Röportajlar

COUNT RAVEN

‘Mammons War’ adında yeni bir albümünüz var. Albüm için neden bu ismi seçtiniz? Yani, şarkı sözlerinizde İncil ve / veya insanoğlunun bitmek bilmeyen hırsı sözlerinizde önemli bir yer tutuyor mu? Belki de o şarkının söz ve müzik açısından en iyi beste olduğunu düşündünüz?
Dan “Fodde” Fondelius: Daha sonra öyle oldu gibi. İsim konusundaki karar daha sonra alındı. Ama zaman geçtikçe, kayıtlara devam ederken bu şarkının kendine has özel bir duygusu olduğunu net bir şekilde gördük. Ayrıca, bence –bütün şarkı sözlerini çok sevmeme rağmen- bu harika oldu. Bu şarkıda ilham için İncil’den bazı öğeler kullandım çünkü şarkı yaşadığımız zamanın İncil dilinde yazıldı. Ama politik düşüncelerimi de yansıttım çünkü öyle görünüyor ki doğunun çöküşüyle artık denge kalmadı ve tüm dünya kapitalist ve ekonomi tabanlı. Bu açgözlülükle alakalı bir şey. Bu değişmeli yoksa dünya yok olacak. Üçüncü dünya ülkelerinde insanlar açlıktan ölüyorlar ve kendi ülkelerimizde bile insanlar işlerini kaybediyorlar yani bu sistemin yürümediği çok açık. Gördüğüm tek çözüm şu ki btün ülkelerdeki hükümetleri kaldırmalıyız. İnsanlar kendi geleceklerinin nasıl olacağına kendileri karar vermeli çünkü bunu siyasetçilere bırakırsak asla istediğimiz geleceği elde edemeyeceğiz. Onlar çıldırmışlar.

Din şarkı sözlerinizde en sık kullandığınız konulardan biri. Yıllar içinde dine ve dünyaya olan yaklaşımınız ne derece değişti?
Bence politika ve din birbiriyle bağlantılı şeyler. Ben temel olarak varoluşçu biriyim, bu benim ruhum ve hissim. Bir söz yazarı olarak dili çok güçlü bulurum, bu yüzden anlatmak istediğim şeyi ifade etmek için bu tür ögeler kullanırım. Ama, tabi ki daha fazlası olmalı, ve bunun için çabalıyorum. Bu dünyada tek başımıza olduğumuzu düşünmüyorum..

‘Mammons War’ Alman Hard Rock dergisinde ayın albümü oldu. CD ile ilgili başka ne tür tepkiler aldınız?
Bu tarz birçok tepki aldık. Finlandiyada haftanın albümü seçildi ve Alman Metal Hammer dergisinde Slayer’in ardından 2. seçildik. Bu kötü değil… Sonunda tanınmaya başladık, yıllarca bu konuda çok sorun yaşamıştık.

1998 yılında "Messiah Of Confusion" albümünden sonra neden dağılmıştınız?
Asıl sebep çok kısa sürede 4 kayıt ortaya çıkardık, yani inanılmaz telaşlı bir dönemdi. Şirketimiz (Alman Hellhound Records) bizi kazıkladı. Paramızı aldılar ve yurt dışına gittiler. Sonra iflas ettiler. Ve bizim gibi bir çok grup aynı duruma düştü. Genç ve salaktık… Hatta grup içerisinde çatışmalar vardı.  Bu durum karşısında çok sinirliydik ve nasıl üstesinden geleceğimizi bilmiyorduk, bu yüzden durumu düzeltmek için yapıcı şeyler yapmak yerine birbirimizi boğazladık.

‘’Messiah Of Confusion” Hellhound Records’un yayımladığı son albüm mü?
Evet…

Biliyorsunuzdur, Hellhound Records sizin albümlerinizi içeren bazı şeyler bastı…
Duymuştum ama onları görmedim.

Şimdiki davulcunuz Jens Bock ile Count Raven dağıldıktan sonra kurduğunuz grup olan Doomsday Gouvernment hakkında neler söylemek istersiniz?
Count Raven’den ayrıldığımda Jens’i zaten tanıyordum. Bazı toplama albümlerde birlikte çalıştık ama kayıt anlaşması yapamadık. 12 şarkılık stüdyo kaydı yaptık ve harika bir albüm olacağını düşündük ama albüm çıkmadı. Anlaşma yapamadık. Belki daha sonra tekrar deneriz…

Klasik / Old School doom metalin tekrar aktifleşmesi konusunda ne düşünüyorsunuz? Candlemass Robert Love ile ikinci albümlerini yayınladı, Troube ve Pentagram daha yeni bir Avrupa turnesi yaptılar ve Saint Vitüs de yapacak…
İşin komik kısmı insanların bu grupların neden bir araya geldiği konusunda tartışmalarıydı. Sadece onlar değil farklı tarzdan diğer gruplar da bir araya geldiler. 80’lerin sonunda 90ların başında biz başladığımız zaman kayıt için anlaşma yapmak çok zordu ve konser anlaşmaları işlevsel değildi. Şimdi underground şirketler büyüdü ve birbirleriyle iletişime geçtiler. 2000’den beri patlama yaptı ve şimdi kayıt anlaşması yapmak çok daha kolay. İnsanlar bunun için gayret ediyorlar ve endüstri de daha ilgili ve daha çok çalışıyor. Ve tabi ki gruplar çalmak istiyorlar…

I Hate Records ile kayıt anlaşması yapmayı nasıl başardınız?
Kazara oldu, gerçekten. Kayıt şirketi arıyorduk. İlgimizi çeken bazı şirketler oldu, daha sonra basçımız (Frerdik Jansson) I Hate Records’tan bahsetti. Benim tapkim şöyleydi: ‘I Hate Records? Böyle bir şirket olamaz, bu imkansız.’ Şirketi merak ettim ve iletişime geçtim. Çalışanlardan birisi Count Raven hayranıydı ve böylece birlikte çalıştık.

Count Raven’i diğer gruplardan ayıran en önemli özelliklerden biri Ozzy’ye benzeyen vokalleri. Zamanla bu kıyaslamaya alıştığınızı düşünüyorum.
Evet, benim için gerçekten kabus olmuştu. Ve bana inanmayabilirsiniz ama o herife hiç önem vermedim. Ona ve Black Sabbath’a saygı duyuyorum ama onun vokallerini taklit etmedim, düşünmedim bile. Bence bizim benzememizi sağlayan şey şarkı söylerken kullandığımız burunsal vokal tarzı. Kurt Cobain, Grddy Lee ya da Budgie’den Burke Shelley’e bakarsanız onların da bu tarz sesleri vardır.

Sizce Ozzy ile yeni bir Black Sabbath albümü ya da turnesi olacak mı?
Hayır, bu fikri kafamdan çıkardım. Yeniden bir araya geldikten sonra albüm çıkarmadıklarında hayal kırıklığına uğramıştım. Onları canlı izledim ve kesinlikle inanılmazlardı.

İsveç sadece rock / metal müzikte değil diğer tarzlarda da hep çok başarılı olmuştur. Bunun sırrı nedir?
Gerçekten bilmiyorum… Sırrı belki sestir… Açıkçası, biz burada iklimle alakalı olarak çok karamsarız. ABBA bile bir şekilde karamsardı. Ama ayrıca deneyimlerle de alakalı. Herkes yeni bir yaklaşım bulmak için çabalıyor. Ve, tarz ne olursa olsun, bazı sebeplerden dolayı İskandinavya’ya özgü bir ses var. Kendimden örnek vermem gerekirse, İskandinavya ve kuzey folk müziğinden çok fazla ilham aldım, çok sık dinlerim ve bazen onları ezgilere, en azından hislere dökerim. Bunun gibi, insanlar da yeni yollar bulmaya çalışıyorlar…

www.myspace.com/countraventheband

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu