Röportajlar

LETHAL HALO

Öncelikle merhaba Emine,Kanada’da günler nasıl geçiyor ?
Emine:
Genel olarak soruyorsan yağmurlu Müzik anlamında ise oldukça yoğun. Ciddi kızışık bir piyasa var burada.

Evet müzikal anlamda ve yaşam manasında sormuştum, konserler ve kayıt gibi konularda ne gibi gelişmeler var?
Biz geçen senenin sonunda ilk albüm kaydımıza başladık. Nisan ayında, onun tanıtımı için 2 haftalık, 2 eyaleti kapsayan bir tur düzenledik. Daha sonra bir festivalde yer aldık. Şimdi ise daha çok lokal yerlerde arada bir çalıp, daha çok yeni parça yazmaya odaklanıyoruz. Yeni albümün çalışmaları var yani.

Sanırım 1-2 gün içerisinde yine bir konseriniz olacak, hangi gruplar katılacak nasıl bir atmosfer bekliyorsun ?
Diğer iki grup Kymatica ve Nihilate. İkisi de Vancouver bazlı gruplar. Oldukça iyi bir konser olacağını tahmin ediyoruz, burada en son Nisan ayında çalmıştık, oldukça uzun zaman oldu lokal fanlarımıza çalmayalı. Ve çalacağımız yer de Vancouver’in en iyi canlı müzik yerlerinden biri. Dört gözle bekliyoruz 31 Ağustos’u, kulaklarımızın pasını silmek için.

Tekrar başa dönecek olursak grubunuzda İngiliz, İrlandalı, Türk ve Kanadalı grup üyeleri var.Bu kadar değişik ülkelerde doğmuş insanlar Lethal Halo altında nasıl toplandı biraz geçmişinizden bahsedebilir misin ?
2008 yılının başında, bir cover grubunda çalıyordum. Orijinal grup kurmaya karar verince, o grubun basçısı da bana katıldı ve başladık parça yazmaya ve internette ilan vermeye. Vokalistimiz Duke, oldukça başlarda girdi aramıza o ilanlardan birine cevap vererek. Aylarca davulcusuz devam ettik azimle. 2009’un basında Allan katıldı aramıza, o da internetteki başka bir site aracılığı ile oldu. Arada birkaç eleman değişikliği oldu, yine bunların hepsi internet üstündeki ilanlarla ve su anki yapıya ulaştık. Ama diyebilirim ki, Craigslist ilan sitesi, birbirimizi bulmadaki en büyük yardımcımız oldu. Hepimiz değişik ülkelerdeniz evet, ama sonuçta hepimiz Vancouver’da yasıyoruz. O aslında sadece müziğimizi etkileyen bir faktör.

Biyografinize baktığımızda tarz olarak Avrupa melo/death ile Amerikan thrash metali ve nu-metal etkileşimli melodik metal olarak isimlendirmişsiniz, size bilmeyen biri ne tarz yapıyorsunuz diye sorduğunda cevap olarak melodik metal mi diyorsunuz yoksa kendinize belirlediğiniz bir isim var mı ?
Açıkçası ne tarz müzik yapıyorsunuz sorusu en zor soru. Biz melodik metal diyoruz ama, bizi dinleyen herkes ayrı bir tarzı uygun görüyor bize Melodic death diyen oldu, melodic progressive diyen oldu, metalcore diyen oldu, neredeyse her kategoriye girdik yani. Sonuçta gruptaki herkesin getirdiği etki farklı müzik türlerinden olduğu için, tek kategoride isimlendirmekte güçlük çekiyoruz. Çünkü parça yazarken herhangi bir kaygımız yok belli bir türe girebilmek için. Bir parçaya ne koymak istiyorsak koyuyoruz. Genel olarak ama, riflerimiz oldukça melodik olduğu için melodik metal diyoruz tanımlamak gerekirse müziğimizi.

Evet aslında metalcore etkileri de var, melodic death ve progressive metal değişik bir harman olmuş. Peki ya şarkı sözleri kim yazıyor ve genel olarak değindiklerinizi bize özetler misin,bu albümün bir konsepti var mıydı ?
Şarkı sözlerinin hepsini Duke yazıyor. Genel olarak sosyal içerikli konular, bir kısım da kendisinin kişisel islediği konular da var tabii ki. Necessary War ve Sovereignty, bozulmuş ve çürümüş sosyal ve politik düzeni eleştiren parçalar. Apathy ve Struggle, kişisel mücadeleler ve çatışmaları isliyor. Constantine ise bir çizgi roman karakteriyle ilgili. Infected zombilerle ilgili. Oldukça değişik konular var yani.

Grupta sana Sultan of Metal diyorlarmış, nerden geldi bu lakap?
Yakışmamış mı?
Sultan kelimesi hoşuma giden bir kelime. Metal müziği genel olarak erkeklerin baskın olduğu bir müzik türü. Ben 20 seneden fazla gitar çalıyorum ama hala gitar çaldığımı duyduğum zaman şaşıran insanlar var. Kişisel olarak cinsiyetin bir etkisi olmaması gerektiğini düşünüyorum müzikte. Bir grubun sadece kızlardan oluşması (ki öyle gruplarda da çaldım), veya bir grubu tanıtırken davulcusu kız, basçısı kız diye tanımlama yapılması bana odağın yanlış bir yere yönlendirilmesi gibi geliyor. O sebeple sultan lakabını uygun buldum kendime. Hem erkekler hem de kadınlar için kullanıldığı için. Ve de tarihte oldukça etkin kadın sultanlar olduğu için. Perde arkasındaki gizli feminen güç bir anlamda.

Eski konser afişlerinize bakıyordum, Death Angel gibi büyük bir grubun altında çıkmışsınız ve bazı çıktığınız konserlerde headliner olmuşsunuz, alt gruplarda da extreme metal grupları bulunuyor sizin tarzınıza göre bu tür extreme gruplar ile birlikte çalmak gelen seyirci açısından nasıl bir etki yaratıyor? Kanada’da izleyici kitlesi nasıl ?
Açıkçası bir konserde hangi sırada yer aldığının çok bir önemi yok. Bazı geceler olur, headliner olursun, ama seyircilerin büyük bir kısmı son trene son deniz otobüsüne yetişme telasıyla setinin yarısını kaçırır. Seni görmek isteyen ise her halükarda gelir zaten, ilk grup da olsan son grup da. Burada yer aldığımız hemen hemen bütün konserler de çok farklı türlerde gruplarla çaldık. Kimileri, dediğin gibi, extreme metaldi, kimileri bize göre çok yumuşaktı. Ama genel olarak izleyici değişik tarzlara acık. Kalıyorlar ve dinliyorlar. Ve burada lokal müziği destekleyen geniş bir grup var. Genelde konserlere gittiğinde seyirci tanıdık gelir, muhakkak görmüşsündür daha önce başka grupların konserlerinde

Türkiye deki piyasayı beğenen biri değilim o yüzden çok fazla konser takip etmiyorum. Zaten son 2 senedir rahatsız olduğum için çok fazla dışarı çıkamıyorum. Eğer Avrupa turneniz olursa listede İstanbul&Ankara vs yazmayı düşünüyor musunuz? Kısacası Türkiye’dekiler sizden haberdar mı?
Açıkçası sizlerden destek bekliyoruz. Buradan yapabileceğimiz promosyonlar genel olarak internet üstünde yapabildiklerimizle kısıtlı kalıyor maalesef. Pek tabii ki Avrupa turnesi istediğimiz ve planladığımız bir şey. Ve düşünemiyorum okyanusu aştıktan sonra Türkiye’ye gelmemeyi Türkiye’de küçük bir fan bazımız var ama su anda turne düzenleyecek kadar yeterli değil. Önemli olan pazarlama, doğru kişilere ulaşabilme, ve aynen dediğin gibi, daha fazla kişinin bizden "haberdar" olmasını sağlama. O konuda çalışıyoruz, ama zamanlama konusunda bir şey demek için henüz çok erken. Üstelik müzik konusuyla hiç alakası olmamakla birlikte, ben Türkiye’yi ve Akdeniz’i anlata anlata bitiremiyorum gruptaki elemanlara. Sadece 1-2 günlüğüne gelmeyiz yani, ciddi bir Türkiye turu olur siniri geçtiğimiz anda

Müzik dışında bir turne olur tatil amaçlı hehe biliyorsun İstanbul dışında çok fazla organizasyon olmuyor Türkiye’de fakat son dönemde bir kaç küçük konser değişik şehirlerde de olmaya başladı. Anathema, Haggard gibi grupların büyük şehirler dışında da fanatikleri var o yüzden onlar açısından sorun olmuyor bu Son sorularım olarak şöyle klasik bir soru sorayım. Bir Türk olarak yabancı bir ülkede müzik yapmak nasıl bir şey sanırım Anatolian Wisdom’da da bir Türk var, başka Türkler var mı orada metal ile uğraşan?
Açıkçası ben hiç bir etkisini görmüyorum Türk olmamın bu piyasada, daha önce de dediğim gibi, yazdığımız parçalara etkisi dışında. Kanada zaten çok karışık milletlerden gelen insanların olduğu bir ülke. Herkes yabancı yani bir yerde. Var tabii ki metallde uğrasan Türkler, hepsini tanımıyorum ama kişisel olarak Arada sırada ilanlarda filan yazıştığımız zaman Türk’e denk geldiğim oldu, kişisel olarak tanışmasak da. Anatolian Wisdom’dan Hanefi ile de karsılaşırız arada, konserlerde.

Yine son albümünüze dönecek olursak promo fotoğraflarınızda vokalinizin joker benzeri bir makyaj yapmış olmasının bir sebebi var mı? Ayrıca albüm artwork’ü kimin eseri ?
Özel bir anlamı yok, bir sahne imajı. Her konserde olmamakla birlikte, arada konserlerde de kullanıyor Duke yüz boyası. Albüm artwork’ü ise, ve diğer bütün artwok’er aslında, davulcumuz Allan’in eseri. Grupta görsel acıdan da yetenekli birisinin olması çok büyük bir avantaj aslında. Web sayfası dizaynından tişörtlere, posterlerden albüm kapağına kadar her şeyi Allan tasarlıyor. Gercekten çok beğenilen tişörtlerimiz var mesela, yakin zamanda 5. dizaynı bastırdık. Elimizde sadece son ikisi mevcut. Önümüzdeki aylarda Türkiye’ye getirip bazı müzik mağazalarına dağıtmayı düşünüyorum Türkiye’deki fanlarımızın da posta masrafı ödemeden ulaşabilmesi için. Örnekler bigcartel sitemizde var:lethalhalo.bigcartel.com

Son olarak sizi yeni tanıyacaklar için ve tanıyıp da en ufak bir haberinizi kovalayacaklar için iletmek istediklerini alabilir miyim ?
Bizi dinleyenler, umarım beğenirler müziğimizi! Mümkün olduğunca ne yapıyoruz ne ediyoruz ilan etmeye çalışıyoruz web sitemizde ve facebook sayfamızda. Bizi takip etsinler, arkadaşlarına bahsetsinler. Daha çok kişiye ulaşmak istiyoruz ki gelebilelim. Şarkı yazmayı ve çalmayı seviyoruz, ama isin en keyifli yani paylaşmak da pek tabii ki… Ne kadar çok fan, o kadar iyi

www.lethalhalo.com
www.facebook.com/LethalHalo
www.twitter.com/LethalHalo
www.myspace.com/LethalHalo
www.reverbnation.com/lethalhalo
www.youtube.com/lethalhaloband

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu