Yeni Madball albümü ”Empire” şu sıralar piyasada ve Avrupa turnesi de devam ediyor bize bunlardan bahseder misin?
Mitts (gitar):Son albümümüzün çıktığı 2007’den beri biz zaten aralıksız turne halindeydik ve yaz başlarında tamamladığımız albüm şu an piyasada ayrıca üzerinde çalıştığımız yeni bir parçayı daha sete dahil etmek üzereyiz ve tabii ki turnelere de devam…
R.A.H.C. myspace.com’a ilk sırada koyduğunuz şarkı… Neden bu parçayı seçtiniz?
Kendimiz ve bizimle çalışan arkadaşlar olarak dinleyiciye tüm albüm hakkında net fikir verebilecek ve albümü tam anlamıyla temsi edebilecek iyi bir parça seçtiğimize inanıyoruz.
… Hem kalitesi hem de şarkı sözleri açısından.
Gerçekten hızlı beat’lere sahip. Eski Madball, eski Agnostic Front, eski 80ler hardcore’u etkileşimli.
Albüm ‘Nuclear Blast’ bünyesinde kaydedildi… Bu metal bazlı şirketin süze sundukları nelerdi, neden bu şirketi seçtiniz?
Bir albüm yaparken bizim amacımız olduğunca çok kişiye ulaşmaktır. ‘Nuclear Blast’ firmasının büyük bir metal potansiyeli var, ve bizim hayranlarımızsa bizi zaten nerede bulacağını iyi bilir ve bu sırada eğer metal kitlesinden de birkaç kişiye ulaşabilirsek işte bu mükemmel olur.
Turne devam ederken davulcunuz Jay Weinberg’le yollarınızı ayırdınız… Bunun temel sebebi neydi ve onun yerini kim alacak?
Bu konuda çok konuşmak istemiyorum.O iyi bir davulcuydu ama bizim grubumuz içinde yer alabilecek bir kişi değildi…
Yaşının gruba göre çok genç olması bunun nedeni olabilir mi?
Yaşının genç olduğunda hemfikiriz ama bazı gençler yeni şeyler öğrenmek için çalışırken bazıları her şeyi bildiğini zanneder…Bu konu benim umurumda olmaz… Turne sırasında ise boşluğu geçici olarak ‘Igor Wouters’ dolduruyor, geçmişinde ‘Backfire’da çalıyordu şimdi ise ‘Born From Pain’deyer çalıyor. Bizim için gerçekten kolay bir seçim oldu; kendisi hem iyi bir dostumuz hem de Avrupa’da yaşıyor. Turne bittiğinde ise bu konuya kalıcı bir çare bulabileceğimizi düşünüyorum.
Yıllardır kalıcı bir davulcu bulamamanızın temel bir sebebi varmı yoksa sadece talihsizlik mi?
Biz yıllardır temelde aynı kadroyla sahneye çıkarız ve bu kadroya sadece iş arkadaşı gözüyle değil aile gözüyle bakarız. Birbirimizle gerçekten iyi arkadaşlık ilişkilerimiz vardır. Tatillerimizi bile beraber hatta birbirimizin aileleriyle hep birlikte geçiririz. İlk davulcu değişimi Mackie gruptan ayrıldığında gerçekleşmişti. Mackie’nin imzasını taşıyan diğer bir grup olan Cro-mags yükselişe geçerken biz Mackie’yi kalmaya zorlayamazdık. Bizim bu pozisyon için aradığımız kişi kesinlikle iyi karakterde biridir, gerektiğinde arkamızda duracak gerektiğinde ise bizim onun arkasında durmamızdan rahatsızlık duymayacak biri…Igor bizim en az 10 yıllık dostumuzdur ve çok dirençli bir yapıya sahiptir ; bu nedenlegruba tam anlamıyla uygundur.
Bu yaz turne esnasında Macaristan’da sahneye çıktınız ve mekanda bir termal havuz vardı… Ortam sizce güzel miydi?
Evet bir havuz vardı ama biz girmeyi denemedik ve girmeyi deneyen dinleyiciler garip bir diyalogla karşılaştılar; Durun girmeden önce parasını ödemelisiniiz diye bağıran görevliler:) Ama şov mükemmeldi ‘Punishable Act’in yanımızda olmasının da buna katkısı büyüktü…
Macaristan’daki sahnenin çıktığınız en ilginç sahne olduğunu söyleyebilir miyiz?
Hayır, tam olarak değil. Termal bir hamam ortamında insanlar sıcak suda yüzer ve dinlenirken sahne almak ilginçti ama kariyerimiz boyunca birçok ilginç ortamda sahne aldık. Mesela Sırbistan’ın Novi Sad şehrinde katıldığımız Exit Fest; etrafında eski zamanlarda timsahların yüzdüğü bir kanalla çevrilmiş bir kale…Her ne kadar orda timsahlar artık bulunmasa ya da kanal boş olsa da atmosfer kesinlikle inanılmazdı.
Son albümünüz olan ”Empire”ın şarkı sözleri hakkında bize neler söyleyebilirsiniz?Başlıca ilham kaynaklarınız nelerdi?
Genel tema hakkında düşündüklerimi söyleyebilirim ama sözler açısından bu soruya ancak Freddy cevap verebilir.Son kaydımız “Infiltrate The System” sahnedeki biz dışında bizim bir aile oluşumuz çocukluktan erişkinliğe geçiş sürecimizi yansıtan bir çalışma. Biz 30’lu yaşlara geldik kimilerimiz 40’larına, ama hala müzik piyasasına yeni bir şeyler kazandırmanın peşindeyiz; ”Empire”sa bu sürecin bir yansımasıdır. Biz her ne kadar hardcore bazlı müzik yapsak da yaptığımız her işe değişik açılardan yeni şeyler katmaya çalışıyoruz; sahne şovlarımız, iş hayatımız gibi… Müziğimizi ele aldığımızda ise “Infiltrate The System”de yapmaya çalıştığımız işin içine biraz daha metal katarak ne kadar modern bir sound yakalayabileceğimizi görmekti. Madball her zaman hardcore ve metalin bir karışımıydı…Ve belki biraz da punk; bu tarzları hep bir denge içinde kullanmaya çalıştık. Diğer parçalarımızın aksine “Infiltrate The System” metal yüzü biraz daha önce çıkmış bir çalışmaydı bunu dengelemek adına albümdeki diğer parçalarda biraz daha old school temalı sözler kullandık… İşte bizim yaptığımız budur….
Benimsediğiniz sosyal ya da politik bir görüş var mı?
Genel anlamda yok, Madball hiçbir zaman politik bir grup olmamıştır.Her ne kadar Freddy bir takım sosyal konularla ilgili sözler yazmış olsa da bizim net olarak yer aldığımız bir taraf yoktur. Kesinlikle bazı inançları olan insanlarız ama bu inançlarımız müziğimizin şekillenmesinde bir rol sahibi değildir.
Hardcore piyasasının geçirdiği evrim hakkında ki düşünceleriniz nelerdir ve sizce bu süreç yeterince hızlı mı?
Kesinlikle…Yaklaşık 25 yıldır hardcore dinliyorum ve hardcore hayatımın önceliklerinden biridir. Evrim konusuna gelince; bence her müzik tarzı gibi hardcore da kesinlikle belli bir gelişim süreci yaşadı, yaşamamış olsa sanırım hala 1985’deki soundlar devam ederdi. İnsanların önüne aynı soundları tekrar tekrar çıkarmak bence aptalca… Şahsen ben yeniliklere hep açık olmaya hep daha ileriye bakmaya çalışıyorum. İnsanların müziğimi dinlediğinde sound’un nerden tanıdık geldiğini düşünmesini değil yeni ve özel bir şeyleri tatmasını amaçlıyorum. Bence değişim iyidir ve her şey için iyidir. Günümüzde iyi hardcore parçaları üreten gruplara bakalım; kökleri belki 20 yıl öncesine dayanan müzik ama soundlar tam bugüne ait… İşte değişim bu yüzden iyidir değişim evrimin yolunu açar…
”Madball” sanırım 25’inci yaşını kutlamak üzere bunu kutlamak ya da belki özel bir dvd piyasaya çıkarmak gibi bir plan var mı?
Bu harika bir fikir ve sanırım böyle bir şey yapmamız da gerçekten gerekli… 20. yılımız geldi ve gerçekten bu konuda gerçekten bir şeyler yapacak zamanımız olmadı. Üzerinde ”20 years” yazan t-shirtler ve bir takım eşyalar tasarladık fakat bir dvd gerçekten harika olabilirdi.
New York’da yaşamak ve burada ki hardcore piyasasına dahil olmak hakkındaki ve bu piyasada ki insanlara dair düşünceleriniz nelerdir?
Bizim büyüdüğümüz dönemlerde New York tehlikeli bir şehirdi, şu sıralarsa bence olabileceğinden daha fazla güvenli. Hardcore piyasasına gelince; hardcore bir sokak müziğidir ve dünyanın hiçbir yerinde sokakların çok da güvenli olduğunu düşünmüyorum. Hardcore saldırgan bir tarz barındırır, tarzın başlamasında ve gelişmesinde etkili olanlar zengin çocukları değil orta sınıfa ve çalışan kesime dahil insanlardır. Her insan hatalar yapmış olabilir ama piyasada daimi olanlar bu hatalardan ders almayı becermiş kişilerdir bizimde bunlardan biri olduğumuz muhakkaktır. Şundan eminim ki sizin de hayatınızda yapmış olduğunuz ve bundan pişmanlık duyduğunuz şeyler olmuştur, bu sizin kötü birisi olduğunuz anlamına gelmez ve bizim kötü insanlarla işimiz olmaz.
New York yerel hardcore piyasasından bir isim; ‘Peter Steele’ … Bu isim size tanıdık geliyor mu ya da onu kişisel olarak tanır mıydınız?
Birkaç sebepten ötürü kendisiyle tanışma fırsatı bulmuştum. Çok yakın ilişkilerimiz olduğunu söyleyemem ama benden daha önce piyasa da olduğunu söyleyebilirim. Onu New York sokaklarında takılırken ve Carnivore’la çalarken birçok kez görmüştüm ama ona en son 2003 With Full Force Festival’inde Almanya’da rastladım. Gösterimiz bittikten sonra sahne arkasına gelip bize selam vermişti… Böyle bir insanın aramızdan bu kadar erken ayrılması çok üzücü…
”Madball” sanırım ”Agnostic Front”un bir projesi sonucu ortaya çıkmıştı… Peki Madball grubunun yeni bir grup oluşturmak gibi bir projesi mevcut mu?
‘Hazen Street’adlı bir proje için bir süre müzik yaptık, sanırım 2004’e kadar. Sonra benden gitar çalmaya devam etmem istendi ama bu asıl grubumdan uzak kalmak demekti. Bu proje belki tekrar gündeme gelebilir ve benim dışımda Freddy ve Hoya’da projede yer alabilir. Ayrıca 2003 yılında ‘Rag Men’projesinde yer aldım; Rigg Jorge ve Bulldog’la beraber bir harcore grubundan fazlasını meydana getirdik. Mükemmel şeyler yaptık ve yeniden bir araya gelmek için sabırsızlanıyorum. Bunlar dışında Freddy’nin hip-hop solo projesi ”Catholic Guilt”in çalışmaları devam etmekte.
Yakın arkadaşlarınız olarak nitelendirebileceğiniz gruplar var mı?
Tabii ki; mesela Agnostic Front… Onlar bizim için arkadaş değil aile gibidir. Ayrıca H2O ,Sick Of It All, Terror… Bazı isimleri unutmuş olmaktan korkuyorum açıkçası ama basitçe söylemek gerekirse biz geçinmesi kolay insanlar olduğumuz için turne veya organizasyonlarda beraber bulunduğumuz grupların %95’iyle iyi arkadaş olmuşuzdur…
Hardcore’u nasıl tanımlarsınız? Müzikal açıdan ve hayatınızdaki yeri açısından hardcore sizin için neler ifade eder?
İnsanlar bana ne iş yaptığımı sorduğunda müzisyen olduğumu söylüyorum; ne tür müzik yaptığımı sorduklarında da tabii ki hardcore diyorum… Tabii ki çoğunlukla ne tür bir müzik olduğunu bilmiyorlar, onlara heavy metal bazlı, bir miktar punk rock içeren ve sokaktan ufak tefek parçalar taşıyan bir müzik olduğunu anlatıyorum; tarzımızın metal müzik hayranlarındaki enteresan saç kesimleri veya punkçılar gibi mohawk stili saç kesimlerini değil daha normal tarzları benimsediğini; dazlaklarla ise hiç alakamız olmadığı gibi şeyleri anlatıyorum… Hardcore bence sade bir müzik türü, benimseyenlerin yaşam tarzları da. Her birimizin yaşamlarında benzer yollardan geçmiş olduğumuzu düşünüyorum; cidden. Ben her ne kadar son zamanlarda eskisi gibi sokakta takılamasam da ya da haftada 3 gece sahne alamasam da son 25 yılımın bu tarz sayesinde şekillendiğini düşünüyorum. Bir çok müzik tarzını dinlemeye devam etsem de hardcore’un hep bir parçam olduğunu düşünüyor ve gücümün yettiği kadar çok ve uzun süre müzik yapmaya devam etmek istiyorum.Ve bu yaşamın bana ne getirdiğini soracak olursanız ; sevdiği müzik tarzını dünyanın dört bir yanında çalmaya fırsat bulmuş binlerce muhteşem insanla tanışmış, onlarca kültürü tanıma fırsatı bulmuş ve bu ortamlarda müzik yapma fırsatı bulmuş bir insan olarak şunu söyleyebilirim: bu bir insanın hayatta isteyebileceği bence en muhteşem şeydir ve bunlar benim başıma geldiği için şükran duyuyorum….
Çeviri : Emre GÖKDEMİR
