Röportajlar

SHATTERED HOPE

Merhabalar. Yunanistan’da durumlar nasıl? Ekonomik Kriz hayatınızı ve müziğinizi nasıl etkiliyor?
Nick:Hmm, bu oluşan gelişmeler Yunanistan tarihindeki en zor süreçten geçmemize neden oldu. Bir çok kişi işlerini kaybetti ya da maaşlarındaki kesintiler nedeniyle çöküntüye itildi. Müziğe gelecek olursak, yapılan konserlerde eskiye oranla sayısal anlamda azalma oldu. Seyirciler konserlere verecek para bulamadılar çünkü biletler çok pahalıydı. Bu krizin sonuçlarını bu kışta yaşayacağız, çok zor olacak ama elden bir şey gelmiyor.

Doom/Death Metal yapma fikri nasıl gelişti? Herkes bu konuda hem fikir miydi? Yoksa bir kısım doom, bir kısım death metal yapalım diyordu ve sentezini yaparak mı Doom/Death Metal sonucuna ulaştınız?
Müzikal zevkler her grup elemanının değişebildiği için bu konuya şöyle cevap verebilirim. Bir grup elemanın grindcore dinliyorken sen kendini elektronik müzik dinliyor olarak da bulabilirsin. Ama Doom/Death yapma kararı tüm grup elemanlarının ortak fikriydi. Şu anda da herhangi bir problem teşkil etmiyor gibi gözüküyor.

Yunanistan’daki doom metal piyasası hakkında bilgi sahibi değiliz, oradaki kitle nasıl, grup elemanlarınızı bulmakta zorlandınız mı ?
Doğrusunu söylemek gerekirse bu tarz müzik Yunanistan’da pek bilinmiyor. Bu nedenle değerini anlayan insan sayısı çok fazla değil. Genel olarak black ve death metal fanatikleri olarak metalcileri gözlemleyebilirim. Ama şunu da söylemeliyim ki grup olarak çok şanslıyız çünkü grup elemanı bulmakta hiç sorun yaşamadık. Decemberance ve Hedon Cries ülkemdeki en iyi gruplardır, henüz dinlemediyseniz bir göz atın diyebilirim.

Doom/Death grupları arasında sizi en çok etkileyen grup kimdi,belki de müziğe onlar sayesinde atıldınız, kim bilir 🙂 ?
Bence cevabımı tahmin edebilirsin.”My Dying Bride”. Az ya da çok onların etkilerini tüm dünyadaki gruplarda görebilirsiniz. Ayrıca Saturnus, Mourning Beloveth ve Anathema gibi gruplarda bizi etkilemiştir..  Ancak bu gruplar için bizim kuruluş amacımız diyemeyiz. Bu tarz metal müzik tarzıyla uğraşmak açık fikirlilik, sabır ve iyi gözlemleme ile meydana gelebilir.

Biraz albüm kayıtlarından ve stüdyo şartlarından bahsedelim? Bu işler burada çok masraflı, Ege’nin diğer yakasında da öyle mi? Kayıtlarınızı tamamlamanız ne kadar vaktinizi aldı ?
Bence burada da aynıdır. Grubun için kendi başına kayıt masraflarının altından kalmak istiyorsan, cebine bol miktarda nakit koyman gerekir. Bir çok şeyden fedakarlık etmen lazım ki umduğun sonucu alasın. Albüm kayıtlarımıza gelince en iyi stüdyolardan birini tutmuştuk. Sorun yaşamadık, tam anlamıyla tatmin edici bir sonuç aldığımızı söyleyebilirim.

Yunanistan’da Funeral Doom, Doom/Death gibi türlere ilgi nasıl? Dinleyici kitleniz ne durumda?
Belirttiğim gibi, bu tarz müzik hiç bilindik bir müzik değil. Promosyon firmaları gerçekten hiç umursamıyorlar. Bu nedenle çok fazla doom metal konseri gerçekleştirilmiyor. Son olarak şunu demeliyim ki, malesef ülkemizde bize hiç ilgi gösterilmiyor.Yabancı ülkelerde daha çok bilinen bir grubuz, bu da işin acı tarafı tabi ki… (Underground ile uğraşmak böyle bir şey maalesef ,ülkemizde de benzer şeyler yaşanmıyor değil – Cenk)

Myspace sayfanızda gördüm, Mourning Beloveth, Saturnus ile beraber konser vermişsiniz. Doom/Death türüne destek veren konserler yeterince var mı? Malum Doom/Death Metal türü Thrash Metal veya Death Metal gibi konser açısından çok fazla talep olan bir tür değil. Konser açısından sıkıntı yaşıyor musunuz?
Yeterli değil tabi ki, bu çıktığımız iki üç konserde kendimizin organizesini yaptığımız işlerdi. Bu zorluklar bize gaz veriyor, daha büyük grupları getirmek için uğraşıyoruz. My Dying Bride gibi gruplar sadece tüm kitle tarafından beğeniliyor, onların açılış grubu olmak çok büyük bir onur olurdu.

Söz temalarınız karanlık, depresyon gibi konulardan oluşuyor. Yaptığınız türde sıkça rastlanan bir durum. Bu temaları seçmenizin özel bir nedeni var mı? Yoksa müzik bunu gerektirdiği için mi bu temaları seçtiniz?
Ben grubun şarkı sözlerinin yazımında görevliyim ama değişik bir yönde yazabileceğimi düşünemiyorum. Bu gruba katılmadan önce de ben lirikler yazıyordum. Emin olabilirsin onlar daha da depresiflerdi. Herkes hayatlarında böyle karanlık dönemler yaşar. Asla kendimi tarz öyle, bende o tür yazmalıyım diye zorlamadım. Tamamen iç dünyam, hislerim ve deneyimlerim doğrultusunda aklımdan geçenleri kağıda dökmemden ibaret şeyler onlar…

Albümü kendi çabalarınızla çıkarmışsınız. Yunanistan’da bu tarz müziği bünyesine alan bir firma olmadığı için mi? Yoksa bir firma altında çalışmak istemediğinizden mi?
Hayır, sanırım bir yanlış anlaşılma var. Şöyle açıklayayım. Biz albümümüzü henüz resmi olarak yayınlamadık. Sadece ilgili yerlere promolar gönderdik ve geçenlerde gönderdiğimiz firmaların birinden resmi bir teklif aldık. Bir kaç hafta içinde detaylar belli olacak ve resmi olarak duyuracağız.

Albüm kapağınız müziğin geneline baktığımızda sade, minimalistik ve soğuk, tasarımı kime ait,bu kapağı tasarlarken aklınızda ne gibi bir düşünce bulunuyordu ?
Bu sadece bir promo kapağı idi, çok iyi bir arkadaşımız bize yardımcı oldu. Amacımız kapağı gören dinleyicide içeride neler olabileceği hakkında ön fikir sahibi etmek.”Absence” isimli albümümüz çıktığında göreceksiniz kapak tamamıyla farklı bir şey olacak .

Doom/Death Metal türünü yaptığınız göz önüne alınırsa, muhtemeldir ki Edebiyat, Felsefe, Psikoloji ve bir ihtimal Antropoloji gibi bilim dallarını takip ettiğinizi düşünüyorum. Bu alanlardan takip ettikleriniz arasında fikirleri hoşunuza giden, takip ettiğiniz yazarlar, bilim adamları, filozoflar kimler?
Hmm, tabiki her tüm etkileşimler senin müziğin ile alakalı değildir ama hepsi yaşamda olan gerçekler. Bu tarz kitapları okumaya gelince bir çok bakış açısından dünyaya bakmayı öğreniyorsun. İlgi çekici ve eğlenceli şeylerin farkına varabiliyorsun. Zaten bir çok şey aklının içerisinde olduğu için bu tip kitaplarla onları düşünme yoluyla dışa vurabiliyorsun. Kendim için konuşacak olursam Tom Robbins, Edgar Allan Poe ve Sigmund Freud ‘un büyük bir hayranıyım.

Albümünüzde oldukça uzun parçalar bulunmakta, örneğin 19 dakika ve 13 dakika gibi, bu parçaları yaparken aklınızdan neler geçiyordu ?
Bir parçayı prova ederken nasıl ilerleyeceğini bilemeyiz.Yeni bir parçaya başlarsın, önceki parçanın devamı niteliği taşır. Riff’leri çok güzel bir şekilde süzgeçten geçiririz. Albümler zaten bu şekilde ortaya çıkıyor, aklınızda ne varsa önce dinleyip sonra da çok güzel olmuş, kendimizle gurur duyuyoruz diyoruz.

Grupça yaşadığınız herhangi bir saçma hikaye bulunuyor mu? Örneğin konserinizde elektriklerin gitmesi, konsere giderken otobüsünüzün bir yere çarpması,vs.
Çok güzel bir soru fakat bizim başımıza böyle bir şey gelmedi, o yüzden kendimiz şanslı sayabiliriz. Ama bir keresinde sahneye çıkmadan önce çok hastaydım, midem bulanıyordu, şarkı esnasında kusacak gibi oldum, eğer kalabalığa karşı çıkarsaydım çok iğrenç olacaktı !!!

Benim soracaklarım bu kadar. Türkiye’deki doom metal dinleyicisine söylemek istedikleriniz ve son söyleyeceklerinizi alalım 🙂
Türkiye’den bir çok kişiyle iletişim halindeyim, bu beni çok etkiliyor, orada çalmayı isterdik, heyecanlı olurdu. Ülkenizi gezmek ve orada çalmak istiyoruz.

Doom On!

www.myspace.com/shatteredhopegr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu