Röportajlar

COMMON GRAVE

Bu röportaj daha önce Conflagration Web’zine‘de Polonyalı yazarımız Marcin tarafından yayınlanmıştır (16.05.2010). Lehçe okumak isterseniz buraya tıklayın.

Selamlar Georg nasıl gidiyor,Almanya’da havalar nasıl ?( Röportaj yapıldığında Mart ayı sonu gibiymiş/Cenk) Benim kadar kar yağışından nefret ediyor musun? Ama yağmurlu ve çamurlu havayı seviyorum, heheheh, Regensburg ‘dan bahseder misin sanırım ufak bir yer öyle mi?
Georg:
Merhaba Marcin, Almanya’da o kadar çok kar var ki anlatamam,sokaklar,caddeler ve dağlar tamamen karla kaplı şu an, Kış sporlarını filan da sevsem hadi neyse ,kışı hiç sevmiyorum gerçekten ,ılık hava tam bana göre ,ben yaz adamıyım,ha-ha. Regenburg’a gelince burası gerçekten son derece eski bir yer ,küçük sokakları var. Boş zamanını geçirebilirsin beklerim.

Geçenlerde Napalm Death ile birlikte çaldınız, performansınız ve konser sonrası parti nasıldı ? Napalm Death senin için önemli bir grup değil mi ?
Performans çok hoştu, 350 kişi civarı vardı içeride ve tamamen coşkuluydular.Gazlı parçalarda seyirciler çok ateşliydi. Circle pit olayı vardı inanılmazdı. Maalesef ki Napalm Death çalarken bizim ayrılmamız gerekiyordu ama eminim ki parti ve şovları gayet dehşet verici olmuştur. Müzikal kariyerimin başlarında ilk olarak extreme müziğe dalmıştım.Napalm Death her zaman benim için prova odasında beklerken olsun,uzun seyahatlere çıkarken olsun yada konserler öncesi partilerde olsun bir numaralı grubum olmuştu. Onlarla aynı sahneyi paylaşma duygusu gerçekten çok büyük bir onurdu.

Bosna ‘ya başarılı bir yolculuk yaptınız ,oradaki atmosfer nasıldı ,demek istediğim fanlar ateşlimiydi? Biliyorsun Bosna savaştan çok etkilenmiş bir ülkedir, bunu oraya gidince fark ettin mi ?
Bosna’ya ilk indiğimizde hemen göze çarpan şey insanların savaşın etkilerinden oldukça fazla zarar görmeleriydi, şoke olduk.Her yerde parçalanmış yapılar bulunuyor. Turne ve konserlere gelince gerçekten acayipti diyebilirim.Çok iyi vakit geçirdik, çok iyi insanlarla takıldık oradaki seyircileri görmeniz lazım diyebilirim, çılgına döndüler…

99’dan beri çalıyorsunuz,sizleri engelleyen şeyler oldu herhalde,kadro problemleri,ne gibi şeyler grubun ilerlemesine mani oldu ? Şimdi grubun tam anlamıyla oturduğunu düşünüyor musun ?
Her grupta bu ve buna benzer şeyler oluyordur. Gerek kişisel zevk değişimleri, gerekse yaş olarak kemale erme dediğimiz durumlar grupları etkiliyor. (Bunun sadece Türk metalcilere özgü bir davranış olduğunu sanırdım/Cenk) Bazen iyi bir müzisyen bulduğunuzda ise onunla takılıp hoş vakit geçirebilip geçiremediğine de önem veriyorsun. Ama en önemlisi grup halinde bir gelişim sağlayabilmek. Kadroyu oturtmak grubun ilerlemesi için gerekli bir vaziyet. Tabi ki grup elemanları ayrıldıktan sonra arkandan sana sallayacak ama bu sefer sen sahneye çıkıp ona ve onun gibilere karşı daha güçlü duruyor olacaksın. Biz öyle yaptık en azından, hehe (vay benim kafadan/Cenk)

“Dehumanized” albümünüzün zamanı ile şimdiki zamanınızı karşılaştırırsanız sence en büyük değişim neydi ? En büyük gelişim neydi veya neler di?
“Embedded Coding “ albümü ile müzikal yaklaşımımız çok ufak bir değişime uğradı.Enstrüman kabiliyetimiz de geliştiği için daha iyi parçalar yazmaya ve seyirciyi konserlerde daha da vurmaya uğraştık. Yani asıl hedefimiz seyircinin evinde oturup CD’yi takıp dinleyeceğine konserimize gelip hep birlikte azmaktı.”Embedded Coding” ile asıl amacımıza ulaştığımızı düşünüyorum ya da en azından bir adım daha yakınlaştık denebilir. Diğer bir gelişimimiz ise parça yazmakta oldu.Şarkı sözlerimiz, riff’lerimiz ve bunları bir araya getirme kabiliyetimiz doğal bir şekilde arttı.Artık daha iyi çalıyoruz diyebilirim, hehe.

Birazda parçaların yapım aşamasından bahsedelim, parçaları genelde evde mi bestelersiniz yoksa stüdyoya girdiğinizde prova esnasında mı ? Ne kadar sıklıkla prova yaparsınız?
Şarkıları evde yazıyoruz.Notaları birbirimize yollayıp ,o şekilde çalışıyoruz.Senin anlayacağın herkes kendi evinde kendi kendine çalışıyor.Bu da normal olanı,çünkü her saniye bir şeyler yapabilirsin. Haftada 2-3 kere stüdyoya girebiliyoruz.Çünkü prova stüdyosu Bavaria’da orası da biraz uzak kalıyor bizlere …

Çaldığınız tarz çok zor bir tarz,çok fazla egzersiz yapıyor musun?Müzik ile ilgili bir okulda yer aldın mı ? Kendi parçalarınızı konserde çalmak daha mı zor ?
Herkes gibi olağan bir eğitim aldık, daha çok basit eğitim denebilir ama asıl kaptığımız şeyleri bizim müzik kahramanlarımızı dinlerken, cd ‘den konser kayıtlarından öğrendik denebilir. Konser performansımızı hep arttırmaya çalışıyoruz. Eğer yeteri kadar gaz değilsek bunun için gecelerce uğraşırız bazen ufak tefek yorgunluklarda oluyor tabi ki…

“Embedden Coding” ‘in stüdyo günleri ve kayıt gelişiminden bahsedelim, sence beklediğiniz bir prodüksiyon oldu mu ?Kayıt esnasında şu şöyle olmalı burası böyle olsun yok yok bunu silelim gibi parçalarda oynadınız mı ? Beklediğiniz sonuçlar doğdu mu ?

Prodüksiyon son albümümüzden daha olgun oldu. Stüdyoda çok fazla değişik sound ve aranje denedik. Tabi son mix aşamasına gelene kadar dediğin gibi belli yerlerde ekleme çıkarma yaptık. Temiz ve hayvani bir sound istiyorduk ve bence bu oldu.

Albüme gelen genel tepkiler nasıl ?
Çok çok iyi denebilir gerek Almanya’da gerekse sizler gibi uluslar arası arenada oldukça olumlu tepkiler aldık ve almaya da devam edeceğiz. Tepkiler bunu gösteriyor.

Albümdeki favori parçaların hangileri? Neden ?
Kişisel olarak söyleyecek olursam “Dethroning Dualty” benim parçam diyebilirim rahatlıkla ve “Casualty” parçası da bir çok tarzın bir parçada birleşimi olması nedeniyle benim sevdiğim parçalarımız arasındadır.

Albümüzde konuk isimler söz konusu. Beneath The Massacre’dan Elliot ve Dying Fetus’tan John albümde nasıl yer aldı?
Onlarla 2008 yılında Summer Slaughter Canada turnesinde tanıştık. Çok muhabbet ettik ve bizde vokal yapmak isteyip istemediklerini sordum … Onlar da bu fikri beğendiler ve bu albümün kaydında bize katıldılar.

Albümümüzde konuk isimler söz konusu. Beneath The Massacre’dan Elliot ve Dying Fetus’tan John albümde nasıl yer aldı?
Onlarla 2008 yılında Summer Slaughter Canada turnesinde tanıştık. Çok muhabbet ettik ve bizde vokal yapmak isteyip istemediklerini sordum … Onlar da bu fikri beğendiler ve bu albümün kaydında bize katıldılar.

Job For A Cowboy ve Necrophagist gibi gruplarla birlikte sahne aldınız, bu adamlardan öğrendiğiniz kıymetli şeyler var mı ?
Bu tip turnelerde çalmak için her zaman kolay değildir, o konserdeki grupları izleyemeyebiliyorsun kimi zaman,çünkü vakit o kadar dar ki. Tabi ki sahne performansı olarak onlardan bir şeyler kaptık ve daha iyi olmak için çok daha fazla pratik yapıyoruz, hahahaha

İtalyan black metal grubu Common Grave’den haberin var mı ? Grupların aynı isimlere sahip olması konusunda ne düşünüyorsun? Örneğin Gorgasm, Disgorge gibi isimler. Bu tarz karışıklıklar yaşadın mı? 🙂
İtalyan grubu biliyorum, çok fazla karışıklık olduğu söylenemez. Bir keresinde onlarla iletişime geçmiştik fakat sadece bu kadar.

İsimden bahsedelim, Common Grave koymanızın sebebi nedir? Kiminle ortak bir mezarınız olsun istiyorsunuz ? 🙂
Kurucu elemanlardan biri olmadığım için açıkçası asıl fikir neydi bilemiyorum ama bildiğim kadarı ile bir çok death metal grubunun ismi gibi bir isim, kulağa oldukça brutal geliyor !!

İlk albümünüzün kapağında savaş,kapitalizm karşıtı fotoğraflar görebiliyoruz, bunlar hakkında bizlere söylemek istediğin şeyler var mı, politik tercihlerin neler ya da ilgili misin ?
Bence yanlış yorumluyorsun, politik bir durumu ya da görüşü temsil etmiyor. Bu fotoğraflar insanlığın ne kadar sapkınlaştığını,savaşlarla,politik zırvalarla günden güne doğal kimliğini kaybettiğini göstermek amaçlı yapılmış çalışmalardı.(Bence gayet politik gözüküyor/Cenk)

Sözlerin grubun müziği üzerine etkisi nasıl? Söz yazarken, ele aldığınız konulardan ve etkilendiğiniz şeylerden bahseder misiniz?
Bizim için sözler müziği tamamlamak zorunda. “Embedded Coding” albümünü sözleri Flo tarafından yazıldı. Flo kitaplar, filmler gibi bir çok farklı şeylerden etkilenerek yazıyor. Dinleyiciye bir mesaj vermeye uğraşmıyoruz, sadece amacımız brutal ve hızlı müzik yapmak.

iPod’unda şu sıralar dinlediklerinden favorilerini söyler misin?
Şu sıralar Fear Factory dinliyorum, çok sevdim. Ama favori olarak söyleyebileceğim bir şey yok şu an, bir çok şey dinliyorum.

İnternet ve getirileri hakkında ne düşünüyorsun? Facebook, Myspace, Twitter gibi siteler için düşüncelerin neler? Kişisel profilleriniz var mı?
Bir grup profilimiz var fakat kişisel profillerimiz yok. Bence bu fazla bilinmeyen gruplar için çok iyi bir avantaj, kendilerini tanıtmak ve promosyoncularla, dergilerle iletişime geçmeleri açısından özellikle. Diğer yandan bakacak olursak bir çok grup var, nette dolaşırken kayboluyorsunuz, saatlerce dolaşıp enteresan gruplarla karşılaşabiliyorsunuz.

Peki bana hayatında duyduğun en iyi espriden bahseder misin 🙂
Hmmm,bu zor bir soru işte , bence meşhur sit-comlardan “Two and a half man” in son sezon bölümlerindeki espriler harika, hahaha kaçırmamalısın.

ABD ve Avrupa’da Nisan ve Mayıs ayında büyük bir turnede olduğunuzu gördüm. Tebrikler! Bu turnelerden neler bekliyorsunuz? Sizi hangi gruplar destekleyecek?
Konserlerde bizi desteklemek isteyen gruplar bize sorsunlar ve promo yollasınlar… Bir çok eğlenceli şey yaşayacağımızı umuyoruz. Bir çok yeni insanla tanışacağız ve özellikle de bizim için en önemli olan şeylerden biri yabancı ülkelerin yemeklerinin tadına bakacağız 🙂 hahaha (Gelin eşşek gibi tereyağlı bi’ İskender yedireyim size de aklınız başınıza gelsin:)/Goremented)

Röportaj için teşekkürler, eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
“Embedded Coding” albümümüze göz atın ve brutal kalın !!!
Common Grave’den teşekkürler ve selamlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu