…
Paul :
Birşey değil. Röportajlar tabii ki önemlidir dostum.

Bu aralar Master tarafında ne gibi gelişmeler var? Nelerle uğraşıyorsunuz?
Bu yıl da her zamanki gibi düzenli olarak turlara çıkıp konserlerde çalıyoruz. 11 yıl önce Avrupa’ya taşındığımdan beri grubumuz oldukça yoğun

Önümüzdeki yaz başında Massacre ve Grave ile Avrupa turuna çıkacaksınız. Bu turun içeriği nedir ve kapsadığı ülkeleri sayar mısınız?
Hala bu turun kesin tarihlerini bekliyorum. Ama Massacre’la birlikte 25 şovda çalacağız ve büyük olasılıkla Chicago’lu Macabre şovu da Grave gibi yakın tarihte iptal edildi.

Bilinen en eski gruplardan birisiniz. Öyle ki Death gibi Morbid Angel gibi Possessed gibi gruplarla aynı dönemde oluşumunuz gerçekleşmiş ve bu da Death Metal de efsane gruplardan birisi yapıyor. O zamanları biraz anlatır mısınız bize?
İlk başlarda bu yeni bir tür olduğu için koşullar oldukça ağırdı ve insanlar kendi şehrinizde yapılmadığı sürece şovları gerçek anlamda desteklemiyordu. 1987’de Death’le bir olup Chicago’da Exit diye 21 yaş üstü bir kulüpte çalmaya başladık. 21 yaş sınırı yüzünden Death ve Funeral Bitch’i yalnızca 25 kişi desteklemeye geliyordu ve bu oldukça zavallıcaydı.

Nasıl yola çıktınız bu müziği yapma arzusu nasıl doğdu?
Hayat, yaptığım müzik için her zaman en büyük ilham kaynağı olmuştur. Hayat oldukça zor ve ben bu zorlukları ve şansızlıkları yaptığım müzikle ifade ediyorum. Aslında müziğimi en çok etkileyen şey hep özel hayatımda yaşadığım şeyler olmuştur.

O zamanın şartlarında ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
Herkes hayatında büyük engellerde karşılaşır. Bizim için bu hep profesyonelleri bir arada tutmaya çalışmak oldu.

Saydığım diğer gruplarla iletişiminiz nasıldı?
O zamanlar daha önce bahsedilen bu gruplarla pek iletişimde değildim.

80ler sizin için oldukça zorlu geçti sanırım? Özellikle kuruluş süreciniz 5-6 yıllık bir zaman dilimini kapsıyor. Peki Neden böyle uzun bir süreç yaşadınız? Sanırım bu şekilde sıkıntı yaşayan nadir gruplardansınız, efsaneler içinde?
O zamanlar menejerimiz vardı. Şu anda bu işlerin hepsiyle ben kendim ilgileniyorum ve yönetimi ben devraldığımdan beri herşey büyük oranda iyi yönde değişti. O zamanlar birçok hata yapmıştık mesela bir keresinde sahte anlaşmaya imza atmıştık. Bir şeylerin önemini hep sonradan kavrayabiliriz bu yüzden hep ileriye bakıyorum ki bu her zaman yapılacak en iyi şey. Ayrıca daha önce bahsettiğin bu yenilikçi denen kişiler yalakalık yapmakta hep iyi olmuşlardır. Ben hep herkese siktirip gitmelerini söyledim ve bunun sonuçlarına katlandım. Bu günlerde daha gerçekçi ve profesyonelce davranıyorum ve konserler organizatörleri ve destekçilerimizle iyi geçinmeye çalışıyorum. Bu yüzden de daha çok konsere çıkıp her yıl Avrupa’da birçok festivalde çalıyoruz.

85 yılında sanırım ilk albüm çalışmanız için kayda giriyorsunuz. Fakat bu süreçte kolay olmuyor ki albümü 2003 yılında kendi plak firmanız dışında bir firma dan, From Beyond dan çıkardınız. Bize 85 yılında dönen olayları ve yaşadığınız sıkıntıları anlatabilirmisiniz?
Evet, Combat’le anlaşmaya imza atmıştık fakat albüm grubumuzun asıl davulcusu Bill Schmidt’in yaptığı hatalar yüzünden çıkmadı. Schmidt, hep kendi gölgesinden korkan bir adam olmuştur ve bu yüzden biz de geri planda kaldık.Diğer gruplara başarı sağlayan anlaşmalar gibi bir anlaşmaya imza atamadığımız için yalnız kaldık. Bu saçmalıktan sonra grubun kontrolünü kendi elime alıp hiç geri bakmadım. Schmidt’i bugün Chicago ormanlarında kendi kendine ya da onu her kim dinlerse onunla konuşurken bulabilirsiniz. Aslında çok yetenekli bir kişilikti, çok yazık.

Sıkıntılarla dolu 80leri geride bıraktıktan sonra 1990 yılı sizin yılınız oluyor ve Master sonunda ilk uzun çalar albümünü kaydediyor. Şimdi kendi adınızı taşıyan bu albümden, kayıt ve çıkış sürecinden ve insanlar üzerindeki etkisinden bahsedelim isterseniz?
Aslında ilk Master,1991 deki Speckmann Projesinin devamı olan,1989 yılında yayımlanan Abomination debut albümüydü. Speckmann Projesi yayınlanan ilk Master albümü olacaktı. Fakat sonra Nuclear Blast, Scott Burns yapımını beğenmedi ve biz de onunla bu albüm üzerinde tekrar çalıştık. Chicago’da, Solid Sounds Stüdyolarındaki yapılan orjinal 1989 mixini remixledik. Sonunda diğer kaydı da boşa harcamak istemediğimizden “The Speckmann Project” olarak onu da yayınladık.

90-91 yılları sizin için oldukça hareketli geçiyor sanırım? Bu yıllar içerisinde 2 stüdyo albümü ve Abomination ile bir split kaydı görüyoruz. Bu splitle ilgilide anlatacaklarınız vardır sanırım?
Her iki grubu da memnun edebilmek için bu ortak albüm 7inçe bölünmüştü ve bu işe yaradı da. Nuclear Blast her zaman grupları desteklemek konusunda iyi olmuştur ve bu albüm sonunda başarılı da oldu.

Gelelim 91 yılında çıkardığınız 2. uzun çalar albümünüze… On the Seventh Day God Created… Master albümü… Bu albümde öyle güzel bir sürprizle karşılaşıyoruz ki albümü daha bir şevk ile dinlememize sebep oluyor. Bu sürprizde Paul Masdival’in (Cynic, Gordion Knot, ex-Death) albüme gitarıyla eşlik etmesi. Şimdi isterseniz Paul’ün albüme nasıl dahil olduğunu, albümün kayıt ve çıkış sürecini ve fanlar üzerinde yarattığı etkiyi konuşalım?
Samimi olmak gerekirse Masdival’in ne hayranlarımız ne de kayıt üzerinde hiçbir etkisi olmadı. O stüdyoya elini kolunu sallayarak girdiğinde şarkıları ben ve Jim Martinelli zaten yazmıştık. Masdival sadece boşluğu doldurmak için gelmişti ve soloları her biri daha önceden saatlerce prova edildikten sonra çalmaya başladı. Yine de gerçek bir profesyoneldir ama bugün bile bu albümün kaydettiği en kötü albüm olduğunu ve müziğin çok sıkıcı olduğunu söylüyor. Ama yine de albüm dünya çapında 40,000 kopya sattı ve bu rakam bu tarz müzik göz önüne alındığında hiç de azımsanamaz. Paul, Scott Burns’ün arkadaşıydı ve Jim Martinelli çalamayacak kadar sarhoş olduğundan stüdyoya çağrılmıştı. Jim o zamandan beri çok düzeldi ve artık alkol kullanmıyor. Onun için bu çok iyi.

93 yılından sonra yeniden sıkıntılı bir döneme giriyorsunuz ve Nuclear Blast etiketiyle çıkan Collection Of Souls albümün ardından 5 yıllık albümsüz geçen bir sürecin içinde buluyorsunuz kendinizi. Bize biraz bu dönemden bahsedebilir misiniz? Özellikle Nuclear Blast la olan anlaşmanız ve sonrasında çıkan Colleciton Of Souls albümünün kayıt ve çıkış sürecini ve sonrasındaki duraklama dönemini anlatabilir misiniz?
Nuclear Blast albümü beğenmedi ve sonunda bizimle çalışmaktan vazgeçti. İşte bu kadar. 1998’de Pavement bize bir anlaşma teklif etti ve o zamandan beri onlarla çalışıyoruz. Chicago’da ilk Master albümünü kaydettiğimiz yerde kayıt yaptık ve ortaya çıkan kayıt öncekiler kadar iyi değildi. Bu üçüncü teklif üzerinde baya çalıştık ve bu kaydı hala seviyorum. Birçok kişiden de aynı yorumu aldım. Her profesyonel sanatçının yapması gerektiği gibi kayıtları sadece kendimiz için yapıyoruz. İnsanlar bunu beğenirlerse ne hoş, ama olur da beğenmezlerse kıçımı öpebilirler. Aynı kaydı tekrar tekrar yapmak çok saçma.

98 yılına geldiğimizde, 4. uzun çalar albümünüzün çalışmalarını bitirip piyasaya sürdünüz ve takip eden yıllarda dur durak bilmeden albüm çıkarıp konserden konsere koştuğunuz 12 yıllık bir sürecin içine girdiniz ki bu süreç içinde yaklaşık 6 uzun çalar albüm, 1 canlı albüm ve canlı kayıt video kaset ve complation albüm çıkardınız. Hepside değişik firmalardan olmasına rağmen böyle bir istikrar tutturmanız ve grubun tam gaz yoluna devam etmesi, grubun ne olursa olsun yıkılmadan ve sarsılamadan yoluna devam edebileceğini gösteriyor ki sanırım geçmişte yaşanılan zorluklar grubun böyle dayanıklı olmasını sağladı. Siz neler söylemek istersiniz bu durumla ilgili?
Acı çekmek ruh için her zaman iyidir. Herşey size bir servis tabağında sunulursa hiç bir şeyi anlamını sorgulamadan kabul edersiniz ve elde ettikleriniz kalıcı olmaz. Şu an sahip olduğumuz sınırlı başarıyı elde edebilmek için çok çalıştık ve böyle yapmaya da devam edeceğiz.

2002 yılına kadar geçen süreçte Meksika konserinin canlı albüm ve video kaydını vhs olarak çıkarıyorsunuz. Bu hususlardan yola çıkarak, Canlı kayıt fikri kimden çıktı? Piyasaya etkisi nasıl oldu?
Hiç bir şeyi etkilemedi. Sadece Meksika’da yayınlanmış bir kaset kaydı. Bahsettiğin canlı albüm Master tarafından resmi olarak onaylanmadı ve dolayısıyla yasadışı kayıt. Yine de bu kayıtta bazı ilginç anlara rastlamak mümkün. Ne yazık ki, kayıt sesi bir yükselip bir azalıyor, gayet boktan bir ses kalitesine sahip. Görüntü de yok, albüm kasede kaydedilmiş sesten ibaret.

Bunun yanı sıra Çek Cumhuriyetine taşınma durumun söz konusu. Aynı dönemde Çek lerin efsane grubu Krabathor la da çaldığını görüyoruz. Ayrıca Çek Cumhuriyetine taşınma sebebin neydi?
1998’deki The Malevolent, Master ve Krabathor turunda birlikte takıldıktan bir süre sonra Christopher ve Skull’la Martyr isimli bir proje üzerine konuşmaya başladık. Proje için kayıt yaparken Bruno, Krabathor’dan ayrılıp Hypnos isimli bir grup kurdu. Bana Krabathor’a katılmak isteyip istemediğimi sordular ve tabii ki her gerçek müzisyen dünyanın herhangi bir yerine gidip orda çalışabilecek kapasitededir. Bu muhteşem bir fırsattı ve bu sayede grupla ilk turum vasıtasıyla Japonya’ya gittim.

Krabathor la neler yaptınız?
Grupla şarkılar yazıp iki albüm kaydettim ve 4 yıl boyunca yoğun bir şekilde turlara çıktık.

Ki 2 şahane albümle bu süreci süslemenizde benim gibi Master ve Krabathor hayranları için müthiş bir olaydı…
Teşekkür ederim. “Let’s Start A War”, “Unfortunately Dead” ile aynı sene kaydedildi ve bence ikisi de oldukça sıkı kayıtlardı. Çoğu Krabathor hayranı benimle olan bu iki Krabathor kaydını beğenmedi ama ben çok iyi zaman geçirdim ve kayıtla ilgili güzel anılarım var.

Firma değişiklikleri, eleman değişiklikleri, değişik projelere dahil olmak, 10 a yakın uzun çalar albüm ve bunlarla beraber hiç bir zaman dağılma süreci yaşamamış ve hala gümbür gümbür çalan ve kendisinden taviz vermeyen bir Master karşımızda ve bize müziğiyle gerçekleri anlatmaya çalışıyor. Sormak istediğim ise şu. Master neden bu kadar çok eleman değişikliği ve yapımcı firma değişikliğine maruz kaldı? Ve nasıl oldu da bu değişikliklerden hep olumlu bir şekilde yararlanabildi?
Çoğu müzisyen bu çılgın camia hakkında gerçekçi olmayan fikirlere sahip ve bir gruba katıldıkları anda zengin olacaklarını düşünüyorlar. Biz her zaman devam edebilmek için çabalıyoruz. 2003’ten beri sabit bir kadromuz var ve bunu sürdürmeyi diliyoruz.

Başlangıçtan bu yana değişmeyen tek şey tarzınız ve melodileriniz oldu sanırım? Ufak tefek değişikler olsa da, bestelerinizin genel yapısı hiç bozulmadı. Bu durumda ki en büyük etken olarak birbirine yakın müzikal zevklere sahip insanlarla çalışmış ve çalışıyor olmanızı gösterebilir miyiz?
Stil çok önemlidir. Birçok ünlü grubun stillerini iç çamaşırlarını değiştirir gibi değiştirdiklerini görüyorum fakat Motörhead gibi gerçek gruplar her zaman köklerine bağlı kalıyorlar ve ben de bunun aynısını yapmayı düşünüyorum.

2000 sonrası çıkan albümlerde, müziğinize, hızın yanı sıra, sertlik ve etkin soloların eklendiğini görüyoruz. Buna sebep olarak artık grupta çalanların hiç te genç olmadığını ve hayat şartlarının etkisiyle insanoğlunun yıldan yıla daha da acımasız ve olgun olmasını gösterebilirmiyiz?
Sadece daha yetenekli grup üyeleri buldum. İyi gitar soloları Master soundu açısından her zaman önemli olmuştur.

Şu andaki müzik piyasasının durumu ve gittiği doğrultu hakkında ne söylemek istersiniz? Sizce Death Metalin durumu nedir ve ilerde nasıl olacak?
Eski efsaneleri taklit eden birçok boktan grup var. Aslında bu normal. Yeni bir şeylere çok nadir rastlıyorum.

Herhangi bir kayıt işlemiyle uğraşıyorsunuzdur sanırım? Ufukta yeni bir albüm görünüyor mu? Varsa ne zamana çıkarmayı düşünüyorsunuz?
“The New Elite” isimli albümümüz haftaya yapılacak olan mastering dışında tamamlanmış durumda. Çok yakında, önümüzdeki birkaç ay içinde yayınlanmış olacak.

Peki teşekkür ediyorum bu güzel sohbet için ve konserlerde görüşmek ve sizi izlemek ümidiyle kendinize dikkat edin.

Çeviri : Teiglin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu