Arşiv Odası #14 | Bathory – Blood Fire Death
Under One Flag Records – 1988 – İsveç
Bathory, Venom’dan 4 yıl sonra kuruldu. Celtic Frost ise Bathory’den 1 yıl sonra kuruldu. Venom’un icadı olan black metal bu 2 dev grup sayesinde çok büyüdü. Bathory ve CF üzerindeki Venom etkileri yadsınamaz ancak özellikle Bathory ilk yıllarında Venom taklitçisi olmakla suçlanmış ve metal basını tarafından çok hırpalanmıştır. Sonunda merhum Quorthon (gerçek adı Tomas Börje Forsberg) pes etmedi ve o kadar büyük işler yaptı ki 2004 yılında kalp krizinden öldüğünde arkasında sonsuzluğa uzanan büyük bir miras bıraktı.
Blood Fire Death sadece bir black metal albümü değil; aynı zamanda viking metal türünün de ilk örneği olarak kabul ediliyor. Quorthon bu yeni türün babası olarak aynı zamanda kendisini taklitçi olmakla suçlayanların da ağzını kapatmış oldu.
Albüm kapağı Norveçli ressam Peter Nicolai Arbo’ya ait ve gerçekten muhteşem. Adı ‘Vahşi Av’. Emperor da birçok kapağında eski zaman mitolojik/dinsel eserlerini kullanmış ve sanırım bu kültürü Quorthon’dan miras almışlar. Takdir etmek gerekir ki gruplar sanat eserlerini ziyan etmemişler, bu resimlere değer katmışlar.
Blood Fire Death başından sonuna kadar çok sert ve enerjik. Albüm Odens Ride Over Nordland adlı 3 dakikalık bir intro ile açılıyor. Odin, çığlık atan atının üzerinde kuzey gökyüzünde dörtnala ilerliyor. Ve av başlıyor. İntrodan sonraki ilk şarkı olan A Fine Day To Die, akustik gitar ve Quorthon’un albüm boyunca az kullanılan temiz vokalleriyle açılıyor ve ardından gelen çığlıklarla ana konuya giriyor. Çok istikrarlı ritmi ve sert vokalleriyle harika bir ilk şarkı. Parça sonlara doğru akustik bir bölüm ve çığlık atan bir gitar solosu ile bitiyor.
Bir sonraki parça The Golden Walls Of Heaven ve bu şarkı akrostiş yapısındaki 2 parçadan biri. Sözler beşli olarak analiz edildiğinde, baş harflerin SATAN kelimesine karşılık geldiği görülebilir. Quorthon’un çığlıkları ve bir brass grubunu andıran davul ritmiyle açılan parça thrash benzeri bölümleriyle oldukça hareketli bir yapıya sahip. Ardından gelen Pace ‘Till Death ise melodik bir girişe bağlanan aşırı kaos yapısı ve Quorthon’un efekt vokalleri ile albümün en ağır parçalarından biri. Şahsen ben bu parçanın temposuna bayıldım. Bir diğer şarkı Holocaust ise Pace Till Death gibi kısa süresi ve vahşi yapısıyla dikkat çekiyor. Müziğini ağır sevenler kesinlikle beğenecektir.
Altı numaralı For All Those Who Died orta tempolu bir şarkı. Bu şarkı albümdeki Venom’u en çok anımsatan şarkı. Hemen ardından bir başka akrostiş şarkı olan Dies Irae geliyor. Sözlerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya ‘CHRIST THE BASTARD SON OF HEAVEN’ şeklinde okunuyor. Dies Irae aynı zamanda thrash/death yapısıyla, kaotik girişi ve çok hızlı devamıyla albümün en sert şarkılarından biri. Bu kısa şarkıda Slayer benzeri çığlık çığlığa gitar soloları ve dört nala koşan davullar var.
Gelelim outrodan önceki son şarkı olan Blood Fire Death’e. Genel yapısı ile A Fine Day To Die ile birlikte Viking Metal atmosferinin en baskın olduğu 2 şarkıdan biri. 10+ dakika süresi, bol efektli coşkulu yapısı, güzel solosu, sonlara doğru akustik kısmı ile her şeyi içinde barındıran ve genel olarak orta tempoda ilerleyen harika bir epik. Henüz albümü dinlememiş olanlar için bu şarkı doğru adres bence. Albümün genel yapısını özetleyen bir çalışma. Bu güzel epiğin ardından albüm kısa ve sakin bir outro ile kapanıyor.
Çığır açan müzisyen Quorthon’un bu başyapıtını mümkün olduğunca anlatmaya çalıştım. Sonuçta bir dönüm noktasından bahsediyoruz ve hakkında söylenecek çok şey var. Henüz dinlememiş olanlara şiddetle tavsiye ederim, en azından sesi çok güzel olmayan bir adamın ruhuyla söylediğinde sesini nasıl dinlenebilir hale getirdiğini görmeleri için.
“Even the heavens shall burn when we are gathered
Now when the flames reach for the sky”
Bu albüm incelemesi İngilizce dilinde Metal Inspire sayfasında yayınlanmıştır.