Röportajlar

FREEDOM GRAY

Grup hakkında sizi tanımayanlar için kısa bir bilgi verir misiniz?
2001 yılının ağustos ayında, İzmir’de Unenlightened adıyla ve beş kişilik bir kadroyla bir araya geldik. Kadrodaki isimlerin bazılarının önceleri yine İzmir’de 98-2001 yılları arasında Fallen Angel adlı bir oluşumda yer almış olması, yeni toparlanmış bir grup olarak Unenlightened’ın lehine oldu. 2003 yılına geldiğimizdeyse, grup bugünkü dört kişilik halini almış, tür olarak thrash metal ve melodic death metal temelli bir yörüngeye oturmuş ve grubun ismi Freedom Gray olarak değişmişti.

Unenlightened olan grup adını niçin değiştirdiniz?
İşlenen konuların derinleşmesi ve çoğalması sebebiyle, ve geçen zamanla birlikte Unenlightened isminin grubun yazınsal olarak bazı önemli karakteristik özelliklerini kapsamak ve bunları bütünüyle yansıtabilmek konusunda yetersiz kaldığını hissetmeye başladık. Ek olarak dinleyicilerin ve takipçilerin de bu ismi anlamakta ve telaffuz etmekte zorlanmaları, isim konusunda bir değişikliğe gitme isteğimizi artırdı ve 2003 yılından itibaren Freedom Gray adını kullanmaya başladık.

Tarzınızı tam olarak nasıl tanımlarsınız?
Geçmiş yıllarda ağırlıklı olarak thrash metal’den etkilenen bir grupken, bugün thrash ve melodic death metal’in yanı sıra progressive, doom ve hatta black metal’den bile beslenen bir grup haline geldik. İlk albümle şuan üzerinde çalışmakta olduğumuz Our Blood-Red Equilibrium adlı albüm arasındaki farkı da bu şekilde açıklayabileceğiz sanırız.

2008 yılında çıkan albümünüz ‘’Blackout Diary’’ nasıl tepkiler aldı?
Açıkçası nükleer bir patlama etkisi olamadı ya da düşlendiği kadar geniş bir kitlenin dikkati çekilemedi. Bunda grubun da payı olduğu gibi; oldukça alışılagelmiş, Türk metal piyasasına has kimi sorunlar da önümüzü kesti diyebiliriz. Fakat sayısını önemsemeksizin, olumlu/olumsuz gelen eleştiri ve öneriler bir sonraki albüm çalışmamız için bize gerekli hırsı verdi diye düşünüyoruz.

Raven Records ile anlaşmanız nasıl oldu ? Yurtdışı ile bağlantınız var mı yoksa yine Raven Records ile yola edeceksiniz?
RR ailesiyle zaten grubun kuruluşundan beri bir diyalogumuz vardı. O dönemlerde Raven Records adlı bir plak şirketinin hayali bile mevcut değildi ama şahıslar arasındaki diyalog ve bağlantı, hangi firmayla çalışmak istediğimiz konusundaki sorularımızın cevabı olmuştu. Yurtiçinde başka bir firmayla çalışmayı düşünmüyoruz. Our Blood-Red Equilibrium da tamamlandığında piyasaya yine RR etiketiyle çıkacak. Bu konuda bir sıkıntımız yok. Yurtdışı içinse herhangi bir araştırma yapmadık yapmayı da düşünmüyoruz. Eskisi kadar yayılma ve göz önünde olma meraklısı bir grup değiliz. Eskiden de ne derece bunların peşinde zaman harcadığımız tartışma konusu olur-mu düşünmek gerekir. Şuan için kendi çapımızda eğleniyoruz. Belki O.B.R.E albümünün tamamlanmasına yakın bu konular tekrar düşünülebilir.

Plak şirketinizi sormuşken yeni albüm ‘’Our Blood-Red Equilibrium’’ tarihi belli oldumu?
Önceki albüm deneyimlerimizi hatırlarsak,ilk olarak bu işin belli bir yasal süreci var. Maddi olarak da atılması gerek bir ton adım var. Her şey mümkün ve aynı zamanda hiç bir şey mümkün değil. Finansal duruma bağlı bir olaylar zincirinden bahsediyoruz. 2005 başlangıcı için tasarlanmış bir albümü 2008 sonunda ancak piyasaya sunabildik ki halen dağıtım ve satış gibi konularda bir çok sorun yaşıyoruz. Dolayısıyla bir tarih vermek ancak komik olacaktır.

Peki sound olarak ‘’Blackout Diary’’ ile farklılıklar var mı?
Birçok metal grubunun aksine Freedom Gray’in ivmesi alçaktan yükseğe doğru gidiyor ve O.B.R.E bunun bir kanıtı olacaktır bu konuda zerre şüphemiz yok. Blackout Diary oldukça buhranlı ve boğucu bir albümdü. İşlenen konular aşırı derinlemesine ve ağır bir dille kaleme alınmıştı. Buna paralel olarak, Müzikal doku da oldukça “ağlak” bir yapıya sahipti. Sound konusundaysa, davullar hariç her enstrümanın ev ortamında ve dönem şartları gereği birçok eksiklik ve yokluk içinde kendi tarafımızdan kaydedildiği bir albümdü Blackout Diary. Şimdiyse bu sorunları büyük ölçüde geride bıraktığımızı biliyoruz. Yine sound konusunda insanları şaşırtan bir özellik olarak, Freedom Gray standard akord’da çalan bir grup. Death ve thrash gruplarının günümüzde re, hatta si’den yukarıya çıkmadığı düşünüldüğünde bu konuda da bir farkımız olduğunu ve bunun bize yakıştığını düşünüyoruz. İnsanlardan da buna dair olumsuz bir yorum almadık. O.B.R.E albümü de yine standart akord’da kaydediliyor. Our Blood-Red Equilibrium Oldukça sert ve köşeli bir albüm olacak. Gerek işlenen konular, gerekse müzikal yapısının zenginliği itibariyle çoğunluğun beğenisini kazanacaktır. Fakat Blackout Diary ile benzer bir tempoda devam edeceğimizi düşünen dinleyicilerden şimdiden özür dileriz, ama çok da umurumuzda olduğunu söyleyemiyoruz 🙂

Benim için en özel çalışmanız ‘’Coma Life Autopsy’’ bu şarkı nasıl oluştu?
Bu şarkı, aynı albümde yer alan Others In Colors ve The Fallow gibi, yine kişinin kendini eleştirme durumuyla ilgili bir şarkıydı.Fakat diğer parçalardan farklı olarak, C.L.A de işlenen konuda, iki şahıs arasındaki bir olayın sonucunda kişinin kendisini ve/veya karşısındaki şahsı eleştirmesi işlenmiyordu. Aksine kişinin, kendi içinde, kendi kendine zamanla keşfettiği yetersizliklerini, korkularını, kendisini hedeflerinden alıkoyan her olumsuz özelliğini bütünleyip kişileştirerek, yarattığı bu hayali karakterle bir diyaloga girmesiydi. Şizofren şarkılar yazmak konusunda yetenekli ve istekli olduğumuz günlerde yaratılmış bir şarkıydı 🙂

Söz yazarken sizi neler etkiler?
Bunu uzun uzun yazmak yerine, dönemsel olarak değişen ruh hallerimizden ve çeşitlilik konusunda sonsuz malzemeye; insana dair her olay ve durumdan etkilendiğimizi söylemek sanıyoruz ki bilgi edinmek isteyenlere yeterli fikri verecektir. Yazınsal olarak da işimizi iyi yapmak istiyoruz. Bazen anlaşılabilirlik, hafızlanabilirlik gibi konularda bu huyumuz bizi olumsuz etkilese de, vazgeçmek gibi bir niyetimiz yok. Müziği sadece ticari kaygılarla yapıyor olsaydık en başından metalle uğraşmazdık. Sonuç olarak, herhangi bir kaygı gütmeksizin söz yazımı konusunda da iddialı olduğumuzu düşünüyoruz.

Metal Rules sitesinde albümünüz çok olumlu tepkiler aldı. Genel olarak ‘’Blackout Diary’’ albümü yurtdışında kendini belli bir kesime duyurabildi mi?
Belli bir kesim olarak tanımlanabilir mi bilemeyiz ama yurtiçinden çok yurtdışında destek ve ilgi gördüğümüz bir gerçek. Bunu rakamlarla açıklamak gibi bir olanağımız yok fakat bu durumun sadece bizim için geçerli olduğunu da düşünmüyoruz. Hemen her Türk metal grubu için bu durum aşağı yukarı aynı. Yabancı ülkelerde müzik giderek yozlaşıyor modernleşme adı altında abuk sabuk ürünlerin ve grupların sayısı artıyor. Dolayısıyla TR metal gruplarına duyulan merak ve ilgi de artıyor. Bunu iyi değerlendirmeyi başaran isimler de birer birer yurtdışına doğru yol alıyor. Bizimse bu konuda 10 yıldır bir acelemiz olmadı. Belki ikinci albümle birlikte yukarıda da söylediğimiz gibi bir takım eylemlere girişilebilir. Şuan içinse keyfimiz yerinde.

Siz kimleri dinlersiniz?
Freedom Gray bu konuda daima garip bir kimyaya sahipti. Halen böyle ve değişeceğini de düşünmüyoruz. Kadrodaki isimlerin beğeni listelerini buraya döşemek kimsenin ilgisini çekmeyecektir ama genel olarak herkes her şeyi dinliyor. Bu yönümüzle ilgili bir sıkıntımız da yok. Üretmek söz konusu olduğunda metal haricinde bir iş bu gruptan zaten çıkamaz ama beslenmek farklı bir konu. Mümkün olduğunca bu damarların sayısını yüksek tutuyoruz. Hoşa gitmesi halinde kapı gıcırtısı, komşu kavgası falan bile buna dahil edilebilir 🙂

Yerli gruplardan birkaçı yurtdışında firmalar ile anlaşarak dünya genelinde albümlerini dağıtma şansı yakaladılar. Sizce Türk Metal piyasası ne durumda?
Kimin hoşuna gider ya da gitmez, kim bu yazılanları okur ve bunlardan kendine pay çıkarır bilemeyiz ama TR metal piyasası diye bir olay bize göre mevcut değil. İstanbul’da bir metal piyasası var evet ama haricinde sadece diğer şehirlerde yaşamakta olan ve yok olmamaya çalışan gruplar var. Bize göre durum bundan ibaret. Piyasa ve camia kelimelerini birbirinden ayırdığımızda işin rengi biraz daha anlaşılabilir hale geliyor. Kimleri ne derece tanıdığınızdan ve bu isimlerle aranızdaki selam/sohbet diyaloglarınızdan öteye geçemeyen, saman altından ilerleyen bir kıyaklaşmalar silsilesinden ibaretiz ülke çapında. Piyasa ve camia gözlemlerimiz ve yorumumuz budur. Buradan ve bu şartlar içerisinde İstanbul dışından olmasına rağmen, bir şekilde yol bulup yurtdışına sızmayı başaran her TR grubunu da takdir ediyoruz.

Şu ana kadar nerelerde konser verdiniz?
Çoğunlukta doğal olarak İzmir ve çevresi olmak üzere, Ankara’da da çeşitli organizasyonlarda yer aldık.

Gelecek planlarınız arasında neler var?
Geride bırakılan 10 yıla baktığımızda bu soruya büyük hayallerimiz ve planlarımız var dersek buna kendimiz de güleriz. Our Blood-Red Equilibrium’un kayıt sürecini hasarsız tamamlamak, zaman aşımı ve günümüz TR şartları sebebiyle şahsi hayatlarımızda müziğe yer bulamaz, zaman ayıramaz hale gelmemek haricinde büyük bir arzumuz, beklentimiz veya planımız yok.

Teşekkür ederiz. Son olarak ne söylemek istersiniz?
Biz teşekkür ederiz ilginiz için. Destekleyen takip eden tüm dostlara da selamlar.

www.myspace.com/freedomgray

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu