Röportajlar

CENOTAPH

Merhaba Cenotaph öncelikle yeni albümünüz “Perverse Dehumanized Dysfunctions” için yürekten tebrikler, gerçekten beklediğimize fazlasıyla deydi, bizlere biraz bu albümün oluşum sürecinden bahseder misiniz?
Merhabalar , Teşekkür ederiz. Albümün yazım aşaması uzun zamanımızı aldı, acele etmedik, bir önceki albüm Putrescent’den sonra grupta kadro değişiklikleri olmuştu, Cenotaph normlarına karakterine uygun bir albüm yazdık bu uzun süre içerisinde, sonuçtan memnunuz umarım dinleyicilerimizde beğenmiştir.

“Perverse Dehumanized Dysfunctions” kariyerinizin 6. Albümü ve bu albümle beraber 23. Yılınıza ulaştınız, şöyle geriye dönüp baktığınızda Cenotaph olarak 23 yıl nasıl geçti, bir çok kadro değişiklikleri yaşandı fakat Batu Çetin sabit olarak bu işi bırakmayarak sürekli yeni elemanlarla devam etti, Cenotaph için Batu’nun grubu demek kaba mı olur, artık tam anlamıyla bir kadro problemi çözüldü mü?
23 senenin ne zorluklarla geçtiğini bir ben bilirim, çok stresli dönemlerde oldu çok güzel dönemlerde oldu, acısıyla tatlısıyla 23 seneyi geride bıraktık, kadro değişiklikleri olabiliyor bu normal, bu grubu yoksa 23 sene devam ettiremezdim, bunlara eskisi kadar çok takmıyorum artık, alıştım zamanla yıllar içerisinde bir çok iyi müzisyenle beraber çalıştım, hepsine buradan selamlar yine.Dinleyicilerimiz karar verebilir buna, kimin grubu olduğuna, ben bu konuda yorum yapmak istemiyorum.

Albüme gelen tepikler nasıl ve ne yönde?
Henüz çıkalı 1 hafta oldu ama şu ana kadar gelen yorumlardan ve tepkilerden memnunuz.

Ülkemizde Death Metal tarzında ard arda çok güzel albümler çıktı, Carnophage, Suicide, Hellsodomy, Engulfed vs. gibi daha birçok isim, siz nasıl değerlendiriyorsunuz tüm bu gelişmeleri,Türkiye için artık Death Metal‘in iyi icra edildiği bir ülke diyebilir miyiz ?
Yerli gruplarımız ardı ardına güzel albümleri yayınlandı, bu sevindirici bir durum, bu ülkede çok yetenekli müzisyenler ve insanlar var bunu ilerleyen yıllarda dünya piyasaları daha fazla görecektir, extreme müziğin ülkemizde son yıllarda kaliteli bir şekilde yükselişinden mutluluk duyuyorum.

Perverse Dehumanized Dysfunctions isimli albümünüzü Rusya’da kaydettiniz, kayıt dönemi nasıl geçti sizin için?
Rusyada Moskovada DTH stüdyolarında kaydettik, istediğimiz doğal akustik soundu alabilmek için bu stüdyoyu seçtik, sonuçtan memnunuz, albümün mix ve mastering aşamaları da Rusya’da yapıldı. Her kayıt dönemi stresli ve zorludur ama yurt dışında kaydetmek her açıdan zor bir deneyimdi, bunu başardığımız için oldukça memnunuz.

Şarkı sözlerini yazarken nelerden etkilendiniz ve genel olarak neleri konu aldınız?
Etkilendiğim çok fazla konu olabiliyor, korku filmleri veya sci-fiction bir film veya izlediğim bir belgesel veya oynadığım bir bilgisayar oyunundan bile etkilenip şarkı sözü yazabilirim, genel konular derin psikolojik rahatsızlıklar, epidemic salgın hastalıkları ve onların sonucu oluşan hastalıklı dünyalar, mutasyona uğramış bizim boyuttan olmayan yaratıklar, genetic deneyler sonucu oluşan kontrolden çıkmış bir habitat, hayal dünyamda oluşturduğum brutal bir boyut .

Perverse Dehumanized Dysfunctions kanımca içindeki eserler den kapağına kadar çok özel bir çalışma, ve elbette kapaktan da konuşalım isterim, hikayesi nedir kapağın?
Kapağı Japon sanatçı ressam Toshi Egawa çizdi, kendisi daha önceki albümlerimizden Pseudo Verminal Cadaverium ve Putrescent Infectious Rabidity’nin kapaklarını çizmişti, benim ne tarz kapaklar sevdiğimi ve liriklerde nelerden bahsettiğimi yukarıda anlattığım liriklerde kullandığım o dünyayı biliyor, karşılıklı konuşuyoruz bir albüm kapağına başlamadan fikir alışverişleri yapıyoruz, kapakta görmek istediğim şeylerden ona bahsediyorum, O da bana kendi fikirlerini söylüyor ve birkaç eskiz çizdikten sonra bitmiş hali bu kapaklar çıkıyor ortaya. Kapağın görsel hikayesi liriklerde yazdığım konuların geçtiği boyuttan bir kare.

Daha öncede yurtdışında çok önemli konserler verdiniz ve gerçekten çok sevilen bir grupsunuz, Ağustos ve Eylül aylarında bir Avrupa Turneniz olacak, bunlardan da bahseder misiniz?
Albümün tanıtımını yapmak için çıkacağımız bir Avrupa Turu bu, Ağustos sonundan eylül ortalarına kadar sürecek şu ana kadar yaptığımız en uzun tur olacak, 24 günlük bir tur olacak , birçok ülkede ve şehirde çalacağımız için şimdiden çok heyecanlıyız.Daha önce 2008’de 10 günlük bir Rusya ve 2010 da 15 günlük 2. Rusya turu yapmıştık bu seferki tur bunlardan uzun ve zorlu geçeceğe benziyor, bakalım amacımız en iyi şekilde oralara gidip yeni albümü çalmak.

Ben sizi ilk kez yıllar önce bir festivalde izlemiştim ve o günden beride takip ediyorum, acaba sizi ülkemizde bir festival ortamında izleyebilecek miyiz? Türkiye’deki konser ortamları hakkında neler düşünüyorsun, bu yıl bir kenetlenme oldu ve hemen her konser belirli sayıda kitlelere ulaştı, bunda ki sebepler yabancı grupların gelmekten vazgeçmesi mi yoksa gerçekten bir birliktelik var mı ?
Türkiye’de özellikle büyük festivallerde gerçekten arkadaş dostluk ahbaplık hatrı konuları ön planda genelde, organizatörün kankası olan gruplar bu tür festlerde banko çıktı geçmiş senelerde, biz dahil albüm yapmış kasmış çabalamış onlarca grubun hakkı yendi, bu festivallere çıkartılmadı yada görmezden gelindiler, dediğin doğru son 2 senedir yerli grupların konserleri oldukça zevkli ve kalabalık geçmeye başladı, umarız bu şekilde devam eder, yabancı grupların gelmemesi meselesi de etkili olmuş olabilir, mümkünse bizden daha fazla Türkiye’de konser vermiş yabancı gruplar gelmesin, hep aynı grupları ısıtıp ısıtıp seyircinin önüne koyma furyası bitsin artık.

Sorularımızı içtenlikle cevapladığınız için çok teşekkür ediyor ve başarılarınızın devamını diliyoruz. Son Olarak Extreminal Webzine takipçilerine neler söylemek istersiniz?
Teşekkür ediyorum desteğiniz ve ilginiz için, yeni albümü check edin konserlerde görüşmek üzere.Facebook ve Bandcamp Sayfalarımızdan bizi takip edebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu