Röportajlar

ANATOLIAN WISDOM

Selam Hanephi..Grup bu sıralar neler yapıyor? Yeni albüm hazırlığı var mı?
Heil! Bu günlerde yeni stüdyo kurmakla uğraşıyoruz. Hem kayıt hem de pratik yapabileceğimiz bir yer olacak. Tamamen kendimize ait olacak. Bu, ne zamandır yapmak istediğimiz bir şeydi. Grup olarak her şeyi hazır tutabilmek oldukça önemli. Grubun kendine ait bir cehennemi olmalı. Bütün laneti ve karanlığı içinde barındıracak bir yer.
Yeni albüm için bütün şarkılar hazır ama daha önce kadroyu ve stüdyoyu tamamlamamız gerekiyor.

‘’Where the Iblis Dwells’’ sonrasında ne gibi gelişmeler yaşadınız ve bu süreçte size olan ilgi ne durumdaydı?
Albümü piyasaya sürdükten sonra Kanada içinde kısa bir tur yaptık. Bu oldukça olumlu oldu grubun tanıtımı acısından gittiğimiz şehirlerde. Where the Iblis dwells’i benim kendi şirketim A.S.A Productions üzerinden CD formatında yayınlamıştık, daha sonra Yunanistan’dan Morbid Count Productions Albümün kaset versiyonunu yayinladi ve Avrupa’da yeraltında dağıtımını yaptı. Bu vasıtayla İspanya, İtalya, İsveç gibi ülkelerdenbağlantıya gecen dergiler oldu. Albüm genel olarak iyi yorumlar aldı.

Kanada ve Türkiye ortak projesi olan grubun elemanlarını bize tanıtır mısın?
Ben grubu Kanada’ya yerleştiğim ilk dönemde kurdum, davulcumuz Magnus’u burda ikinci gitarları çaldığım Inhuman grubundayken tanıdım ve ilk basçımız da aynı gruba geçici olarak katılmıştı. Gecen yıllarda 4 tane bassçı değiştirdik. Su an grubun kadrosu Ben(Hanephi) gitar , Caligulus Supremus gitar ve Magnus davul. Sanırım Black Metal grubu için 3’den fazla eleman çok geliyor. Bazen 3 bile fazla aslında. HAHA!

Kanada’da yaşam nasıl Black Metal adına iyi bir kitle gözlemleyebildin mi?
Kanada coğrafi olarak çok büyük ve az bir nüfusa sahip. Gruplar için tura çıkmak oldukça masraflı ve zaman alici. Yerleşmiş bir metal kültürü var genel anlamda. Gruplar genelde yerel kalıyor çoğu zaman. Avrupa gibi bir saatte başka bir ülkeye gitme imkanı yok. Black Metal kendi özünde çok büyük bir kitleye dünyanın hiç bir yerinde hitap etmiyor zaten ve burada da pek farklı değil. Bence böyle olması daha iyi. Az ve öz. Burada piyasada destek var gruplara , CD, Merchandise, Vinyl olayına insanlar para ayırıyor ve destekliyorlar fanları oldukları grupları.

O halde ülkemize de dönelim.. Burada işler sence nasıl? Gruplarımı ve kitleyi nasıl gözlemliyorsun?
Türkiye’de son yıllarda ortam bayağı hareketlendi gibi. 10 sene önce hayal olan bir dolu grubu görme durumu simdi gerçek olmuş gibi. Festivaller oldukça iyi görünüyor. Yerli gruplar uluslararası festivallerde çıkıyor ve plak şirketleriyle anlaşıyor. Bence bunlar oldukça önemli Türkiye’de ki metal piyasası acısından. Türkiye’de ki kitle genelde toplumun bir yansıması. Mesela Müslüman BM fanları. Oruç tutup satanistim diye gezen mallar. Varos gothic’leri’de ayrı bir muamma. Bu tip gereksizlikleri elimine edersek, gene sağlam ve bu müziğe kendini adamış bir ortam var Türkiye’de.

The Sarcophagus iyi işler yapan bir grup ve sen de bir dönem o grupta çaldın. Konuk olarak mı orda bir süre yer aldın yoksa kadrodan herhangi sebeplerden ötürümü ayrıldın?
The Sarcophagus ile bağım çok uzun yıllara dayanıyor. 90’ların ortalarından bu yana diyebiliriz. Bir ayrılma durumundan öte o donemde Gitarist Sephiroth (AKA. Thyrouth) bir sureliğine Almanya’ya gitti. Ben Kanada’ya geldim. Grubun kurucusu Nahemoth’da o donemde grubun çalışmalarını askıya aldı. Herkes bir tarafa dağıldı o donem kısacası. Nahemoth olayı tekrar alevlendirici simdi ve grup yeraltındaki yerini sağlamlaştırmaya devam ediyor.

Grup logo tasarımı Rob Smiths’e ait (Demigod,Avulse vs) Siz mi aklınızdakini fikri ilettiniz yoksa her şeyi ile bu işi Rob mu üstlendi?
İsin asli Logo ve gruba ait hemen hemen bütün tasarımlar bana ait. Evet Smith oldukça yetenekli birisi ve bir çok gruba da artwork hazırladı. AW’nin kurucusu olarak Logoyu ilk hazırlamıştım daha her şey proje halindeyken.
Logoda var olan hilal görüntüsü İslam saçmalığıyla karıştırılmasın istiyorum yada milliyetçilik. Ben kişisel olarak özgür iradeye inanıyorum ve logo daki pentagram da ferdiyetçi ve özgür ruhu simgeliyor benim için. Bütün dinlerin, ırkların ve insanlığın üzerinde. Ben İslam karşıtıyım ve özünde bütün köleleştiren tek tanrılı dinlere ve onların değer yargılarına düşmanım. İnsanlar zayıf ve kaderci , milyonlarca insan bir buyu altında ve hayaller peşinde. İnsan kendi özünü kendi doldurmalı, dinlerle, boş sözlerle değil. Ben içimi kaosun alevleriyle dolduruyorum. Anadolu monotheistic dinlerin ilk filizlendiği ve kendine yol bulduğu yerlerden. Anatolian Wisdom’da bir yumruk onların haclarına, kubbelerine, yalanlarına.

Albüm kapaklarınız birbirinin devamı gibi (Towards the Darkness of Anatolia ve Where the Iblis Dwells) burada anlatmak istediğiniz bir hikaye mi var ve bunun geleceği son nokta olarak oturan bir düşünce oluştu mu?
Album kapaklarında benzer renkler kullandım, ilk albümde genel fikir isyan üzerine kuruluydu ve alevlerin kırmızılığıyla bunu yansıtmak istedim , ikinci albüm ise kainatın derinlerinde gizemler ve alevler içinde saltanat suren İblis’e adanmıştır. Kaotik olsun istedim albüm’ün kapağı, kozmik bir patlama ve kainatın yok olusu.Yeni albüm için daha farklı düşünceler var aklımda. Albümün genel yapısı daha karanlık ve ölüm üzerine kurulu. Bu düşünsel yapıyı yansıtacak bir kapak olacak büyük ihtimalle.

Sizin şarkılarınızda iletmek istediğiniz ana düşünce ne? Düşünce, yapı ve duruş olarak Anatolian Wisdom nasıl bir grup olarak anılmak istiyor?
Kişisel olarak kimseye bir düşünce iletmek gibi bir arzum yok, yada yaptıklarımız örnek olsun. Özünde tamamen kişisel bu müzik, en azından benim için öyle. İnsanlar eğer bir şeyler bulurlarsa müziğimizde kendilerine yakin bu güzel bir şey ama bu benim asıl amacım değil. Anatolian Wisdom karanlıkta doğan sonsuz alevlerin habercisidir. Ayni zamanda da din düşmanı ve hacı hoca katili.

Black Metal’de Türkçe söze geçmişte karşıydım, ancak son dönemde Sheltersiege ve Ezayah ile bunu bir ölçüde yıkmayı başardım. Sizin albümünüzü dinlediğim zaman (bu arada gönderdiğiniz için teşekkür ederim) Türkçe sözlü çalışmalarınızda dikkatimi çekti sizin de sadece Türkçe sözlü albüm çıkarma düşünceniz var mı?
Sanırım genel olarak kendi ana dilinde bir şey dinlemek insana garip geliyor. Mesela dünyada çoğu grup İngilizce söylüyor ve çoğunun kötü aksanları ve gerçekten bozuk İngilizceyle yazılmış sözleri var. Ana dili İngilizce olan bir ülkede adamlara bu tip şeyler komik gelebiliyor ama yinede iyi yazılmış ve yorumlanmış sözler her dilde etkili olabilir. Tarz çok önemli. Bizim vokalistimizin Türkçe söylediği şarkıya dikkat edersen bayağı biraksanla söylüyor bence bu durum her şeyi daha iyi yaptı. Anlaşılması zor ve garip.Tamamen Türkçe bir albüm planlamadık , zaten oldukça zor ve zaman alan bir şey yabancı bir dilde Kanadalı elemana şarki öğretmek.

Sen grubunla yurtdışında yaşadığın için gelen tepkileri daha sıcak hissedebiliyorsun. Farklı dillerde şarkılara yaklaşım nasıl oluyor (kendini ispat etmiş Burzum gibi grupları ayrı tutuyorum) Bahsettiğim şeyi sadece Türkçe olarak düşünme Fince, Almanca ya da farklı bir dilde olabilir. Bu durum Metal tarzları arasında en çok Black Metal’de görünüyor ve bu sebeple temeli sürekli ‘’faşizmle’’ ilişkilendiriliyor. Senin bu konudaki düşüncelerin nelerdir?
BM’de zaten sözleri anlamak o kadar’da kolay değil , zaten çoğu insan da pek ilgilenemiyor bunla. Kendi dilinde söylenen şeyler bence daha gizemli özellikle başka ülkelerde insanlar anlamadığı zaman. İskandinav dillerinde ilkel bir ton var, bu bence oldukça uyuyor BM’in havasına. Grupların potansiyelini biraz kısıtlasa da bence güzel birsek.
BM’nin faşizmle ilişkilendirilmesi çok normal , çünkü müziğin özünde yer verdiği mesaj’da nefret, ölüm, cinayet, soykırım ve bu dünyanın her tür karanlık ayıbı var. Hangi dilde söylenirse söylensin faşizm bir parçası olacak bu müziğin. Bu konu çok uzar bence. Meksika’da faşist Swastika’li BM grupları var mesela ama ben pek anlamıyorum Arian irkin Hispanic bağlantısını. 🙂

Sizin etkilendiğiniz ya da dinlediğiniz gruplar kimler?
Benim en eski yıllardır en çok etkilendiğim grup Mayhem ve albüm De mysteries dom sathanas, bunun üzerine, Watain , Deathspell Omega, Secrets of the moon, Ondskapt, Lunar Aurora bir dolu Dark Ambient grupları. Sanırım bu liste uzar da uzar.

Konser planı var mı peki hiç?
Bu donem için yok, Ex-Vox ve Ben Infernal Majesty, Brutal Truth konserinde birbirimize girdik. Bu durum su an için biraz zorlaştırdı canlı çalma olayını. Yeni vokalist ve bassçı bakıyoruz , kadro tamamlanınca konserler olacak.

Black metal gruplarını düşünce olarak ikiye bölen Myspace sitesi hakkında ne düşünüyorsun? Dostum bu soru tamamen şuan oluştu, bunun da nedeni sizin sayfanızı incelerken gayet karanlık ve kaotik bir ortamda player’da iblisin diyarı gibi bir şarkı dinlerken hemen yanında reklam bannerı olarak Rihanna’yı domalarak poz vermiş halde ve götüne çarpan ‘’Late Night Rihanna’’ yazısıyla görüp bu soruyu sormak istedim.
Myspace sonuçta ticari bir site ama yine de iyi sayılır, bir suru gerekli gereksiz insanla tanıştık. Bu son dönemde yaptıkları update’lerin üzerine su an sayfamız bam başka bir şey oldu. Bakalım düzelteceğim bir ara. Bayağı güldüm bu soruya ve Rihanna olayına 🙂 Eğer Myspace’in serverları yanarsa bir gün çok da sikimde olmaz. No more thanks for the adds 🙂

Vakit ayırdığın için teşekkür ederim. Extreminal takipçilerine son ne söylemek istersin?
Ben teşekkür ederim desteğin ve ilgin için.
Kadehlerinizi kaldırın gecenin karanlık efendisi için, ve günahkar olun bedenleriniz çürüyüp yok olana kadar!!! Hails!

www.anatolianwisdom.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu